Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Rotamı Akdeniz’e çevirip; antik dönemde Glaukos Körfezi olarak bilinen Fethiye Körfezi’ne gidiyorum. Körfezi çevreleyen yalçın dağların eteklerinde hoş bir kent Fethiye. Ardındaki dağların yamaçları, kadim Telmessos kentinin nekropolündeki mezarlarla dolu. Ben de geceyi, kıyı boyunca giderek Baba Dağ'ın 1.300 metre rakımındaki Babakamp’ta geçirmeye karar veriyorum...
Dimdik yükselen Baba Dağ'daki bu sığınak | Babakamp Eco Ranch&Retreat; tamamen doğanın için
de, Türkiye’nin batı kıyıları boyunca rastladığım en çarpıcı güzellikte manzaraya sahip! Kendimi eskinin temiz, saf dünyasının dışında hissediyorum. Babakamp’a özgü ekmeklerinden, mevsime has sebzelerden oluşan zeytinyağlılarından, odun fırınında pişen vejetaryen güveçlerinden yiyorum. Uysal uyuşuk bir haziran akşamı oluyor benim için…
Burası kırsal kimliğini korumuş, güler yüzlü insanlar tarafından işletiliyor yıllardır. Babakamp’ın kalbine de beden, ruh ve zihnin esenliğini başrole yerleştirmişler. Ekolojik, doğaya zarar vermeyen, kendi kendine yetebilen doğal enerji kaynağı kullanan Babakamp; bütün bu sürdürülebilir dinamizmi ve kocaman sükûnetiyle insanı sarmalıyor.
Tabiatın mimarisini yansıtan odalarından aile odalarında konaklıyorum. Evcil dostlarımıza da kapıları her daim açık. Odalarının bazıları müdavimleri tarafından uzun süreli de tutuluyor.
Uçakla gelecekler için en yakın havaalanı: Dalaman, 80 km.
Burası büyüleyici bir coğrafya ve yapılacak o kadar çok aktivite var ki. Saklıkent Kanyonu, Pınara Antik Kenti, Patara ve Gemiler Adası gidebileceğiniz yerler arasında!