Laz Koyu Konuk Evi
Bu yaz yıldızların altında huzura uyanmak isteyen herkesin kalbi burada kalacak…
🌿 Gökçeada’nın masal gibi doğasında, zamanın yavaşladığı, insanların birbirine selam vermeyi unutmadığı bir yerdeyim. Lazkoyu Konuk Evi’nde… Daha ilk adımda kalbime dokunan bir sessizlik karşılıyor beni. Öyle bir sessizlik ki, içinde kuş cıvıltıları, hafifçe esen rüzgârın lavantalara fısıltısı ve uzaktan gelen dalga sesleri var. Yani bildiğiniz sessizlik değil, huzurun sesli hali.
🏡 “Konuk Evi” demişler adına, çünkü burası sadece konakladığınız bir otel değil; Anadolu’nun kadim konukseverlik geleneğini bugüne taşıyan bir ev aslında. İrem ve Emre Ciner’in işlettiği bu taş mimari harikası yer, modern konforla nostaljik zarafetin tam ortasında duruyor. El yapımı detaylar, lavanta kokan odalar, ev yapımı reçeller… Her şey “hoş geldin” diyor usulca.
🍅 Sabah kahvaltısında kendi ellerimle bahçeden domates koparıyorum. Yanında biber, salatalık, maydanoz… Güneşe değmiş her sebze ayrı bir tat bırakıyor damağımda. İçimden “İnsan sabahları bu kadar mutlu uyanabiliyormuş demek ki” diyorum, şehir hayatının sabah alarmlarına ufak bir sitemle.
👣 Denize yürüme mesafesi 300 metre. Lazkoyu’nun cam gibi berrak sularına varmak birkaç adım. Gidip serinleyip dönebileceğiniz kadar yakın, ama dalga sesiyle uyanamayacağınız kadar mesafeli – tam kararında bir denge.
🛏️ 17 oda var: 2 süit, 3 delüks ve 13 comfort. Benim tercihim delüks oda oluyor. Ferah, ışıltılı, taş duvarlar gün ışığını nazikçe içeri alıyor. En küçük oda bile 25 m². En büyüğü 50 m². Her biri ayrı bir huzur alanı gibi. Özellikle balkonlu odalardan gün batımı izlemek… “Her gün batımı, yeni bir umuda çıkar”diyenlere hak veriyorum o an.
✨ Şimdiden yerinizi ayırtın, çünkü yaz uzaktan güzel, yakından bambaşka…
🍽️ Restoranı ayrı bir konu. Ev yemekleri, ızgara çeşitleri, mantı, tandır, kavurma, zeytinyağlılar… Mutfaktan gelen kokularla zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Tatlılar, kahve çeşitleri derken, ben bu tatilin sonunda sadece bronz değil, hafif tombik de dönme potansiyeline sahibim 🙈
🌅 Akşamları canlı müzik yok ama yıldızlar var. Ve yakamozlar… Gecenin sessizliğinde başımı göğe kaldırıp yıldızları izlerken “Şu anda başka hiçbir yerde olmak istemezdim” diyorum kendi kendime.
🎒 Gündüzleri ise çevre keşfi şart. Zeytinliköy ve Tepeköy’de kahve molası, Dereköy’de tarihle iç içe bir yürüyüş. Yukarı Kaleköy’de gün batımı… Her biri ayrı bir hikâye. İngiliz Havuzları, Gizli Liman, Marmaros Şelalesi… Gökçeada, içinde hâlâ saklı cennetler barındırıyor.
📍İstanbul’dan ya da Çanakkale’den gelenler için ulaşım kolay. Feribottan inince Lazkoyu sadece birkaç kilometre ileride. Yani “çok uzak” diyenleri duyuyorum ama ben “çok güzel” diye düzeltiyorum hemen.
👨👩👧 Aileler ve çiftler için ideal. Çocuk parkı var, çocuk sesleriyle günler biraz daha neşeli. Ancak evcil hayvan kabul edilmiyor ve engelli erişimi bulunmuyor. Eğer doğayla iç içe bir tatil, kafa dinlemek ve gerçekten dinlenmek istiyorsanız, tam yerindesiniz.
🎯 Kurban Bayramı ile okul tatili arasındaki o tatlı boşluk var ya… İşte tam da o zaman gelin. Fiyatlar hâlâ ulaşılabilirken, adanın doğası yaz kalabalığına boğulmamışken, deniz en durgun halindeyken…
⸻
📍Gökçeada Tatili | Gökçeada Otel Önerisi | Gökçeada Otelleri | Gökçeada Taş Otel | Gökçeada Plajları | Gökçeada Gün Batımı | Lazkoyu Otel | Gökçeada’da Nerede Kalınır | Gökçeada Tatil Rehberi | Gökçeada Doğa Tatili | Gökçeada Aile Oteli | Gökçeada Yaz Tatili | Gökçeada Restoran Önerisi | Gökçeada Instagramlık Yerler | Gökçeada Rota Önerisi