Diyarbakır Restoran ve Kahvaltı Mekanları

Hasan Paşa Hanı’nda Kahvaltı: Diyarbakır’da güne tarihi bir atmosferde başlamak istiyorsanız, adres belli: Hasan Paşa Hanı. 16. yüzyıldan kalma bu hanın avlusunda oturup serpme kahvaltı yapmak, bambaşka bir his. Sıcacık pideler, çeşit çeşit peynirler, ev yapımı reçeller ve olmazsa olmaz kavurmalı yumurta... Burada kahvaltı etmek sadece karnınızı doyurmak değil, aynı zamanda bir seremoni gibi.

Mustafa’nın Kahvaltı Dünyası: Yine Hasan Paşa Hanı içinde yer alan bir başka harika kahvaltıcı. Buranın en meşhur lezzetlerinden biri narlı kaymak ve kivi reçeli. İlk kez denediğim bu tatları gerçekten unutamıyorum. Kahvaltı öylesine zengin ki, gün boyu acıkmayacağınızı garanti ediyorum.

Han Kapısı Kahvaltı ve Yemek Sarayı: Eğer Diyarbakır’ın yerel kahvaltısını tüm detaylarıyla keşfetmek istiyorsanız, Han Kapısı doğru adres. Çıtır börekleri ve tereyağlı kavurmalı yumurtası dillere destan.

İçkale Kahvaltı & Cafe: Diyarbakır’ın tarihi dokusunu hissetmek istiyorsanız, İçkale’nin içinde bulunan bu mekanda kahvaltı yapmalısınız. Ortam o kadar huzurlu ki, kahvaltınız bittiğinde bile kalkmak istemiyorsunuz.

Meşhur Ciğerciler: Diyarbakır’a gelip ciğer yememek büyük kayıp olur. Sabahın erken saatlerinde bile ciğer kebapçılarının önünde sıra oluyor. Tek Kapı Ciğercisi, belki de şehrin en iyisi. Ustanın elinden çıkan ciğer şişleri, közde pişerken mis gibi kokular yayılıyor. Yanında közlenmiş biber, sumaklı soğan ve taptaze lavaş ile sunuluyor. Sabah ciğer mi olur demeyin, bir kez deneyince vazgeçemeyeceksiniz.

Nasır Usta Adana Kebapçısı: Evet, burası Diyarbakır ama Adana kebabı da burada başka bir güzel. Nasır Usta’nın kebabı o kadar lezzetli ki, bir porsiyon yetmiyor. Baharatı, kıvamı ve yanında gelen meze çeşitleriyle gerçekten dört dörtlük bir yer.

Sultan Ocakbaşı: Burası sadece kebap için değil, Diyarbakır’ın meşhur kaburga dolması ve kuzu tandırı için de gidilmesi gereken bir adres. Öyle bir lezzet ki, etin lokum gibi ağızda dağıldığını hissediyorsunuz. Yanında gelen mezeler ise ayrı bir olay.

Fırın-ci: Diyarbakır’ın tarihi hamamlarından biri, restorana çevrilmiş ve ortaya Fırın-ci çıkmış. Burada taş fırında pişirilen et yemekleri ve lahmacun gerçekten efsane! Lahmacun deyince, Diyarbakır usulü lahmacunun biraz daha büyük ve bol kıymalı olduğunu söylemeliyim. Üzerine maydanoz, limon sıktınız mı tadı başka bir seviyeye çıkıyor.

Yemeğin üzerine iyi bir kahve içmek şart. Diyarbakır’ın en güzel kahve duraklarından biri olan Sülüklü Han, 17. yüzyıldan kalma bir yapı. Taş duvarları, avlusu, küçük ahşap masalarıyla sizi birkaç yüzyıl öncesine götürüyor. Burada içilen mırra (acı kahve), yorgunluğunuzu alıp sizi dinlendiriyor.

Konaklama önerileri için Diyarbakır Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz.