
3 Günde Safranbolu Gezilecek Yer, Yeme İçme ve Konaklama Önerisi
Safranbolu’ya adım attığınızda sanki zamanda geriye doğru bir yürüyüşe başlıyorsunuz. Her taşın, her sokak lambasının, her kapı tokmağının bir hikayesi var gibi. O eski ahşap konaklarda kalmak, sadece bir otelde değil; yıllar önce bir ailenin hayat sürdüğü odalarda, eski bir zamanın izinde uyumak gibi. Sabah gözünüzü açtığınızda pencereden bakınca kiremit çatılarla bezeli bir tablo karşılıyor sizi. Çarşıya inip Arasta’daki o meşhur kahvecide közde pişmiş kahvenizi içerken, çevrenizdeki dükkanların önünde ustaların el emeğiyle yaptığı işlere dalıp gidiyorsunuz. Dar sokaklarda gezerken burnunuza safranlı lokumun kokusu geliyor, biraz ileride mis gibi yöresel yemekler. Her şey yavaş, her şey sade, her şey içten... Safranbolu’yu sevmek için çok sebep var ama en güzeli şu: Orada geçmiş hala yaşıyor, acele etmiyor.
Safranbolu’da Gezilecek Yerler
Bulak Mağarası: Safranbolu’nun serin ve gizemli köşelerinden biri. Doğanın binlerce yılda oluşturduğu sarkıt ve dikitlerin arasında dolaşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Bulak Kanyonu: Mağaraya kadar gelmişken kanyonu da pas geçmeyin. Sessizliği, yeşili ve yürüdükçe karşınıza çıkan manzaralarıyla ruhunuza iyi geliyor.
Kristal Cam Teras ve Tokatlı Kanyonu: Cam terasın üstüne çıktığınızda ayaklarınızın altındaki kanyon manzarasıyla büyüleniyorsunuz. Fotoğraf çekmek için değil, sadece bakmak için bile değer.
Valla ve Horma Kanyonları – Ilıca Şelalesi: Pınarbaşı tarafına yolunuzu düşürürseniz bu doğa harikalarını kaçırmayın. Valla’nın heybeti, Horma’nın yeşili ve Ilıca Şelalesi’nin huzuru… Üçü bir arada nefes kesiyor.
İncekaya Su Kemeri: Su kemerini sadece tarihi bir yapı olarak değil, doğayla iç içe bir manzara noktası olarak da düşünün. Altından geçen su sesiyle birleşince manzara bambaşka bir hale bürünüyor.
Tepetaklak Konak: Evin tavanı yerde, tabanı tavanda. Herkesin merak ettiği, gülümseten ama bir o kadar da zekice düşünülmüş bir durak.
Cinci Han ve Hamam: Osmanlı döneminden kalma bu büyük hanın taş duvarları, bir zamanlar buraya gelen kervanları düşündürüyor. Hamam ise hâlâ işlevini sürdürüyor; bir mola verip rahatlamak isterseniz birebir.
Kent Müzesi: Safranbolu’nun geçmişine, el işçiliğine ve günlük yaşamına dair küçük ama etkileyici ayrıntılar burada sizi bekliyor.
Lonca Çarşısı (Yemeniciler Arastası): Minicik dükkanlar, sabırlı ustalar ve Safranbolu’ya özgü hediyelikler alabilirsiniz.
Demirciler Çarşısı: Çekiç sesleri eşliğinde yürüyorsunuz. El emeğiyle yapılan tencereler, cezveler, tokmaklardan alabilirsiniz.
Hıdırlık Tepesi: Gün batımında Safranbolu’nun manzarasına bakmak istiyorsanız doğru adres. Tüm şehir ayaklarınızın altında ve rüzgâr yüzünüze geçmişten bir selam getiriyor.
Valla Kanyonu
Safranbolu’ya Neden Gitmelisiniz?
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Yer Alan Tarihi Atmosferi Deneyimlemek İçin; Safranbolu, geleneksel Osmanlı şehir mimarisinin en iyi korunduğu yerlerden biri. Taş sokaklarında dolaşırken sizi geçmişe götüren bu tarihi şehir, konakları, hanları, hamamları ve çarşılarıyla adeta zamanın durduğu bir yer.
Safranın İzini Sürmek İçin; Adını dünyaca ünlü safran bitkisinden alan Safranbolu, bu nadir ve değerli baharatın yetiştirildiği ender bölgelerden biri. Safran tarlalarını ziyaret edebilir, hasat zamanı bu büyüleyici süreci yakından gözlemleyebilirsiniz.
Huzurlu Bir Kaçış Arıyorsanız; Tarihi sokaklar, taş evler ve sakin bir atmosfer arıyorsanız Safranbolu tam size göre. Şehir, hem kültürel zenginlik hem de dingin bir ortam sunarak stresli şehir hayatından uzaklaşmak isteyenlere nefes aldırıyor.
Doğal Güzellikleri Keşfetmek İçin; Safranbolu’nun çevresi, doğaseverler için bir cennet. Tokatlı Kanyonu’ndaki cam terasta nefes kesen manzaralara şahit olabilir, Bulak Mencilis Mağarası’nın büyüleyici atmosferinde kaybolabilir ve yemyeşil vadilerde huzurlu yürüyüşlere çıkabilirsiniz.
Yerel Lezzetleri Tatmak İçin; Safranbolu’nun kendine has mutfağı, yöresel lezzetleriyle de sizi büyüleyecek. Safranlı lokumdan cevizli keşli erişteye kadar pek çok özel tadı burada deneyebilirsiniz.
Safranbolu Yeme-İçme Önerileri
- Safranbolu’nun hamur işlerini anlatmaya nereden başlasam bilmiyorum, çünkü hepsi birbiriyle yarışıyor. Ama galiba peruhiyle başlamak en doğrusu. Muska gibi üçgen kapatılmış, içi peynirli, dışı bol tereyağlı, üstüne kuru nane ve biraz da pul biber atılarak yapılıyor. Bildiğimiz mantının farklı bir yorumu ama lezzetli mi lezzetli. Eski Çarşı’daki neredeyse her restoranda bulmak mümkün
- Mantı demişken, İmren Lokum Konak’taki Rum mantısından da bahsetmeden geçmeyeyim. Normal mantı haşlandıktan sonra kuşbaşı etle ve tereyağıyla tavada çevriliyor. Farklı ama çok güzel, bence yer açın.
- Cevizli keşli yayım da ayrı bir olay. Yayım, ev yapımı erişte gibi düşünebilirsiniz. Keş ise kurutulmuş yoğurttan yapılan, peynir gibi bir şey. Bol ceviz ve tereyağıyla birleşince tam bir “köy sofrası” hissi veriyor.
- Gözleme severseniz, yine Eski Çarşı’da Bestami Gözleme işinizi görür. Yanında da karşısındaki Fincan Cafe’ye geçip bir dilim su böreği, belki biraz daha yayım ya da peruhi derken karnınız tam anlamıyla doyuyor.
- Bir de haluşka var. Safranbolu’nun belki adı çok bilinmeyen ama yörede sevilen yemeklerinden. Un kaynar suya atılıyor, tahta kaşıkla sürekli karıştırılıyor. Basit gibi ama kıvamı tutturmak zor.
- Hepsinin üstünde bir “bükme” var ki, bence diğerlerini gölgede bırakıyor. Ispanak ya da pazıyla kavrulmuş kıymalı harç, mayalı hamura sarılıyor. Üzerine yoğurt ve yağ sürülüp taş fırında pişiriliyor. En iyisi Kadıoğlu Şehzade Konakları’nda yenir. Hele bir de Hayri Usta'nın elinden çıkarsa yemede yat. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam fark etmez. Her öğüne gider.
- Kadıoğlu Şehzade’nin bir başka bombası da kuyu kebabı. Bütün kuzu temizlenip kancayla kuyuya sarkıtılıyor, saatlerce pişiyor.
- Etli yaprak sarma, sebzeli güveç, haşlanmış tavukla yapılan bandırma da yörede sık yapılan yemeklerden. Özellikle bamya ve uzun fasulye burada çok kullanılıyor. Kışın kurutulmuş halleri de aynı şekilde yapılıyor.
İmren Lokum Konak
Safranbolu Konaklama Önerilerimiz
- Yeşil Çizme Doğa Evi: Yeşil Çizme Doğa Evi’nde sadece 6 oda var. Yani kalabalık yok. Herkes kendi alanında, kendi sessizliğinde. 14 dönümlük arazide adeta kayboluyorsun ama iyi anlamda. Tüm doğallığı korunmuş bu evde, konforun hiç eksik olmaması beni şaşırttı.
- Saffronia 1900 Konak: Saffronia 1900 Konak'ta zamanın durduğunu hissedin. Tarihi dokusuyla modern konforu birleştiren bu lüks konak, size zamansız bir mutluluk sunuyor. İçeri girdiğinizde, sizi sıcak ve samimi bir atmosfer karşılıyor olacak. Konaklamalarınız boyunca, her anınızın keyifli ve rahat olması için özenle tasarlanmış odalarımızda huzur bulacaksınız.
Diğer Konaklama Önerileri: https://www.kucukoteller.com.tr/safranbolu-otelleri