Muğla Rehberi

Muğla, sadece göz kamaştıran koylarıyla değil, binlerce yıllık köklü geçmişiyle de dikkat çeken bir şehir.. Antik çağlardan günümüze kadar farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Muğla, Anadolu’nun kültürel mirasının en zengin örneklerinden biri. Şehrin tarihi dokusu, taş sokaklarında, antik kentlerinde, camilerinde ve müzelerinde yaşamaya devam ediyor.Muğla’nın tarih sahnesine çıkışı, M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanır. Antik dönemde Muğla’nın büyük bir kısmı Karya bölgesi içinde yer alırken, Fethiye ve çevresi Likya uygarlığının parçasıydı. Karialılar, kendilerine özgü dilleriyle, güçlü denizcilikleriyle tanınan bir halktı. Başkentleri, bugünkü Bodrum’un bulunduğu yerde kurulu Halikarnassos idi. Bu kent, aynı zamanda dünyanın yedi harikasından biri sayılan Mausoleum (Kral Mausolos’un anıt mezarı) ile de ünlü.Likya bölgesi ise özgürlüklerine düşkün yapısıyla tanınan bir halkı barındırıyordu. Kayalara oyulmuş mezarları ve şehir planlamasıyla döneminin ötesinde bir medeniyet kurmuşlardı. Kaunos, Tlos, Letoon, Xanthos gibi antik kentler, bu dönemin görkemli izlerini hâlâ taşır. Muğla'nın dört bir yanında bulunan antik tiyatrolar, tapınaklar ve agora kalıntıları, bu uygarlıkların sanat ve mühendislikteki ustalığını gösterir.M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. Roma döneminde kentler gelişti, yollar ve su kemerleri yapıldı, ticaret arttı. Hemen ardından Bizans İmparatorluğu dönemi başladı. Bu dönemde Hristiyanlık yayıldı, kiliseler ve manastırlar inşa edildi. Özellikle kırsal alanlarda yerleşim yoğunlaştı ve savunma yapıları ön plana çıktı.1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’ya gelen Türk boyları, 13. yüzyılda Muğla’ya kadar ulaştı. 1261 yılında kurulan Menteşe Beyliği, Muğla’nın tarihinde yeni bir sayfa açtı. Beylik, kısa sürede bölgeye hâkim oldu ve Muğla’yı siyasi ve kültürel bir merkez haline getirdi. Menteşeoğulları döneminde inşa edilen camiler, medreseler, hanlar ve çarşılar, bugün hala ayakta. Ulu Camii, Kurşunlu Camii, Arasta Çarşısı ve geleneksel Muğla evleri, bu dönemin mimari mirasını yansıtıyor.15.yüzyılda Muğla, Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde şehir, bir sancak merkezi olarak idari önem kazandı. Eğitim, ticaret ve zanaat gelişti. Özellikle şehir merkezinde Osmanlı mimarisiyle yapılmış evler, hamamlar ve türbeler dikkat çeker. Saburhane ve Yukarı Mahalle gibi bölgelerde, cumbalı evleriyle geleneksel Türk şehir dokusu hâlâ korunmaktadır.
1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte Muğla, modernleşme sürecine girdi. Ancak bu gelişim, tarihi dokunun kaybolmasına yol açmadı. Tam aksine, yerel halk ve yöneticiler bu mirası korumaya özen gösterdi. Bugün Muğla, sadece yaz tatili için değil, tarih ve kültür turizmi için de büyük bir cazibe merkezidir. Arkeoloji meraklıları, tarih tutkunları ve kültürel yolculuklara çıkan gezginler için gerçek bir açık hava müzesi.

Konaklama önerileri için Muğla Merkez Otelleri sayfamızı inceleyebilrsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Muğla-Merkez bölgesinde kalmak için en iyi oteller hangileri?

Moğla Taşhan Otel'in bağımsız girişli, sevimli ve konforlu odaları bulunuyor. Otantik bir yer...

Muğla-Merkez bölgesindeki havaalanına yakın en iyi oteller hangileridir?

Milas Bodrum Havaalanı Muğla'ya 81 km uzaklıkta. Sitemizde refere ettiğimiz yerleri inceleyebilirsiniz.

Muğla-Merkez bölgesinde Beçin Ortaçağ Kenti yakınlarındaki oteller hangileridir?

Jeolojik bakımdan oldukça düz olan bu yerleşim alanı, Milas’ın 5 km güneyinde bulunuyor. 200 metre uzunluğundaki kalesinin manzarasından Milas Ovası’nın panaroması tüyler ürpertici güzellikte görünüyor. Kırma taş malzemeyle yapılmış hanları, hamamları, medresesi ve konakları ile 14. yüzyılda Menteşe Beyliğinin başkenti imiş. Şimdilerde Menteşe Beyi Ahmet Gazi’nin de mezarının medrese içinde olması sebebiyle ziyaretgah olarak tercih ediliyor. 2012 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Otel önerilerimiz için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Muğla-Merkez bölgesinde Sandıma Köyü yakınlarındaki otelller hangileridir?

19. yüzyıl deniz haritalarında Sandama Yarımadası olarak geçen Yalıkavak Yarımadasının merkezi köyü olarak biliniyor Sandıma. Köy 600 yıl önce Partinapas Kayası’nın yamacına kurulmuş. 1960’lardan sonra ise terkedilmiş, bugünlerde sadece iki kişi yaşıyor. Asırlık zeytin ağaçlarının arasında kaybolmuş kederli ve yalnız bir köy burası. Manzara tahmin edeceğiniz üzere çok etkileyici. Musandıralı, tek katlı kırsal mimarisinde, yerel ve bitkisel malzemeler yığma taş tekniği kullanılarak yapılmış. Köyde Leleglerden kalan kaya mezarlarına, erken Cumhuriyet döneminin kamu yapılarından olan okul binası, çeşmeler ve sarnıçlara rastlayabilirsiniz. Nurİs Sanat Evi de görülmeye değer. Otel önerilerimiz için sitemizi inceleyebilirsiniz.

4.8 · Harika · 5 yorum
Muğla Taşhan Otel, Muğla-Merkez
En iyi fiyatı alıyor