
Rodos Adası Yapılacak Şeyler
Rodos Adası, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, insanın zihnine ve ruhuna iyi gelen yerlerden biri. Buraya sadece görmek için değil, hissetmek için de gelinir. Bir yandan Ege’nin o tanıdık, tuzlu esintisi yüzünüzü okşarken, diğer yandan sokak aralarında karşılaştığınız taş yapılar geçmişin içinde bir yolculuğa çıkarır sizi. Adanın yapılacaklar listesi uzun ama aceleye gerek yok. Rodos’ta zaman yavaş akar, burada her şey yaşanarak yapılır. İlk olarak Eski Şehir'de sabahın erken saatlerinde taş sokaklara karışmakla başlayın. Şövalyeler Sokağı’nda yürümek, Büyük Üstatlar Sarayı’nın görkemli kapısından içeri girmek, yüzyıllar öncesinden kalma bir hikayenin içine adım atmak gibidir. Her köşede farklı bir detayla karşılaşırsınız, bazen bir kapı tokmağı, bazen gölgede kalan bir pencere bile hafızanıza kazınır. Limana doğru ilerledikçe güneş yükselir, hayat hızlanır. Mandraki Limanı’nda sabah yürüyüşü, bir yandan denizi koklayarak bir yandan tarihi Rodos Heykeli’nin hayali gölgesinde yürümek gibidir. Geyik heykellerinin altından geçip liman boyunca ilerlediğinizde, modern kafelerde durup bir freddo espresso içmeden geçmeyin. Günlük ada turlarına katılmak isterseniz, buradan Simi Adası’na tekneler kalkar, Ege’yi bir başka gözle görmek isterseniz harika bir fırsat. Günün ortasında güneşi doğayla dengelemek isterseniz, Kelebekler Vadisi’ne gidin. Haziran ile Eylül arasında vadide binlerce kelebeğin hafif kanat çırpışlarını duyumsarsınız. Ağaçların gölgesinde, küçük şelalelerin yanından geçen patikaları yürümek bedeni ve zihni oldukça ferahlatıyor. Kalabalıktan uzak, sessiz, serin ve oldukça etkileyici bir deneyim. Tarihi daha da derinlemesine hissetmek isteyenler için Lindos ayrı bir hikayedir. Bembeyaz evlerin sıralandığı sokaklardan geçerek Akropol’e çıktığınızda, sadece Rodos’u değil Ege’nin derinliklerini de izlersiniz. Athena Tapınağı’nın kalıntılarında durup manzaraya karşı birkaç dakika susmak, bir tür ritüel gibidir. Aşağıda turkuaz koy sizi bekler; yüzmek için Lindos’un denizi oldukça davetkar. Bir başka soluk noktası Kallithea Kaplıcaları’dır. Şifa arayanların tarihi adresi. Restore edilmiş mozaikler, taş kubbeler ve denize açılan havuzlar. Sadece fotoğraf çekmek için bile uğranabilir. Yakınlarında çocuklu aileler için su parkları da bulunur, gün boyu serinlemek isteyenler için güzel bir alternatif olur. Kendinize kültürel bir mola vermek isterseniz, Rodos Arkeoloji Müzesi ve Modern Sanatlar Müzesi gibi duraklar sizi bekliyor. Eski bir şövalye hastanesine kurulmuş Arkeoloji Müzesi, adanın geçmişine tanıklık ederken, Modern Sanatlar Müzesi günümüz Yunan sanatına dair ilham verici eserlerle karşılar sizi. Bilim ve doğaya ilgi duyanlar için Stamatiadou Mineraloji Müzesi kısa ama etkileyici bir durak olabilir. Gün batımını bir kalede izlemek istiyorsanız, rotanızı Monolithos’a çevirin. Araba yolculuğu biraz uzun olsa da vardığınızda gördüğünüz manzara her şeyi unutturur. Sessizliğin ortasında, gökyüzünün denize karıştığı o an, Rodos’un belki de en büyülü zamanıdır. Bir başka tarihi rota da Kamiros Antik Kenti. Antik duvarlar arasında yürürken, Ege’ye bakan bir taşın üstünde oturup günün nasıl geçtiğini düşünmek bile başlı başına bir deneyim. Rodos’ta yapılacak şeyler saymakla bitmez ama esas mesele her şeyi yapmak değil, her şeyi hissederek yapmak. Sıcaktan kaçarken bir gölgede buzlu kahve içmek de, kalabalık bir tavernada yerel şarapla mezeleri paylaşmak da bu deneyimin bir parçası. Bazen bir taş sokakta yürürken duyduğunuz müzik, bazen karşılaştığınız bir kedi bile bu adayı unutulmaz kılar. Rodos’u yaşamak için plan yapmaktan çok, anın içinde kalmak gerekir.
Konaklama önerileri için Rodos Adası Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.