
Kavala’yı 2 Günde Keyifle Keşfetmenin Yolları
Kavala’ya vardığınızda önce denizin kokusu geliyor burnunuza, sonra yüzünüze hafif bir rüzgar çarpıyor. Taş sokakların arasından yayılan o eski şehir havası da hemen kendini hissettiriyor. Burada her şey biraz yavaş ilerliyor, biraz tanıdık geliyor insana, bir de tuhaf bir şekilde güzel. Yanımda sadece iki gün vardı. Yetti mi diye sorduğunuzda doymaya yetmedi ama şehri hissetmek, biraz sokaklarında kaybolmak, biraz da sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissetmek için fazlasıyla yeterliydi. Bir gün sizin de yolunuz Kavala’ya düşerse, bu iki günü nasıl geçirdiğimi anlatmak istiyorum. Hadi birlikte gezelim.
Kavala’ya Nasıl Gidilir?
Kavala’ya gitmek aslında tahmin ettiğinizden çok daha kolay, özellikle de İstanbul’da ya da Trakya’da yaşıyorsanız. Öyle aktarmalı, uzun aktarma saatli yolculuklar düşünmeyin, kendi arabanızla keyifli bir rota sizi bekliyor. İstanbul’dan yola çıktığınızda, önce İpsala Sınır Kapısı’ndan Yunanistan’a giriş yapıyorsunuz. Sınırda pasaport kontrolü biraz zaman alabiliyor ama genel olarak sorunsuz ilerliyor. Dedeağaç’a kadar yol yaklaşık 4-5 saat sürüyor. Dedeağaç’tan sonra ise Kavala’ya varmak sadece 2 saatlik bir sürüş meselesi. Yol boyunca tabelalar net, yollar düzgün, manzaralar da eşlik edince yol yorgunluğu kendini biraz keyfe bırakıyor.Araba kullanmak istemiyorsanız ya da konforlu bir otobüs yolculuğu tercih ederseniz, yaz aylarında İstanbul’dan Kavala’ya otobüsle ulaşmak da mümkün. Metro Turizm ve Alpar Turizm gibi firmalar sezonluk olarak Kavala’ya direkt seferler düzenliyor. Yol biraz daha uzun sürebiliyor ama uyuyarak, kitap okuyarak ya da müzik dinleyerek geçirebileceğiniz rahat bir alternatif.
2 Günde Kavalada Ne Yapılır?
1.Gün
Güne şöyle güzel bir kahvaltıyla başlamak şart. Bizim favorimiz Psaraki oldu. Denizin hemen dibinde, keyifli bir manzara eşliğinde, çıtır çıtır koulouri (Yunan simidi) ve feta peynirli omlet söyledik. Gözümüz de midemiz şenlendi. Üzerine bir kahve söyledik, tüm yorfunluğumuzu aldı. Kahvaltı sonrası biraz hareket iyi gelir. Doğruca Kavala Kalesi’ne yöneldik. Şehri kuşbakışı görebileceğiniz bu kaleye çıkarken biraz terleyebilirsiniz ama tepeden o manzara her şeye değer. İnişte sizi etkileyici taş yapısıyla İmaret karşılıyor. Osmanlı’dan kalma bu yapı, içeri girmeseniz bile dışarıdan bile bir huzur veriyor insana.
Yol üstünde, Kavala’nın belki de en ikonik simgelerinden biri olan Muhammed Ali Paşa Heykeli ve hemen yakınındaki evi var. Bir Yunan şehrinde Türk tarihinden böylesine derin izler görmek şaşırtıcı ve içten bir bağ kurduruyor insana. Kavala akşamları apayrı bir tat. Sahil boyunca yürürken bir taverna mutlaka gözünüze çarpıyor. Bizim tavsiyemiz: Kapileio Tou Zahou. Samimi, salaş, ama tam bir lezzet durağı. Kalamar söyledik, bir de deniz mahsullü risotto. Yanına da bir kadeh uzo. Masaya gelen her şey hem damağımıza hem ruhumuza iyi geldi.
Geceyi biraz uzatmak isterseniz, sahile yakın Myloi Club’a uğrayabilirsiniz. Çok büyük değil ama enerjisi bol, yerel gençlerin de tercih ettiği eğlenceli bir mekan.
Psaraki
2. Gün
Güne denizin kokusunu içinize çekerek başlıyorsunuz. Şehir merkezinden biraz uzak olsa da kahvaltı için Aqua Club Restaurant’a gitmeye kesinlikle değer. Sabah saatlerinde oldukça sakin oluyor, portakal suyu taptaze, çörekler sıcacık… Güne başlamanın en huzurlu yollarından biri. Kavala plaj konusunda gerçekten eli açık bir şehir. Kalabalığı sevene ve sakinlik arayana göre bir şeyler var.
Favorilerimizden üç tanesini bırakalım buraya:
- Ammolofoi Beach: İncecik altın rengi kum, tertemiz deniz ve enerjik bir atmosfer. Gençlerin gözdesi.
- Batis Multiplex: Daha düzenli bir plaj. Şezlong-şemsiye var, karnınız acıkırsa yakında bir şeyler de bulursunuz. Aileler için de uygun.
- Tosca Beach: Sessizlik sevenlere. Doğa içinde, sakince denize girip kitabınızı okuyabilirsiniz. Çocuklu aileler için de çok ideal çünkü denizi dalgasız ve sığ.
Denizden çıkınca şöyle serin bir mola iyi gider. Nayagos Seaside Tavern’de Girit usulü meze tabağını söyleyin, yanına zeytinyağlı kalamar ve buz gibi bir Mythos alın. Gölge bir masa bulun, manzarayı izleyerek yemeğin tadını çıkarın. Kavala’daki son akşamımızı özel bir yerde bitirmek istiyoruz. To Araliki tam böyle bir yer. Turist kalabalığından uzak, samimi ve içten bir taverna. Canlı müzik olunca da ortam daha bir güzelleşiyor. Sirtaki sesleri fonda çalarken hem bugünü hem tatili yavaşça zihnimize kazıyoruz…
Aqua Club Restaurant’
Kavala'da Yeme-İçme Önerileri
Kavala’da ne yenir, nerede içilir diye merak ediyorsanız, sizi aç bırakmayacak bir şehir burası. Sabah kahvaltısından geceye kadar keyifli vakit geçirebileceğiniz, lezzetli mekanlar çok. Deneyip sevdiğim veya duyduğum birkaç öneri:
Sabah kahvaltısında güne güzel başlamak için birkaç mekan önerebilirim: Psaraki, deniz kenarında sakin bir ortamda kahvaltı yapmak isteyenlere iyi gelir. Aqua Club, manzarası ve hafif menüsüyle güne başlamak için ideal bir yer. Tatlı kahvaltılıklar seviyorsanız Kafeneio Glyko’yu denemelisiniz; kahveli tatlıları oldukça lezzetli.
Öğle yemeğinde hafif ama doyurucu bir şeyler yemek isterseniz: Nayagos Seaside, deniz ürünleriyle ünlü, denize yakın hoş bir mekan. Krokodeilos, hızlı servis yapan, uygun fiyatlı bir alternatif. To Steki Tou Thoma, yerel lezzetler arıyorsanız size Yunan mutfağının ev sıcaklığını hissettirecek. Akşam yemeği ve taverna keyfi için; Kapileio Tou Zahou ve To Araliki, klasik taverna deneyimi için güzel seçenekler.
Kalabalık arkadaş grubuyla eğlenmek isterseniz Palia Taverna’ya uğrayın; bol sohbet ve müzikle keyifli vakit geçirebilirsiniz. Myloi Club, dans etmeyi sevenler için iyi bir mekan. Daha sakin, sahil kenarında içki içmek isterseniz Mylos Beach Bar’ı tercih edebilirsiniz. Koursaros Bar, deniz feneri manzarası eşliğinde içeceğinizi yudumlamak için hoş bir durak.
Kavala’da Konaklama Önerileri
- Imaret: Tarihi bir eserin içerisinde eşsiz bir konuma sahip olan İmaret, özgün Osmanlı mimarisini modern lükslerle bir araya getirerek güzel bir şekilde restore edilmiştir. Aslen 1817 yılında inşa edilmiş olan İmaret'in restorasyonu, birinci sınıf bir rezidans için muhteşem bir ortam sağlayacak şekilde özenle yapılmıştır.
- Blue4Aqua Apartments: Kavala'da Kalamitsa Plajı'na 80 metre, Batis'e ise yaklaşık 1 km uzaklıkta yer alan Blue4Aqua Apartments klimalı ve özel banyolu odalar sunmaktadır. Bu sahil tesisinde balkon, tenis kortu, ücretsiz özel otopark ve ücretsiz WiFi erişimi mevcuttur. Her odada dağ manzaralı veranda vardır.
Daha fazla konaklama önerileri için Kavala Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz.
Notlar
- Kavala’da kredi kartı neredeyse her yerde geçiyor, ama plajlarda yanınızda bir miktar nakit bulundurmak iyi fikir.
- Akşamüstü saatlerinde plajlarda yer bulmak zorlaşabilir. Erken gidin, gölgeleri kapın.
- Uzo içerken hızlı içmeyin, yanına meze şart. Yoksa geceyi hatırlamayabilirsiniz
- Marketten aldığınız feta peyniri, Türkiye’ye dönüşte valizde bomba etkisi yaratabilir. Ambalajı sağlam yapın, yoksa bagaj mis gibi olur.