Türkiye'nin En Serin Yaz Tatili Rotaları: Sıcaktan Hava Sevmeyenlere Özel

Kimi insan için yaz demek deniz kenarında güneşlenmek, tuzlu suya kendini bırakmak demek; kimileri içinse sıcağın altında kavrulmak değil, serin bir rüzgar eşliğinde derin bir nefes alabilmektir esas tatil. Betonun ısındığı, nemin ciğerleri sardığı o bunaltıcı yaz günlerinde, serinliğiyle bedeninizi değil ruhunuzu da ferahlatacak rotalar arıyorsanız, yalnız değilsiniz. Kim bilir, belki bir yayla evinin verandasında çayınızı yudumlamak ya da orman kokusuyla uyanmak, tam da sizin tatil anlayışınıza göredir. Türkiye, sadece plajlarıyla değil, yazı serin geçiren saklı köşeleriyle de insanı şaşırtan bir coğrafya. Bu yaz sıcaktan kaçmak isteyenlere özel, gölgeli ağaçların altından, serin dağ yamaçlarından, geceleri battaniyesiz uyuyamayacağınız küçük kaçamaklardan söz edeceğiz.

Türkiye’nin En Serin Yaz Rotaları

1. DoğadaKal Bungalov
2. Flora Handüzü Resort & Bungalov
3. Şavsat Karagöl Hotel
4. Falez Cafe & Restaurant & Pansiyon
5. Hancıoğlu Çamburnu Orman Evleri
6. Foleya Mountain Resort
7. İda Blue Otel, +18
8. Turkuaz Köy
9. Abant Cozy Homes
10. Abant Kartal Yuvası Otel

DoğadaKal Bungalov

Karadeniz’in serin ve ferah havasında uyanmak; sabahları fındık ağaçlarının arasından süzülen kuş seslerini dinlemek ve akşamları dere kenarındaki ateşin etrafında dostlarla sohbet etmek mümkündür. Şehirdeki sıcaklık ve karmaşadan uzaklaşıp, doğanın kucaklayıcı sessizliğinde kendinizi bulmak istiyorsanız, DoğadaKal Bungalov Sıcaktan kaçanlar için gerçek bir nefes alma fırsatı. Rize’nin Ardeşen ilçesinde, fındık bahçeleriyle çevrili, dere kıyısına kurulmuş küçük ve samimi bungalovlar, huzur arayanların ve serinlik isteyenlerin son dönemde sıkça tercih ettiği yerlerden biri. Odalar ferah, bahçesi mis gibi, geceleri ise üstünüze ince bir battaniye almak isteyeceğiniz kadar serin. Burada güne sabah kuş sesleriyle uyanıp, akşamüzeri dere sesine karşı çay içerek veda ediyorsunuz. Gidenlerin çoğu “şehirde özlediğim her şey burada var” diyor. Mesela bir ziyaretçi şöyle demiş: “DoğadaKal, insanın nefes aldığını hissettiği nadir yerlerden biri. Sabah uyanıp dere kenarında yürüyüş yapmak, salıncağa uzanıp gökyüzüne bakmak… Sadece doğa ve sen varsın. Bu yıl en çok burada iyi hissettim.” Elbette her yerin olduğu gibi buranın da bazı küçük eksileri var. Yaz akşamlarında özellikle sinek sıkıntısı yaşanabiliyor ve dışarıdan yiyecek-içecek getirilmesine pek sıcak bakılmıyor. Doğayla baş başa kalmak ve biraz serinlemek istiyorsanız, bu detaylar gözünüzde çokta büyümeyebilir.

Flora Handüzü Resort & Bungalov

Rize’nin en güzel yaylası ve merkeze en yakın noktalarından biri olan Handüzü, konumu ve sunduğu hizmet kalitesiyle gönüllerde ayrı bir yere sahip. Burada geçirdiğimiz vakit boyunca, tesisin tüm çalışanlarının samimiyetini ve özenini hissettik. Kavurucu sıcaklardan kaçıp, doğanın serinliğinde sakinlik aradığınız her an, Flora Handüzü sizi bekliyor. Kahvaltısı çeşit çeşit ve doyurucu; sofraya özenle hazırlanan lezzetler sadece damağa değil, göze de hitap ediyor. Akşam yemeklerinde ise bu özen daha da artıyor. Lezzetlerin yanı sıra görsellik ve sunum açısından bile birçok restoranın önünde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Odaların sıcaklığı ve konforu ise başka bir dünya. Kendinizi evinizdeymiş gibi hissetmeniz için her detay düşünülmüş, yataklar ise mükemmel rahatlıkta. Sanırım buradaki en büyüleyici şeylerden biri, sabah gözlerinizi açtığınızda nefesinizi kesen tertemiz doğa oluyor. Doğa yürüyüşlerine çıkmak, masmavi gökyüzünün altında birkaç adım atmak ve eğer şansınız varsa ünlü bulut denizini izlemek, insana dünyanın tüm güzelliklerini içinde hissettiriyor. Gün batımı, insanın ruhunu başka bir dünyaya taşıyan eşsiz bir an. Güneşin yavaş yavaş ufka doğru süzülüşü, sis bulutlarının dansı sizi başka bir dünyaya götürüyor. O anı izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Burada sadece serin bir yayla değil, aynı zamanda ruhunuzu dinlendirecek bir yer bulacaksınız.

Şavsat Karagöl Hotel

Artvin’in yeşile doymayan doğasında, Şavşat Karagöl Hotel göl ve orman manzarasıyla insana nefes aldıran, gerçekten başka bir dünyadaymış hissi yaşatan özel bir yer. Göl kıyısında yürürken ya da bir bankta oturup sessizliği dinlerken, doğanın insana sunduğu bu güzellik karşısında şaşırmamak elde değil. Tertemiz havayı içinize çektiğinizde, şehirde unuttuğunuz her şey burada bir kenara bırakılıyor. Otelin yapısı modern ama asla doğanın güzelliğini bozmayan, çevresiyle uyum içinde bir düzen kurulmuş. Göle bakan odaların penceresini açtığınızda, sabah sisin gölün üzerinden ağır ağır süzüldüğünü izlemek bile başlı başına bir mutluluk. Akşam yemeğinde yediğimiz kırmızı benekli alabalığın tadı ise kelimelerle anlatılamaz. Hafif is kokusu, taptaze eti ve yanında gelen mezelerle öyle güzel bir sofraydı ki, bu lezzeti kolay kolay başka bir yerde bulabileceğimi sanmıyorum. Göl kenarındaki yürüyüş yolunda akşam serinliğinde dolaşırken, otelden gelen tulum sesi kulaklarımızda yankılandı. O anın büyüsü, bir daha belki hiçbir yerde aynı şekilde yaşanmaz. Gökyüzü yavaş yavaş kararıyor, ağaçlar sessizleşiyor ve tulumun sesi doğaya karışıyordu. Tam o an fark ettim, şehirde ne kadar yorulduğumu ve insanın böyle yerlerde nasıl gerçekten dinlenebildiğini. Şavşat Karagöl Hotel, biri göl biri dağ manzaralı olmak üzere toplam 21 odasıyla hizmet veriyor. Hangi odada kalırsanız kalın, sabah gökyüzünün renginden, akşam hafif rüzgarın ağaç yapraklarını sallayışına kadar her detay sizi doğanın içine çekiyor. Burada uyanmak, doğanın nefes alışını hissetmek ve kendinizi bu güzelliğe bırakmak tarifsiz bir deneyim. Serin yaz tatili deyince akla hep deniz gelir ama bence Karagöl gibi yerlerde serinlemek, bedene olduğu kadar ruha da iyi geliyor. 

Falez Cafe & Restaurant & Pansiyon

Şehir sıcağından kaçıp serin bir nefes almak istiyorsanız, Falez Cafe & Pansiyon Arhavi’de kıyıya nazır, gözlerden uzak bir yer. Denize neredeyse sıfır, tam 55 metre yükseklikte. Üstelik öyle her şeyin birbirine benzediği otellerden değil. Odaların tamamı ahşap, bundan dolayı yazın o bunaltıcı havalarda da serin oluyor. Klima arayışı falan yok burada, doğanın kendi serinliği yeter de artar bile. Burada en güzel an ise gün batımında yaşanıyor. Herkes akşamüstü terasta toplanıyor, bir yandan çayını içerken diğer yandan güneşin yavaş yavaş denizin üzerine düşmesini izliyor. Odalar lüks değil ama tam olması gerektiği gibi. Fazlası yok, eksiği de yok. Sessiz, ferah ve dışarıdan gelen dalga sesleriyle uyuyup uyanıyorsunuz. Sabah gözünüzü açtığınızda o serin rüzgar yüzünüze hafifçe çarpıyor. O anın verdiği keyfi başka yerde kolay kolay bulamazsınız. Kahvaltıları Karadeniz usulü. Muhlaması, taze tereyağı, mis gibi peynirleri derken sofradan kalkmak istemiyorsunuz.   Akşam yemeğinde ise denemeniz gereken tek bir şey var, o da balık. Üstelik sıradan bir balık gibi gelmiyor tabak önünüze. Yanında yöresel mezeler, özenle hazırlanmış sunumlar. Ne yalan söyleyeyim, sadece bu balık için bile tekrar giderim. Burası öyle havalı tatil köylerinden değil. Gösteriş arayanı mutlu etmez belki ama biraz kafa dinlemek, serin bir Karadeniz akşamında yürüyüş yapmak isteyenin tam yeri. Sıcak şehir akşamlarından bunaldıysanız ve derin bir nefes almaya ihtiyacınız varsa, bu yaz rotanıza burayı ekleyin derim. Orada bir kez oturduğunuzda, neden geri dönmek istemediğinizi anlayacaksınız.

Hancıoğlu Çamburnu Orman Evleri

Sabah ilk ışıklarla pencereni araladığında, içine dolan hafif serinlikle birlikte uzaklardan kuşların cıvıltısı geliyor. Güneş ise usulca ağaçların arasından kendini gösteriyor. O an, şehrin karmaşası bir anda çok uzaklarda kalıyor. Bazen rotanı seçerken, ulaşılması kolay olmayan, biraz zahmet isteyen ama karşılığında seni bambaşka bir dünyaya götüren yerler var. Hancıoğlu Çamburnu, Trabzon’un Sürmene ilçesinde, sarıçam ormanlarının denize indiği çok nadir noktalardan birinde kurulmuş. Yolu biraz dolambaçlı ama inanın her kıvrımı gözünüzdeki yorgunluğu alacak kadar güzel. Sade, sıcak ve samimi bir ortam. Pencerenizi açtığınızda sizi serin bir hava karşılıyor, şehrin karmaşası hemen uzaklaşıyor, zaman sanki adeta yavaşlıyor. Denizle ormanın el ele verdiği koyun berraklığını ve mavinin en güzel tonlarını izlerken, hayatın ne kadar basit ama güzel olabileceğini hissediyorsunuz. Bu bölge, Karadeniz’in ilk mavi bayraklı plajına sahip. Su soğuk mu? Evet, ama o serinlik tam yaz sıcağından kaçanlar için biçilmiş kaftan. Geleneksel Türk mutfağıyla hazırlanan yemekler, doğadan kopmayan taptaze tatlarla donatılmış. Akşamları, gün batımını izlerken sofrada yer alan lezzetler, yorgunluğunuzu unutturuyor. Burada tatil yapmak, sadece dinlenmek değil, doğayla bir bütün olmak. Burası “gözlerden uzak, kalpten yakın” bir yer. Bu yaz serin, sessiz ve gerçek bir huzur arıyorsanız, Hancıoğlu Çamburnu’nu kesinlikle listeniz de olmalı. 

Foleya Mountain Resort

Erikbeli Yaylası’nın serin yayla havası, yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçanlar için adeta bir kurtarıcı. Gün boyunca hafif esen rüzgar, sizi doğanın kucağında ferahlatırken, akşamları hava serinleyip, rahat uyumanızı sağlıyor. Foleya Mountain Resort'un tamamı doğanın ritmine uygun tasarlanmış, çevredeki yeşillik ve sessizlik sanki başka bir dünyaya taşıyor. Burada, alanlar birbirinden bağımsız, özel ve samimi. Ala carte restoran, Doruk restoran ve kafeterya gibi farklı seçenekler var. İsterseniz günün her saati bu mekanlardan birinde oturup, doğanın içinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Ayrıca küçük bir market var, burada Tonya’daki kadın kooperatiflerinin el emeği göz nuru ürünleri sergileniyor. Fiyatlar oldukça makul, mutlaka uğrayın derim. Doruk Restoran’da yemeğimizi yerken, buranın yöresel tatlarını deneyimlemek gerçekten keyifliydi. Saç kavurma ve bölgeye özgü bir başka yemek favorimiz oldu. Porsiyonlar belki doyurucu değil ama lezzet ve kalite her lokmada kendini hissettiriyor. O an, o yemeği doğanın ortasında tatmanın verdiği huzur her şeye değerdi.

İda Blue Otel, +18

İda Blue Otel, doğanın sessizliğinde, serin Kazdağları havasında, şehirden uzaklaşmak ve kendinize zaman ayırmak isteyenler için Türkiye’nin en serin yaz rotalarından biri olmaya fazlasıyla layık. Bedeninizle ruhunuz derin bir nefes alacak, doğayla yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşayacaksınız. Kazdağları’nın kalbinde, tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Adatepe Köyü, zamanın durduğu, hayatın yavaşladığı özel bir yer. İda Blue Otel, aslına uygun şekilde restore edilmiş. İçerisinde dört eski Rum evi bulunuyor. Bahçedeki bitkilerden ilham alınarak isimlendirilen odalar, sıcak ve samimi bir konaklama deneyimi yaşatıyor. Burası sadece bir otel değil, adeta bir yolculuğa davet ediyor. Otelin hemen yanındaki Refika adındaki küçük kafede, çeşit çeşit yöresel lezzetle güne başlayabilir, gün boyunca doğanın içinde kahvenizi yudumlayabilir, akşamları da samimi atmosferde keyifli yemekler tadabilirsiniz. Zeytin ağaçları ve çam ormanlarıyla çevrili bu mitolojik köy, binlerce yıllık bitki örtüsünün sunduğu organik tatlarla unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Konfor ve huzur o kadar güzel harmanlanmış ki, buraya adım attığınız anda ruhunuzun derinliklerinde bir dinginlik hissetmeniz kaçınılmaz. Doğa ile yeniden bağ kurmak, şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için harika bir adres. Kazdağları’nın serin yayla havası ve tarihi dokusuyla birleşen İda Blue Otel, yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçmak isteyenler için en doğru seçimlerden biri. Burada, her nefeste doğanın tazeliğini soluyacak, kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz.

Turkuaz Köy

Turkuaz Köy, Gökçay Nehri’nin sakin akan suyu ve etrafındaki doğal yaşamla adeta huzur bulduğunuz bir yer. Nehirde su kaplumbağaları yüzüyor, çeşitli kuşlar ve deniz tavukları etrafı şenlendiriyor. Bu özel bölge, özgün tasarımı ve samimi atmosferiyle kendine has bir deneyim yaşatıyor. Portakal bahçeleri arasında, sıkışık olmayan geniş alanları ve mis gibi portakal çiçeği kokusuyla çevrili bahçeleriyle burası, şehrin karmaşasından uzakta dingin bir yer. Konuklar için nehir kıyısında yer alan 11 lüks bungalov var, her biri sade ama huzur dolu, tam anlamıyla doğayla iç içe... Dilediğiniz zaman bahçeden taze portakal ve limon alabilir, doğanın tadını evinizdeymiş gibi çıkarabilirsiniz. Kahvaltılar ise ayrı bir keyif, kendi mahsullerinden yapılmış narenciye reçelleri, taze peynirler ve sebzelerle donatılmış sofralar, sanki şık bir ev davetindeymişsiniz gibi samimi ve sıcak. Deniz sadece 1 kilometre uzakta, nehre girmek isteyenler içinse doğal bir havuz bulunuyor. Gün batımı zamanı ise etrafı Akdeniz’in kendine has kokuları sarıyor; o an, insanın içini ısıtan ve dinginleştiren bir an yaşanıyor. Restoranlarında da lezzetli ve başarılı yemekler sunuluyor; başka bir yere gitmeye gerek kalmadan, burada her şeyi bulabilirsiniz. Şehrin boğucu sıcağından kaçmak, ferahlamak isteyenler için burası ideal. Burada her an, doğanın ritmiyle uyum içinde, serin ve huzurlu bir yaz geçirebilirsiniz.

Abant Cozy Homes

Abant Cozy Homes, sıcak bir yuva kadar samimi, doğayla iç içe ama modern hayatın konforunu sunan özel bir adres. Şehrin karmaşasından uzaklaşıp, temiz havayı içinize çekmek, akşamları bahçenizde yıldızları izlemek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir seçenek. Doğayla iç içe, sade ve huzurlu bir hayat arayanların kendini en rahat hissedeceği yer burası. Yazın kavurucu sıcağından uzak, serinliğin ve huzurun tadını çıkarabileceğiniz bu mekan, Türkiye’nin en serin yaz tatili rotalarından biri olarak gönlümüzde özel bir yere sahip. Bolu’nun yemyeşil doğası içinde, sıcacık bir karşılamayla bekliyor. Burada, doğaya saygılı ve rustik bir tarzla döşenmiş evler, konforu ve samimiyeti bir araya getiriyor. Kapıdan içeri adım attığınız anda, kendinizi evinizdeymiş gibi rahat ve huzurlu hissediyorsunuz. Her evin içinde mutfağınız var; dilediğiniz zaman kendi yemeğinizi hazırlayıp, bahçenizde açık havanın tadını çıkarabilirsiniz. Doğal lezzetler, taze çekilmiş kahve ve kaliteli zeytinyağı gibi küçük ama keyifli detaylar sizi burada karşılıyor. Tatilde mutfakla uğraşmak istemeyenler içinse, günün başlangıcını güzelleştiren kahvaltı seçeneği hazır. Burada doğanın sakinliğiyle buluşup, bedeninizi ve ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

Abant Kartal Yuvası Otel

Şehrin bunaltan sıcağından biraz uzaklaşmak istediğinizde, Abant Kartal Yuvası Otel sizi ağırlayacak. Etrafını saran ağaçların arasında, tertemiz havayı ciğerlerinize doldururken kuşların cıvıltısı ve derenin hafif sesi size eşlik ediyor. Doğanın içinde, kafanızı dinleyebileceğiniz sakin bir yer burası. Abant Gölü’nün etrafında yürüyüş yaparken, havanın serinliğiyle ferahlıyor insan. İsterseniz göl kıyısında ata binebilir, isterseniz çevreyi keşfedebilirsiniz. Macera arayanlar için ise yamaç paraşütü, trekking, kano gibi seçenekler var; doğanın içinde kendinizi özgür hissediyorsunuz. Ben bizzat burada kaldım, doğayla iç içe geçen zamanın insanı nasıl rahatlatıp yenilediğini çok iyi biliyorum. Yazın kavurucu sıcağından kaçmak isteyenlerin adresi kesinlikle burası. 

Yazımızda da gördüğünüz üzere özellikle Karadeniz Bölgesi otelleri, yaz sıcağından bunalan tatil severlerin buluşma noktası. Diğer yazın serin tatil ve otel seçenekleri için Rize Yayla Otelleri, Trabzon'a yakın muhteşem haftasonu rotaları, Artvin Otelleri sayfalarımıza bakmanızı öneririz.