Hoyran Wedre Köy Evleri

Hoyran Wedre’nin pitoresk hali; kültürü ve doğayla beraber yaşamı özümsemiş kişileri tekrar tekrar oraya gitmelerine zorluyor. Ben o kişilerden biriyim! Hoyran’ın yaratıcıları Canan Hanım’ın ve Süleyman Bey’in konuşabileceğim gerçek bir hikâyesi var: Hoyran Wedre Köy Evleri’nin arkasındaki kültürü anlatıyorlar. Ev sahipleri; 2000’li yıllarda özel sektörde çalışırken, İstanbul’da yaşamın yoğun temposunun sürekliliğine karşı rahatsız olup, ciddi bir meydan okuyuş ile Demre’ye bağlı Hoyran Köyü’nde, eski bir köy evini baştan aşağı restore etmeleri ile başlıyor serüvenleri. Yaklaşık 4 yılın sonunda, 2006 yılında misafirlerini ağırlamaya başlamışlar başka bir hayat mümkün diyerek! Bir Ara Güler fotoğrafı gibi, insanın her daim aklında kalacak bir yer yaratmışlar. Görmüş geçirmiş, hayatın sırrına ermiş insanlar olmaları boşuna değil…

Mekâna ve insana yakışır şekilde düzenlenmiş köy evlerinin, her bir odası veyahut evi; ötekinden daha incelikli ve zevk sahibi detaylarla dolu. Hangi alanda kalınırsa kalınsın, bir roman görülür burada, Nicola Porpora’nın eserlerinin eşlik ettiği… Çatı katındaki suit oda; eski fotoğraflardan bilebileceğim bir geçmişe geri dönüşü andırıyor benim için. Ya da zaman tünelinden ileri doğru sıçramayı! Bu odada o kadar çok kalıyorum ki, çok sevdiğim bir koltuğum bile var! Suitin balkonu, hele mehtaplı gecelerde ne şirin olur…

Çınarın uykusu ferahlatır derler, çınar ağacının altında uyuyanlar dinlenip gençleşir derler. İnsanlar ömrüne ömür katsın diye çınarın serinliğine sığınır, altında sofralar kurulur. Kahvaltılar da serpme şeklinde önünüze bu ortamda gelir. Kendi bahçelerinde yetiştirdikleri domates, biber, salatalık, zeytin, zeytinyağı, kekik, taze meyveler, köy yumurtası, sıcacık ekmekler derken lezzetine doyulmaz serpme kahvaltılar ile başlanıyor her güne Hoyran’da! Masallardan fırlamış gibi enfes kahvaltılardan sonra, yaz günü keyifle tembellik etmeye uygun havuzun keyfini çıkarmaya alalım sizi!.. Canan ile Süleyman’ın doğaya karşı duygusallıkları; bahçeyi komple yeşilliklerle donatmaya götürmüş. Ne olduğunu tam kestiremediğim çeşit çeşit bitkiler, rengarenk çiçekler, meyve ağaçları, yabanıl kekikler, ada çayları, lavantalar gırla. Ama en önemlisi; doğayla ve tarihle dengeli yaşama, ‘’toprağa hafifçe basarak’’ Likya Yolunda yürümeye, toprağa bir anne gibi davranma hassasiyetlerine bin şükranlarımı iletiyorum. 

Hoyran Wedre; yerin kültüre, kültürün zamana, zamanın da hayata kaynadığı katmanlaşmış bir yer sürekliliği içinde kendi zamanını deneyimletme çabası içindedir 2006’dan beri. 21 yıllık müdavimler Avrupa’nın yedi bucağından Hoyran’a gitmektedirler hâlâ. Hoyran’ın sözcüklerle çizdiğim portreleri, gerçekten eski Akdeniz’in yaşayan tadıdır benim için… Ana tanrıça anlamına gelen Hoyran’ın antik kentine de gün batımına doğru, otelde yemeğe geçmeden önce gidin derim. Kocaman granit sütunlar, Likya mezarları sanki etrafa saçılmış gibi duruyor. O kadar dokunulmamış ve bakir bir havası var ki Hoyran’ın, toprağın altında gömülü şehri hayal etmek insanı heyecanlandırıyor burada benden söylemesi. Yaz içinde hem kendini hem de tüm baharları taşır: Hoyran Wedre’de hem zaman dışı, hem de tüm zamanları içinde barındıran bir yer. Telefondan sevgilerimi iletmeyi unutmayın lütfen! 

Yakın çevrede neler yapılır? 

Benden size program tavsiyesi: Demre’den arabayla Uçağız’a geliş. (yaklaşım 10km.) Uçağız Limandan kalkış, ver elini Kekova! Bu butik turda; Akdeniz’in florasını, el değmemiş doğasını, pırıl pırıl sularını, yemyeşil tepelerini seyre dalarak bir keşif yolculuğuna çıkıyorsunuz. Şnorkelciyseniz gözlüğünüzü yanınıza almayı unutmayın. Akvaryum Koyu’nde denizin altı rengârenk çünkü! Simena Kalesi, Batık Kent ve kimselerin olmadığı koylarda yüzmek; Akdeniz’i yaşamanın en saf, en temiz hali benim için… Tekne turu sonrası; Likya Uygarlıklar Müzesi’ne özel olarak zaman ayırmalısınız derim. 

Yürüyüş tutkunları için program tavsiyesi: Yılda ortalama 3 bin kişinin yürüdüğü Likya Yolu, Fethiye’den başlayıp Antalya yakınlarında sonlanıyor. 535 km’lik yol Türkiye’nin ilk uzun, dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotası listesinde yer alıyor 1999 yılından beri. Likya Yolu üç etaba ayrılıyor: Fethiye-Kalkan, Kalkan-Finike, Finike-Antalya. Hayatın olanca coşkusuyla açıldı İlkbaharda ve yazı kışa ilikleyen sarı renkli sonbaharda, Likya Yolu’nu Süleyman Bey ve Canan Hanım’dan tavsiyeler alarak, günübirlik rotalarınızı planlayarak yürüyebilirsiniz. Muhteşem fotoğraflar çekme imkanı ile tatilinize renk katacak bir yürüyüş turu olabilir sizin için...

Şifalanmak isteyenler için program tavsiyesi: Demre’nin en ilgi çekici yanlarından biri de; şanı ülke sınırlarını aşmış kükürtlü suyu. Buz gibi kükürtlü suda beden ve ruh sağlığınızı onurlandırın. Akabinde, Hoyran Wedre’ye dönerken, Kapaklı Köyü’nde bulunan Asmaalatı Köy Kahvaltısı’nda kahve molası verin.