
Laconia Otelleri
Ege'nin kalabalık adalarının aksine, bazen insan sadece sessizlik ve doğallık arıyor. Yunanistan’ın güneyinde, Peloponez Yarımadası'nın kalbinde yer alan Laconia, kalabalıklardan uzak ama keşfedilmeyi sonuna kadar hak eden bir bölge. Adını antik çağlardan beri duyduğumuz Sparta'nın da evi olan bu topraklar, aslında sadece tarih kitaplarında kalmamış. Bugün hala o görkemli geçmişin izlerini yürüdüğün sokaklarda hissedebiliyorsun.Mystras, eski Bizans’tan kalma bir şehir gibi değil, sanki zaman durmuş da seni bekliyor gibi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi boşuna değil. Laconia sadece tarihiyle değil, doğasıyla da kalbine dokunuyor insanın. Sabah erken saatlerde Taygetos Dağları'ndan esen hafif bir rüzgar, portakal bahçelerinin içinden geçip Evrotas Vadisi’ni sarıyor. Her şey çok sade, çok gerçek. Bazen sadece bir köy fırınında alınan sıcak bir çörek, bir fincan Yunan kahvesiyle başlayan sabah bile, şehirdeki tüm koşturmacadan daha kıymetli oluyor. Bir gününüzü mutlaka Diros Mağarası’na ayırmalısınız. Sessiz sakin bir tekne turu, yer altı dünyasına açılan büyüleyici bir kapı gibi. Gözünüz karanlığa alışırken, doğanın milyonlarca yıl önce başladığı sanat eserlerine tanıklık ediyorsunuz. Denizle buluşmak isteyenler için ise Gythio kasabası huzurlu bir liman. Küçük balık restoranları, rengarenk evleri ve gündüz gölgesine uzanan bir fincan frappe, fazlasına ne gerek var ki ?