Söke'de Ne Yapılır?

Priene Antik Kenti: Görür görmez büyülendiğim yerlerden biri oldu Priene. Burası sanki zamanın durduğu bir şehir… Yüksekçe bir yamaca kurulmuş, taş sokaklarında yürürken antik tiyatronun taş basamaklarında oturup gün batımını izledim. Hele Athena Tapınağı’nın zarif sütunları, insanın geçmişle bağ kurmasını sağlıyor.

Doğanbey Köyü: Mutlaka uğramanız gereken başka bir yer de Doğanbey Köyü. Restore edilmiş Rum evlerinin arasından geçerken, zamanın başka türlü aktığını hissediyorsunuz. Sokakları sakin, taş evlerin arasında gezerken fotoğraf çekmeden durmak imkânsızdı. Hem nostalji dolu hem de göz alıcı.

Kuş Cenneti (Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı): Doğaya düşkünseniz, kuş gözlemciliği yapmak için ideal bir nokta. Sabah erken saatlerde geldiğimde, etrafta süzülen flamingolar ve diğer göçmen kuşları görmek tarifsizdi. Sessizlik içinde, yalnızca doğanın sesiyle baş başa kalıyorsunuz.

Söke Çarşısı ve Yerel Lezzetler: Söke merkezde dolaşmak da başlı başına keyifli bir aktivite. Yerel pazarda gezerken köylü teyzelerden aldığım zeytinler, peynirler ve ev yapımı reçeller hâlâ damağımda. Esnafla iki lafın belini kırmak, küçük dükkânlarda geçmişin izlerini bulmak ayrı bir keyif.

Güllübahçe Mahallesi: Sakince akan bir hayatın olduğu bu mahalle, geçmişin dokusunu kaybetmeden günümüze taşımış. Küçük kafelerinde oturup kahvemi içerken, karşımdaki manzaraya uzun uzun baktım. Özellikle bahar aylarında rengarenk çiçeklerle dolu sokakları gezmek insana çok iyi geliyor.

Söke Ovası’nda Bisiklet Turu: Havanın güzel olduğu bir günde bisiklet kiralayıp Söke Ovası’nda dolaştım. Pamuk tarlalarının arasından geçerken toprak yolu takip etmek, doğanın ritmiyle uyumlanmak gibiydi. Yol boyunca köy kahvelerine uğrayıp bir çay içmek de bonusu.

Konaklama önerileri için Söke Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.