Lefkoşa'da Yapılacaklar

Büyük Han’da bir kahve molası verebilirsiniz. Lefkoşa’nın kalbinde, taş duvarların arasında sıcacık bir atmosferde dolaşırken kendinizi zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissedersiniz. Yerel sanatçıların yaptığı el işleri incelenir. Belki bir seramik, belki el yapımı bir takı alırsınız, anı olsun diye.

Selimiye Camii’ye girip tarihle baş başa kalınır.Gotik kemerlerin gölgesinde yürürken buranın bir zamanlar katedral olduğunu öğrenmek şaşırtıcı gelir. Sessizce içeri girip tavan detaylarına bakarken, mimarinin ve de tarihsel dönüşümün büyüsünü hissedersiniz.

Surlarda yürüyüşe çıkılır, Girne Kapısı’ndan geçilir. Lefkoşa’nın etrafını saran eski Venedik surlarında dolaşmak, şehrin geçmişine tanıklık etmek gibi bir şey. Özellikle Girne Kapısı’ndan geçerken “ben buradan kaç yıl geriye gidiyorum acaba” diye düşünmeden edemezsiniz.

Arkeoloji Müzesi gezilir, ‘Kimler yaşamış buralarda’ diye düşünülür.Binlerce yıl öncesine ait heykelleri, çanak çömlekleri görünce insan hayret ediyor. Müze sessizdir ama anlatmak istedikleri çoktur. Her odada başka bir çağın izlerini görürsünüz.

Atatürk Meydanı’nda soluklanılır, çevre izlenir.Şehrin kalbinde şöyle bir bankta oturulur, gelip geçenler izlenir. Belki bir simitçi geçer, belki çocuklar oynuyordur. Şehrin ritmi burada daha bir hissedilir. Yakındaki tarihi yapılar da kendini sessizce gösterir.

Yeşil Hat boyunca yürüyüş yapılır, Lefkoşa'nın iki yüzü görülür.Sınır hattının çevresinde dolaşırken hem geçmişin izlerini görürsünüz hem de bugünün Lefkoşa’sını. Bir yanda sessizlik, diğer yanda canlı sokaklar. Duygular biraz karışır ama bu yürüyüş unutulmaz bir deneyim olur.

Konaklama önerileri için Lefkoşa Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.