Mehtap Kaleköy
“Şu an burada olmak için neleri vermezdim” dedirtecek bir yer anlatacağım size… Hazırsanız Mehtap Kaleköy’e ışınlanıyoruz.
🧑🏻🌾 Bu huzurlu kaçamağı birlikte planlayalım mı? Ne öğrenmek istersiniz, yorumlarda buluşalım! Yalnız buranın epey üst segment fiyatlara sahip olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim.
⛵ “Şimdi gözlerimi kapatıp, o verandada denize karşı kahvemi yudumladığımı hayal ediyorum… Keşke bu bir hayal değil de sabah rutinim olsaydı!” diyorum kendi kendime. Çünkü Mehtap Kaleköy’de geçirdiğim her an, başka bir boyuta geçmek gibi. Burada zamanın saati yok, telaşı yok, trafiği hiç olmamış. Varsa yoksa denizin sesi, keçilerin çanı, bir de içten içe huzurla genişleyen kalbim…
🏡 Kaleköy’e ulaşmak başlı başına bir seremoni. Arabayı Üçağız’da bırakıyoruz, sonrası denizden… Bizi almaya gelen tekne, Mehtap Kaleköy’ün ev sahibi İrfan Bey’e ait. Zaten bu tatil boyunca “Ah İrfan Bey ve oğlu Saffet Bey, iyi ki varsınız” cümlesini kaç kere tekrar ettiğimi hatırlamıyorum bile. Hem rehberimiz, hem kaptanımız, hem de içtenliğiyle buranın ruhunu taşıyan kişiler.
🌿 Ayağımı karaya bastığım an, bir anda başka bir zamana düşmüş gibi hissediyorum. Antik patikalar, bahçeli taş evler, zeytin ağaçları, keçiler, sokak köşelerine usulca yerleşmiş Likya lahitleri… Sanki “burası hiç değişmesin” diye dua eden biri varmış yıllardır, onun duaları tutmuş gibi…
🛏️ Mehtap Kaleköy, öylece karşımda. Beş kuşaktır Kaleköylü olan bir ailenin işlettiği bu küçük lüks otel, samimiyetiyle hemen sarıyor beni. Ben “Luis” isimli odada kalıyorum. Odadan dışarı bakınca, panoramik Kekova manzarası insanın nefesini kesiyor. Hatta bazen fazla bakınca baş dönmesi yapabilir, uyarayım! Suya yarı batmış bir lahit ise tam karşıda; sanki yüzyıllardır burada yüzüyor, bizi izliyor…
📞 Rezervasyon için: +90 535 592 12 36
(@kucukoteller’den buldum deyin mutlaka, Saffet Bey tatlı bir jest yapabilir, fısıldamış olayım!) #işbirliği
🌊 Bahçesi öyle geniş ki, ister odamın önündeki verandada, ister sahildeki şezlongda kendime ait bir dünya kurabiliyorum. Deniz mi? Akdeniz’in en temiz yeri olabilir. Hatta şöyle iddialı konuşayım: Denize girmeyip sadece bakmakla bile iyileşiyor insan burada.
🍳 Sabah kahvaltısı mı? Ah Meryem Teyze… Onun ellerinden çıkan her şeyde bir hikâye var. Yerel otlarla hazırlanan zeytinyağlılar, domatesin bile başka koktuğu tabaklar, ve o reçeller… Kahvaltıdan kalkmak için ciddi bir irade gerekiyor.
🚤 Gün içinde biraz macera isteyenler için Kekova Adası çevresinde tekne turu şart. Kayalara yaslanmış medeniyet izlerini görmek, suyun altında kalan şehirle göz göze gelmek… “Burası gerçek mi?” diye kendi kendine sorarken buluyor insan kendini.
💐 Özellikle ilkbaharda Kaleköy, bir çiçek şöleni sunuyor. Sarı beyaz papatyalar, mor burçaklar, ismini bilmediğim ama burnumu mest eden diğer çiçeklerle köy adeta bir tabloya dönüşüyor. Baharda gelen kazanır, benden söylemesi!
🐶 Evcil hayvan dostlarınız mı var? Onlara da yer var burada. Onlar için özel olarak ayrılmış bir oda ve geniş vakit geçirme alanları bulunuyor. Geceleri ise bahçede geçirilen sessiz ama huzurlu saatler, tam bir ruh dinlencesi.
📍Araba ile ulaşım yok dedim ya… Bu aslında en güzel tarafı. Çünkü burada her şey, doğanın temposunda ilerliyor. Kaleköy’e ulaşmak için sadece Üçağız Limanı’na gelip, Saffet Bey’in teknesine binmek yetiyor.
✨ Kimler için ideal mi? Kalabalıktan kaçmak isteyenler, doğa ve tarih tutkunu olanlar, Akdeniz’in gerçek yüzünü yaşamak isteyenler, romantikler, kitap kurdu çiftler, çiçek sevdalıları, “sessizlik en güzel müziktir” diyenler… Ve biraz da içini dinlemek isteyen herkes için.
Peki hangi şehirlerden gelmek kolay? Antalya, Kaş, Demre ve Finike gibi noktalardan gelenler için burası kısa bir yolculukla ulaşılabilecek uzaklıkta. Ama inanın, dünyanın öbür ucundan gelseniz bile bu köyün size verecekleri yol yorgunluğuna değiyor.
Yeni tatil hayalini buraya kurabilirsin. Benden söylemesi.