
Kos Adası Gezilecek Yerler
Kos’un merkezi ilk bakışta çok çarpıcı gelmeyebilir; ama biraz zaman tanırsanız, yavaş yavaş açılan bir hikaye gibi size kendini gösterir. Özellikle liman boyunca yapılan bir yürüyüş, adanın ritmini hissetmek için en iyi başlangıç. Deniz kokusu, palmiye ağaçları ve aralardan görünen eski binalarla bu yürüyüş Kos’un olmazsa olmazı.
1933’teki büyük deprem, adanın siluetini önemli ölçüde değiştirmiş. O dönem Kos’a hâkim olan İtalyan yönetimi, kendi tarzlarında pek çok kamu binası inşa etmiş. Sahil boyunca sıralanan bu yapılar arasında en dikkat çekenlerden biri, belediye binası. Arkasında ise şehrin belki de en canlı noktası olan Eleftherias Meydanı yer alıyor. Bu meydanda bulunan kapalı belediye pazarı hâlâ aktif. 1930’larda inşa edilen yapı, günümüzde de günlük hayatın nabzını tutan yerlerden biri.
Aynı meydanda, adanın geçmişine tanıklık eden birkaç yapı daha var. Bunlardan biri Kos Arkeoloji Müzesi. İçeride Roma dönemine ait mozaikler, heykeller ve günlük yaşamdan kesitler bulabilirsiniz. Hemen yanındaki Defterdar Camii ise Osmanlı döneminden kalma. Caminin çaprazında, dar bir merdivenle ulaşılan Aya Paraskevi Kilisesi ise adanın çokkültürlü geçmişine dair sessiz bir işaret.
Meydanın biraz ilerisinde Hipokrat’ın gölgesinde ders verdiği söylenen çınar ağacı duruyor. Hemen yanında Hacı Hasan Camii (1776) ve Osmanlı’dan kalan eski bir hamam olan Hamam Nerangia var. Bu alan, Kos’un tarihsel katmanlarının üst üste geçtiği, sade ama etkileyici bir bölge. Ağacın arkasından yürüyerek bir köprüyle Neratzia Kalesi’ne ulaşmak mümkün. Şövalyeler tarafından inşa edilen bu kale, denizle tarihin birleştiği çok özel bir noktada duruyor.
Merkezden biraz uzaklaşınca ilk uğranması gereken yer Platani bölgesi. Türk nüfusunun ağırlıklı olduğu bu mahalle, meydanındaki Türk tavernalarıyla tanınıyor. Burada hem bir şeyler yiyip içebilir, hem de farklı bir atmosferi hissedebilirsiniz.
Platani’nin hemen yukarısında ise Asklepion yer alıyor. Antik çağda bir şifa merkezi olan bu yer, dünyanın ilk hastanelerinden biri olarak kabul ediliyor. Sağlık tanrısı Asklepios’a adanarak M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilmiş. Hipokrat’ın burada tıp eğitimi aldığı da rivayet ediliyor. Manzarası ise başlı başına bir sebep: Önünüzde Ege Denizi ve Bodrum uzanıyor, her bakışta biraz daha hayran kalıyorsunuz.
Kos’un batı ucunda, merkezden yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta bulunan Kefalos bölgesi, adanın sahil severler için vazgeçilmez noktalarından. Yol boyunca karşılaştığınız manzaralar, rotayı sadece bir ulaşım değil, başlı başına bir deneyim hâline getiriyor. Kefalos’ta uzun plajlar, küçük koylar, geleneksel evlerin sıralandığı bir kasaba ve gün batımının altın rengine bürünmüş sahiller sizi bekliyor.
Konaklama önerileri için Kos Adası Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.