İna Cunda Art Hotel, +12
🖼 Bir Tatil, Bir Adaya Sığar mı? | Cunda’da Sanatla Konaklamak
Kazdağlarından Cunda Adası’na Gelen Bir Nefes…
Oksijen dediler, doğa dediler, Cunda dediler… Ben de tüm büyük şehir yüklerimi bir kenara bırakıp, “Ben geliyorum Cunda!” diye atladım yollara. Şehrin egzoz dolu havasından sonra Kazdağları’ndan esen poyrazın burnuma getirdiği ilk serin esintiyle “Oh be!” dedim, içim ferahladı. Daha ilk anda, buraya neden geldiğimi hatırlattı bana doğa: “Yaşamak, sadece çalışmak değil be güzelim.”
Ina Cunda Art Hotel – Adı Gibi Sanat Dolu
Otele adımımı attığımda, daha sokağında ilk hissettiğim şey huzur oldu. Sessizlik, kuş cıvıltıları, sanat eserleriyle dolu duvarlar… Bir galeri gibi ama daha sıcak. Daha samimi. Tam bir “art hotel”. Fikret Hanım’ın zarif zevki her köşede hissediliyor. Kendisiyle kısa bir sohbette “Sanat insanın ruhunu onarır,” dedi. Ve haklıydı. Ruhum burada tamir gördü.
Otel lüks ve stil sahibi. Ağaçların arasında gizlenmiş bu otel, tam anlamıyla “minimalist tatil, maksimum huzur” konseptini yaşıyor.
Merkezde Konakla, Adanın Kalbinde Hisset
Ina Cunda’nın en büyük artısı? Konumu! Her yere yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Cunda’nın dar taş sokakları, tarihi yapıları, pencerelerden sarkan begonvillerle her adım ayrı bir fotoğraf karesi gibi. Tarih burada sadece kitapta kalmamış, sokaklarda yaşıyor.
Bonus Bilgi!
“Küçük Oteller” hesabından geldiğini söyle, 3 gece ve üzeri kalmalarda %10 indirimi kap. Balayı planlıyorsan ya da birkaç gün kaçıp huzura gömülmek istiyorsan, geç kalma.
Biraz Girit, Biraz Anadolu, Çokça Cunda
Adanın ana yerleşik halkı, Girit’ten mübadeleyle gelmiş Türklerden oluşuyor. Yanlarında sadece valizlerini değil, Girit kültürünü de getirmişler. Cunda’da yediğiniz otlar, içtiğiniz kahve, duyduğunuz şarkılar… Hepsi biraz Girit, biraz Anadolu.
Tam bu atmosferde, aklıma Seferis’in şu dizeleri geldi:
“Denizin üstünde Girit, elimde tuzlu bir rüzgar,
Bir yanda geçmişim, bir yanda bilmediğim yarınlar.”
İşte o yarınlardan birindeyim ben şimdi.
Deniz Kokulu Anılar ve Taş Kahvede Bir Fincan Mutluluk
Cunda’da yapılacaklar bitmiyor ama bazıları ruhunuzda iz bırakıyor:
– Cunda’dan vapura binip Ayvalık’a geçmek
– Macaron sokaklarında sanata ve tarihe karışmak
– Akşamüstü sahilde yürüyüp Taş Kahve’de taze çekilmiş Türk kahvesiyle iç geçire geçire manzaraya dalmak…
🍽 Aç Karna Cunda Gezilmez: Nerede Ne Yenir?
Tatille ilgili kutsal üçleme: Nerede ne yenir?
1.Ayna Restoran – Modern dokunuşlu mezeler, şahane manzara
2.TEOS Restoran – Deniz mahsulü sevenlere şiddetle tavsiye
3.Ayvalık Balıkçısı Kerem – “Denizden babam çıksa yerim” diyenler için birebir
Geceleri Genç Kalanlara Özel
Akşamları sessiz bir şarap içimi mi, yoksa dans mı? Seçim sizin:
– Canlı müzik için La Fuga
– Kokteyl & kilise manzarası için Rituel
– Kalabalığın nabzını tutmak isteyenler için Cactus Cunda
– Hafif Frenk havası içinse… evet, adı da Frenk!
Deniz mi Dediniz? Hemen 200 Adım Uzağınızda
Ina Cunda Art Hotel, denize sadece 200 metre mesafede. Kum değil ama taşlı ve tertemiz. Eğer biraz daha geniş plajlar isterseniz:
– Despot Evi Plajı (yakın ve keyifli)
– Ajlan Beach – Huzur arayanlara
– One Life Beach / Sea Resort – Sarımsaklı – Enerji isteyenlere
Kimler İçin İdeal?
•Sanatı seven
•Gürültüden uzaklaşmak isteyen
•Romantik kaçamak arayan
•+12 yaş üstü, kafa dengi seyahat edenler için biçilmiş kaftan
Kapanışı, yine Cunda’nın ruhuna yakışır bir alıntıyla yapalım:
“Her şey geçer. Ama kokular, sesler, dokular, bazı tatiller ve bazı insanlar… Kalır.”
İşte Cunda da öyle bir yer.
Bir gelen, bir daha unutamaz.
Ben şimdi n’apıyorum? İnce bir esinti eşliğinde, Taş Kahve’de ikinci Türk kahvemi yudumluyorum.
Gelmek istersen yer ayırt, yerim dar, yüreğim geniş. 😌☕
Cunda otel önerisi, Cunda’da nerede kalınır, Ayvalık tatil önerileri, Cunda art otel, sanat oteli Cunda, Kazdağları oksijenli otel, Cunda merkez otel, Cunda romantik tatil, Ege adası tatil önerisi, Girit kültürü Cunda, Ayvalık Cunda ne yapılır, Cunda plaj önerisi, Cunda’da balık nerede yenir