Fotoğraf Tutkunlarının Tercihi 10 Otel
1 hafta önce

Fotoğraf Tutkunlarının Tercihi 10 Otel

Fotoğraf tutkunları için tatil, yalnızca dinlenmekten ibaret değildir. Onlar için her seyahat; ışığın, doğanın, mimarinin ve anların peşinde bir yolculuktur. Fotoğraf makinesinin vizöründen bakıldığında bir otelin mimarisi, çevresindeki doğa ya da tarihle bütünleşmiş atmosferi, tatili unutulmaz bir deneyime dönüştürüyor. Profesyonel fotoğrafçılar, görsel hikâye anlatıcıları ve fotoğraf çekmeyi seven herkes için doğru oteli seçmek, tatili yaratıcılığı besleyen keyifli bir serüvene dönüştürebilir. Fotoğrafçı gözüyle bakıldığında gün batımı, deniz kıyısında dalgaların dansı, taş bir evin gölgesi ya da sabahın ilk ışıkları bile unutulmaz bir kareye dönüşür. Bu yüzden fotoğraf tutkunları tatil planı yaparken sadece konforu değil, otelin sunduğu manzarayı, çevresindeki doğal güzellikleri, tarihi dokusunu ve tasarım detaylarını da önemser. Çünkü tatilde geçirilen her an, merceğin ardında daha farklı bir anlam kazanıyor.Siz de dünyayı objektifin ardından görmeyi sevenlerdenseniz ya da çevrenizde böyle biri varsa, sizin için özel bir liste hazırladık. Doğası, mimarisi ve atmosferiyle fotoğraf tutkunlarının kalbini çalacak 10 otel…

Fotoğraf Tutkunlarının Tercihi 10 Otel

  1. Anatolian Houses Hotel - Göreme Kapadokya
  2. Anadolu Evleri - Gaziantep
  3. Saklı Göl Evleri - Burdur
  4. Lov Faralya, +16- Kabak Vadisi Ölüdeniz
  5. Kaya Guest House - Eski Datça
  6. Maridin Otel - Mardin
  7. Saliha Hanım Taş Konak - Birgi İzmir
  8. Casa Margot Hotel - Fethiye
  9. Turkuaz Köy - Finike Antalya
  10. Suna Sun Hotel - Kaş Antalya

Anatolian Houses Hotel

Kapadokya’nın büyülü topraklarında, Göreme’nin kalbinde yer alan Anatolian Houses Hotel, fotoğraf tutkunları için adeta bir açık hava stüdyosu gibi. Peri bacalarının gölgesinde yükselen taş oyma suitler, tarihle birlikte doğanın da içinde olmanızı sağlıyor. Odaların dekoru, fotoğraflarda gördüğünüz gibi, taşın sıcak dokusu, özenle seçilmiş detaylar ve samimi atmosfer sizi adeta başka bir zamana taşıyor. Kaldığınız süre boyunca her köşeyi fotoğraflamak isteyeceğinize eminiz. Oteldeki şarap çeşmesi ise ayrı bir keyif. Burada bölgenin özgün şaraplarını tadabilirsiniz. Sabahın ilk ışıklarında gökyüzünü süsleyen balonları ya da gün batımında taş duvarların gölgesini fotoğraflamak isteyenler için burası, ilham dolu kareler yakalayabileceği bir yer. 

Anatolian Houses Hotel

Anadolu Evleri

Otantik bir deneyim peşindeyseniz, Anadolu Evleri tam da aradığınız konaklama noktası olabilir. Gaziantep’in tarih kokan sokaklarından birinde yer alan bu 180 yıllık taş konak, adeta sizi Anadolu’da zaman yolculuğuna çıkarıyor. Geniş avlusu, yaşanmışlıkları taşıyan köşeleri ve özenle dekore edilmiş odaları, her fotoğraf tutkununun ilgisini çekecek ayrıntılarla dolu. Dış kapıyı aralayıp konağın avlusuna adım attığınızda, bir anda şehrin gürültüsünden kopup dinginliğe kavuşuyorsunuz. Her köşe ayrı bir kare; taş duvarlar, eski ahşap kapılar, avludaki detaylarıyla kameranızı yanınızdan ayırmayacaksınız. Kahvaltılar da buradaki deneyimi tamamlıyor. Yöreye özgü patlıcan ve biber kızartmaları her sabah sofrada yerini alırken, peynir, hamur işi, patates kızartması ve zahter gibi lezzetler de eşlik ediyor. Her sabah karşılayan bu muhteşem sofra, güne enerji ve ilham dolu başlamanızı sağlıyor. İsteğe bağlı olarak özel Mardin Süryani şarabı, günün fotoğraf molalarında küçük bir keyif kaçamağı yaratıyor. Burada çekilen her kare, Gaziantep’in yaşamını, geçmişini ve kendine has atmosferini yakalamanıza yardımcı oluyor.

Saklı Göl Evleri

Doğayı seviyor ama konfordan da ödün vermek istemiyorsanız, Saklı Göl Evleri glamping severlerden romantik çiftlere, sakinlik arayan gezginlerden küçük kaçamak peşindeki ailelere kadar herkese uygun bir kaçış noktası. Göl kenarındaki bungalovlar, jakuzili çadırlar ve safari çadırları sizi doğayla bütünleştiriyor. Sabahın ilk ışıklarında gölün sakin sularına bakmak, gün batımında yemyeşil ormanın gölgesini yakalamak, fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceğiniz kareler yaratıyor. Her bir köşe, fotoğraf tutkunları için ayrı bir ilham kaynağı. Saklı Göl Evleri’nde konaklamak sadece dinlenmekle sınırlı değil; çevresini keşfetmek de en az tesis kadar keyifli. Tesisin yakınında ziyaret edebileceğiniz yerler, doğa ve tarih fotoğrafçılığı için güzel bir fırsat. Sagalassos Antik Kenti’nde Roma’nın izlerini ve taşların hikayelerini yakalayabilir, Yazılı Kanyon’da yürüyüş yaparken iç huzurun tadını çıkarabilir, Kremna Antik Kenti’nin sessizliğinde ise karelerinize mistik bir hava katabilirsiniz.

Saklı Göl Evleri

Lov Faralya, +16

Yaşamdaki hiçbir şey, tabiatın bize sunduğu cömertliğin yerini tutamaz. Faralya’da, deniz, doğa, toprağın kokusu, pırıl pırıl gökyüzü ve güneşle mest olduğumuz bu noktada, insan gerçekten de yüreği titreyerek fotoğraf çekmek istiyor. Burası, kartpostal gibi görüntüsü ve ışıkla dolu atmosferiyle fotoğraf tutkunlarını adeta büyülüyor. Lov Faralya, yalnızca 16 yaş ve üzeri misafirleri kabul ediyor, sakinlik ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için ideal. Tepeden koya bakan konumu, önü açık manzarası ve gün batımında gökyüzünün sürprizli halleriyle yemek yemek, burada geçirilen zamanın en keyifli anlarından biri. Dalgaların uzaklardan yükselen sesi ise adeta bir ezgi gibi ruhu okşuyor. Tesisin konaklama birimleri arasında bungalovlar, taş evler ve jakuzili suitler bulunuyor. Her oda, deniz ve doğa manzarasına hâkim; romantik ve huzurlu bir atmosferi var. Gün boyu yakaladığınız kareler, her köşedeki detay ve ışık oyunları, fotoğraf makineniz için sınırsız bir ilham kaynağı oluşturuyor. Lov Faralya’nın mutfağı da deneyimi tamamlıyor. Karidesli levrek sarma, çökertme kebabı ve leb-i ferah tatlısı, şefin kendine has reçeteleriyle öne çıkıyor. Gün batımında özellikle manzara eşliğinde bu lezzetleri tatmak, hem damak hem de göz için unutulmaz bir an yaratıyor. Doğanın ve sanatın bir araya geldiği bu özel durakta, fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.

Lov Faralya, +16

Kaya Guest House

Kaya Guest House, minimalist lüksü ve sıcak atmosferiyle hemen içinizi ısıtan bir yer. Gösterişli değil ama huzurlu. Biraz tozlu, biraz sessiz, ama bir şekilde ruhunuza dokunan bir mekan. Denize sıfır değil, ama arabayla sadece 6 dakikada Datça’nın serin sularına ulaşmak mümkün. Otel, fotoğraf tutkunları için tam bir ilham kaynağı. Eski Datça’nın taş sokaklarında kaybolurken her adımda kareye değer detaylar görebilirsiniz. Sabahları otelin kahvaltısıyla güne başlamak, öğleden sonra arabaya atlayıp Knidos Antik Kenti’ne uzanmak, taşların arasında geçmiş zamanlara dokunmak ve fotoğraflamak buradaki deneyimin en keyifli yanları. Yemek molaları da ayrı bir keyif. Öğle ya da akşam için Alfheim Brasserie’ye uğrayın lezzet açısından unutulmaz anlar yaşatıyor. Enginarlı risotto mutlaka denenmeli. Akşamları Eski Datça’da gün batımını izlemek, fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceğiniz kareler yakalamanızı sağlıyor. Palamutbükü’nde denize girmek, gün boyu doğanın ve tarihin tadını çıkarmak ve sonunda Kaya Guest House’a dönüp taş duvarlar ve begonviller arasında huzurlu bir akşam geçirmek ruh için de bir ilham kaynağı.

Kaya Guest House
Maridin Otel

Mardin’in tarihi sokaklarında yürürken, 3000 yıl öncesine dayanan Mezopotamya coğrafyasının izlerini takip ediyorsunuz ve kimler kimler bu evlerde yaşamış diye düşünüyorsunuz. Tam da bu atmosferin içinde, Mardin mimarisine sadık kalarak inşa edilmiş Maridin Otel. Asurlu ve Artuklu dönemlerinden izler taşıyan otelin terasları güneye bakacak şekilde konumlanmış ve her köşesi tarihi dokuyu hissettirecek şekilde tasarlanmış. Otelin manzaralı odaları ve Mezopotamya Ovası’na bakan terasları, fotoğraf tutkunları için şahane bir yer. Gün batımını sevdiklerinizle birlikte bu teraslarda izlemek unutulmaz bir deneyim. Fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceğiniz kareler için burası da mükemmel bir yer. Maridin Otel, sadece konaklama değil, aynı zamanda Türk ve dünya mutfağından lezzetleri de tadabilirsiniz. Fotoğrafçılar için Mardin’in tarihi mekanları da keşfedilmeyi bekliyor: Mardin Kalesi, Kasımiye Medresesi, Deyrulzafaran Manastırı, Zinciriye Medresesi, Ulu Cami, Revaklı Çarşı ve Midyat bölgesi, şehrin tarihini ve de ruhunu yansıtan kareler sunuyor.

Maridin Otel
Saliha Hanım Taş Konak

1920’li yıllarda taş ve ahşabın ustaca birleşimiyle inşa edilen Saliha Hanım Taş Konak, 2013-2014 yıllarında aslına sadık kalarak restore edilmiş ve turizme kazandırılmış. Cumhuriyet dönemi evlerinin en güzel örneklerinden biri olarak gösterilen bu konak, Kültür Varlıkları listesinde tarihi-tescilli Birgi evlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Küçük otel olarak düzenlenen konakta dekorasyon, büyük bir özen ve el emeğiyle hazırlanmış. Konak sahipleri ve yöre insanlarıyla birlikte, zorunlu haller dışında fabrikasyon ürünler kullanılmadan tasarlanan her detay, mekana özgün ve samimi bir ruh katıyor. Bu sayede, burada konaklamak sadece bir tatil değil, aynı zamanda geçmişin ve el işçiliğinin içinde küçük bir yolculuk gibi hissediliyor. Fotoğraf tutkunları için de Saliha Hanım Taş Konak eşsiz bir durak. Konağın taş sokaklarla çevrili avlusu, ahşap detayları ve güneşin oyun oynadığı köşeleri, her anı karelemek için ilham veriyor. Sabahları ise tamamen doğal ve ev yapımı ürünlerden oluşan serpme kahvaltı, güne lezzetli bir başlangıç yaparak başlamanızı sağlıyor. Birgi’nin tarih kokan sokaklarını keşfederken, konaktan sadece birkaç adım uzaklıkta olmanın rahatlığıyla fotoğraf makinenizi elinizden bırakmak istemeyeceğiniz kareler yakalayabilirsiniz.

Saliha Hanım Taş Konak
Casa Margot Hotel

Dinlenmek ve ilham almak için Casa Margot Hotel, Fethiye’nin kalbinde marina’ya tepeden bakan konumu, şehrin canlı dokusunu ve deniz manzarasını bir araya getiriyor. Otel, Avrupa kentlerinde görebileceğiniz galeri otel havasını, özel seçki antika eşyalar, neoklasik mobilyalar ve sanat eseri tablolarla tamamlamış. Fotoğraf tutkunları için özellikle deluxe odalar büyük bir fırsat.. Jakuzili ve deniz manzaralı bu oda, Fethiye Körfezi’ni tepeden görmenin yanı sıra ferah bir atmosfer ve meltemle dolu huzurlu anlar yaşatıyor. Casa Margot sadece konaklama değil, aynı zamanda bir deneyim. Otelin terasında yer alan İncir Restoran, panaromik deniz manzarası eşliğinde Anadolu’nun yerel tariflerini sunuyor. Mevsiminde ürünlerle hazırlanan yemeklerin tadını çıkarırken, kulağınızda caz müzikleri ve bazen canlı performanslar sizi fotoğraf dolu anlara davet ediyor. Ayrıca otel, galeri kimliği sayesinde her köşesinde sanat ve estetiği bir araya getirmiş. Fethiye’nin doğal güzelliklerini ve deniz manzarasını fotoğraflamak, akşam terasta gün batımını izlerken hafızalara kazınacak kareler yakalamak isteyenler için Casa Margot, gerçek bir ilham kaynağı. Burada her an, hem gözünüz hem objektifiniz için özel bir deneyime dönüşüyor.

Casa Margot Hotel, +14

Turkuaz Köy

Finike’de, neredeyse el değmemiş Amazon ormanlarını andıran bir doğa içinde, Turkuaz Köy sizleri bekliyor. Gökçay Nehri’nin yavaş temposu ve çevresindeki kuşlar, su kaplumbağaları ve deniz tavukları, burayı adeta doğayla baş başa kalacağınız huzurlu bir alana dönüştürüyor. Turkuaz Köy, özgün ve kişilikli yapısıyla kendinizi özel bir yerde hissettiriyor. Burada sadece konaklamıyor, aynı zamanda zekice tasarlanmış bir mekanın parçası olmanın keyfini yaşıyorsunuz. Restoranları da oldukça başarılı; akşamları gün batımında etrafı Akdeniz’in büyüleyici kokuları sarıyor ve başka bir yere gitme ihtiyacı hissetmiyorsunuz. Fotoğraf tutkunları için burası tam bir ilham noktası. Ekim ve kasım aylarında Finike bambaşka bir görsel şölene dönüşüyor. Nehrin üzerinde tekneyle küçük gezintiler yapmak, Gökliman Koyu’nda yüzmek veya gün batımını karelemek, hafızalara kazınacak kareler için fırsat. Çevrede keşfedilecek yerler de oldukça fazla. Gökbük Kanyonu, Karaöz, Gelidonya Feneri, Adrasan, Suluada, Kekova ve Kaleköy gibi doğal güzelliklerin yanı sıra, Myra, Arykanda, Rhodiapolis ve Limyra antik kentleri tarih ve kültür meraklıları için ideal rotalar.

Turkuaz Köy

Suna Sun Hotel

Kaş’ın sakin köşelerinden birinde, denize sıfır konumuyla sizi karşılayan Suna Sun Hotel, kalabalıktan uzak ama iddialı bir küçük otel. Burada tatil, gürültü ve curcunalı değil; huzurlu, keyifli ve kaliteli bir deneyim arayanlara özel. Otel, yılların birikimiyle kendini her sezon tazeleyen, dinamik ama köklerine sadık kalan bir yer. Odalar manzaralı, konforlu ve dingin. Sabah perdeleri açtığınızda gözünüzün önüne serilen mavilik, buranın en büyüleyici yanı. Sessizliği sadece doğanın sesi dolduruyor; şehirde arayıp da bulamadığınız huzur burada sizleri karşılıyor. Suna Sun’un en büyük ayrıcalığı ise denize sıfır olması. Platformdan direkt girebileceğiniz deniz, biraz derin ama capcanlı ve temiz. Gün boyu Likya Yolu’nda yürüyüş yapabilir, Kaş’tan tekne turuna çıkabilir, denizin ve gökyüzünün fotoğraf karelerine sığmaz güzelliklerini yakalayabilirsiniz. Her köşesinde ayrı bir fotoğraf çekebilirsiniz. Suna Sun Hotel, doğayla iç içe, sessiz ve estetik bir tatil arayan fotoğraf tutkunları için Kaş’ta unutulmaz bir durak. 

Suna Sun Hotel, +14