
Ovabükü'nde Ne Yapılır
1. Denizin Tadını Çıkarmak: Sabah erkenden sahile indim. Deniz sabahları bir başka güzel oluyor burada. Su o kadar berrak ki, ayak parmaklarımı izleyerek yürüdüm denizin içine. Kumlar ipek gibi, deniz ise dingin… Sanki tüm yorgunluğumu aldı götürdü.
2. Doğanın İçinde Uzun Yürüyüşler: Öğleden sonra sahilin arkasındaki yürüyüş yoluna saptım. Zeytin, badem ağaçlarının arasından hafif esen rüzgar eşliğinde yürümek ruhuma iyi geldi. Yol boyu keçilere, çiçek açmış ağaçlara rastladım. Her köşede bir fotoğraf karesi gizli gibi…
3. Tekne Turlarıyla Saklı Koylara Yolculuk: Ertesi gün limandan kalkan küçük bir tekneye bindim. Ovabükü’nden açılıp Hayıtbükü, Domuzbükü gibi başka koylara uğradık. Her biri birbirinden güzel, denize her atladığımda yeniden doğmuş gibi hissettim. Teknede güneşlenmek, mis gibi havayı içime çekmek paha biçilemezdi.
4. Lezzetli Sofralar: Gün batımına karşı Liman Restaurant’a oturdum. Deniz kenarında, hafif meltem eşliğinde taze Ege otları ve ızgara balık söyledim. Üstüne badem tatlısı geldi; “böyle bir şey daha önce tatmadım” dedirtecek kadar güzeldi. Yemek yerken yandaki masada oturan yerli bir çiftle sohbete daldık, Ovabükü’nün samimiyeti tam da böyle anlarda hissediliyor.
5. Komşu Koylara Küçük Kaçamaklar: Bir sabah yürüyerek Hayıtbükü’ne geçtim. Yol kısa ama manzara büyük. Palamutbükü ise daha canlı, daha hareketli. Ovabükü’nün sessizliğinden çıkıp biraz sosyal olmak isterseniz ideal.
6. Knidos’un Büyüsü:Tarihe meraklı biriyseniz Knidos mutlaka listenizde olmalı. Ben gün batımına doğru gittim, antik tiyatroda oturup günün batışını izlemek... Kelimeler yetmez. Geçmişle bugünün arasında asılı kalmak gibi bir his.
Konaklama önerileri için Datça Ovabükü Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.