Kapadokya'da Gezilecek En Güzel Yerler

Doğanın insanlara sunduğu en büyüleyici güzelliklerden biri de herhalde Kapadokya Bölgesi’dir. Dünyanın en ender doğa harikalarının ev sahibidir Kapadokya.
Kapadokya, dünyada bir eşi daha bulunmayan bir doğa olayı ile 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırmasıyla ortaya çıkmış bir doğal bölge. Doğa burada adeta bir sanat eseri yaratmış ve toprağı müthiş bir ilgiyle işlemiş.
Kapadokya ismi Persler’den geliyor. Persler “Güzel Atlar Ülkesi” anlamında gelen “Katpatukya” olarak adlandırmışlar bu bölgeyi. Buradaki olağanüstü doğanın oluşumu 60 milyon yıl önceye dayanıyor. Hala sürmekte olan bu doğal serüven 60 milyon yıl önce Torosların yükselmesi ile başlayan ardından yanardağların faaliyete geçmesi ile başlıyor. Püsküren lavlar, platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturuyor. Tüf tabakasının üzeri yer yer lav tabakası ile örtülüyor ve bazalt yapı çatlayıp ayrılıyor. Yağmurlar da çatlaklardan sızarak yumuşuk tüfü aşındırmaya başlıyor, rüzgar da oluşumlara katkı sağlayınca böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan “Peribacası” dediğimiz koniler oluşuyor.
Nevşehir Ortahisar Gezilecek Yerler - Gezi Rehberi | Kapadokya
Kapadokya başta en gözde olanları Kaymaklı ve Derinkuyu olmak üzere, 9-10 bin yıllık geçmişe dayanan onlarca yerlatı şehrine ev sahipliği yapıyor. Yeraltı şehirlerinde kiliseler, okullar, mahzenler, ahırlar, mutfaklar, kuyular, yatak odaları,vs. bulunuyor. Bu şehirlerin bazıları düşmanlardan korunabilmek için tüneller ile birbirine bağlanmış. İçerisi labirent sistemi gibi olan yeraltı şehirlerinde bugün iyi bir aydınlatma sistemi ve doğru yönde ilerlemenizi sağlayacak tabelalar bulunuyor. İçeride yürürken tüneller oldukça darlaşabildiğinden, eğer klostorofobiniz varsa  veya eğilerek yürüme probleminiz var ise sadece ilk katında gezmenizi öneririm. Doğanın ve insanoğlunun bu sanatına kesinlikle tanıklık etmelisiniz.

Bölgenin oldukça yüksek bir turizm potansiyeli var.
1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Kapadokya, yılın her dönemi yerli ve yabancı pek çok turisti misafir ediyor. Üstelik Kapadokya’ya gelmek için öyle yaz mevsimini beklemenize gerek de yok. Yaz kış her mevsim bir başka güzel Kapadokya. Hatta bahar aylarında ve kış mevsiminde daha rahat bir gezi bile yapabilirsiniz.
Kapadokya’ya ulaşım ise oldukça kolay. Hem karayolu hem de havayolu ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Konaklamak için ise pek çok farklı seçeneğiniz var Kapadokya Bölgesi’nde. Güzel bir butik ve küçük otelden tutun da, müthiş bir atmosferi olan mağara otellere, kayalara oyulmuş tesislere kadar sizi şaşırtacak pek çok butik otel var Kapadokya’da. Yılın her zamanı da hizmete açıklar. Benim önerim kayalara oyulmuş, mağara oteller de konaklamanız. Dünyada başka nerede var ki bu kadar mistik ve otantik bir atmosfere sahip odalar? Üstelik kayalara oyulan bu odalar yazın serin, kışın da sıcak bir iklime sahip. Sabah yatağınızda gözünüzü açtığınızda o kadar dinç hissediyorsunuz ki kendinizi, bir gecede yenileniyorsunuz adeta. 
Kapadokya otellerinin fiyat seçenekleri ise genellikle uygun ve her keseye göre düzenlenmiş. Sezona göre değil de konakladığınız tesisin kalitesine ve türüne göre farklılık gösterebiliyor.
Yerleşim olarak Paleolitik Dönemlere kadar uzanan Kapadokya, Hititler zamanında Hristiyanlığın en önemli merkezlerindenmiş. Roma Dönemi’nde ise kayalara oyulan mağara evler Hristiyanların en büyük sığınaklarından biri olmuş.  O zamanlar Kapadokya olarak anılan bölge, bugün Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir’i de içine alan bir alanda bulunuyor. Ve geçmiş yüzyıllarda bu topraklar pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış.
Kapadokya’nın isim olarak kökeni ise yine antik çağlara uzanıyor. Kapadokya sözcüğü, Pers dilinde bulunan ve “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Katpatuka sözcüğünden değişerek günümüze kadar gelmiş.
Bugün Kapadokya Bölgesi’nde Uçhisar, Göreme, Ürgüp, Avanos, Ihlara Vadisi gibi görülmesi gereken pek çok turistik yer var. Dolayısıyla en az 4-5 günlük bir gezi planlamalısınız. 
Öncelikle Göreme Açıkhava Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. El sanatları ve testileri, testi kebabı ile ünlü Avanos gezi planınızın diğer günlerinde yer almalı. Avanos’a gittiğinizde meşhur testi kebaplarının da tadına bakmayı ihmal etmeyin. Yer altı şehirleri ve farklı doğal güzellikleri ile de Derinkuyu ve Acıgöl gibi beldeleri mutlaka görmelisiniz. Kaymaklı ve Derinkuyu beldelerinde ise neredeyse 200’e yakın yer altı şehirleri bulunuyor.
Nevşehir- Aksaray Yolu üzerinde bulunan Ihlara Vadisi ise muhteşem doğal güzelliklere sahip bir yer. Vadide, 13.yüzyıldan kalma süslemeler de bulunuyor. Burası dünyanın ikinci büyük kanyonu. Vadide çok sayıda kilise ve manastır yer alıyor. Ayrıca burası Hristiyanlığın Anadolu’ya yayıldığı yerlerden biri olarak da biliniyor. Bu güzel ve uzun vadide gezdikten sonra, bence civardaki restoranlarda güzel bir mola verip alabalıkların tadına da bakmalısınız.
Ortahisar ve Uçhisar gibi beldelere de yolunuz düşerse ünlü kalelerini gezmeyi unutmayın. Muhteşem manzaraya da tanıklık edebilirsiniz. 
Etrafına bir kasaba ile sarılı Ortahisar Kalesi, üzerine merdivenler ile çıkıyorsunuz ve kalenin tepesinden manzara tıpkı Uçhisar’da söylediğimiz gibi, büyüleyici. Erciyes Dağı tamamen önünüzde sizi selamlıyor. Bu Ortahisar’ın görülen kısmıydı. Bir de yerin altına oyulmuş, kuzu çevrilen, gösteriler yapılan lokantalara ne dersiniz?
Göreme Kent merkezine 10km uzaklıktaki Uçhisar, Ortahisar ile birlikte bölgenin doğal kalesi görünümünde. Hititler döneminden başlayan ve ardından Bizans ve Arapların da korunma amaçlı kullandığı bir kale olmuş. Uçhisar tepesine çıkıp koca bir alana yayılan büyüleyici manzarayı selamlamanızda fayda var. Güvercinlik Vadisi olarak bilinen vadide kayalara oyulmuş güvercin yuvaları çok ilginç bir görüntü oluşturuyor. Vadide kaya kiliseleri de bulunuyor.
Ortahisar Otelleri için tıklayın.
Uchisar Otelleri için tıklayın.
Göreme; peribacalarının içinde yerleşimin sürdüğü bir kasaba. Hristiyanlık döneminden kalan mezar odaları kayalar üzerinde karşınıza çıkıyor bu kasabada. Orta Mahalle Kilisesi, Yusuf Koç Kilisesi, Karşı Bacak Şapeli, Durmuş Kadir Kilisesi ve Meryem Ana Kilisesi Göreme Açık Hava Müzesi’ne doğru yol alırken gezmenizi önerdiğimiz yerler arasında. Müzede kilise, mezar odaları, kiler ve mahzen görüyorsunuz. Kiliselerin bazıları restorasyon ve koruma çalışmaları altında olduğundan hepsini açık görememeniz normal olur.
Göreme Otelleri için tıklayın.
Ürgüp
Nevşehir merkeze yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Ürgüp, gerek doğal güzellikleri gerekse de sahip olduğu kültürel ve tarihi değerler ile büyüleyici bir bölge. Tüm dünyanın Türkiye dendiğinde hayal ettiği en güzel beldelerden biri.  
Ürgüp, doğanın insanlara sunduğu en güzel hediyelerden biri. Coğrafi oluşumları, mistik havası ve büyüleyici atmosferi ile görülmeye değer bir belde. Zaten bölgeyi bir kez gören âşık oluyor ve ayrılamıyor. Öyle bir iki günlük kısa bir tatil de yetmiyor Ürgüp'ün tadına doymak, güzelliklerini izlemek için. Kayalara oyulmuş evleri ve otelleri, değişik atmosferi, odalarının mistik atmosferi ile büyüleyici Ürgüp.
Ürgüp'ün yerleşim olarak tarihi de oldukça eski zamanlara dayanır. Kapadokya Bölgesi olarak bilinen yer, Anadolu'nun ilk yerleşim yerlerinden biridir. Ürgüp ve çevresindeki bilinen ilk yerleşim, antik adı Tomissos olan Damsa Çayı'nın doğusundaki Avla Dağı etekleridir. Roma dönemine ait kaya mezarları da bölgede önemli bir yer tutmaktadır. Bizans Dönemi'nde de önemli bir dini merkez olan Ürgüp, çevresinde bulunan yerleşim yerlerindeki ve vadilerdeki kilise ve manastırların piskoposluk merkezi durumundaydı.
2002 yılında, Ürgüp'ün Şahinefendi Kasabası'nda yeni bir yerleşim merkezi bulunmuş ve kazı çalışmalarına başlanmıştır. Yapılan kazılarda, bir hamam ve tabanında mozaikler olan, kilise ortaya çıkarılmıştır. Bu yapının içinde bulunan mezarlardan mumyalanmış ceset bulunmuştur. 11. yüzyılda Ürgüp, Selçukluların önemli kentleri olan Konya ve Niğde'ye giden yolların üzerinde önemli bir kale konumundadır. Bu döneme ait iki yapı kentin merkezindeki Altıkapılı ve Temenni Tepesi Türbeleri'dir. Bir anne ve kızına ait olan Altıkapılı Türbesi, adından da anlaşılacağı üzere, altı cepheli, her cephesinde kemerli pencere olup üstü açıktır. Temenni Tepesi'nde de, kime ait olduğu bilinmeyen iki türbe mevcuttur. Ürgüp, Osmanlı Dönemi'nde de önemli bir kenttir. Şemsettin Sami 1888-1900 yıllarında yazdığı Kamus-ül Alam adlı kitabında Ürgüp'te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğunu belirtmiştir. Ancak, 1515 yılında Osmanlı topraklarına katılan Ürgüp, 18. yüzyılda Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın kadılık makamını Muşkara'ya (Nevşehir) taşıması sonucu eski önemini yitirir. Buna tepki gösteren Ürgüp halkının gönlünü almak isteyen Sadrazam, Ürgüp'ün içine künklerle (çamurdan pişirilerek yapılmış boru) su hattı döşetmiştir.
Tarihte ilk şarabın üretildiği yer olarak bilinen Kapadokya Bölgesi ve Ürgüp, ülkemizin turizm potansiyeli en yüksek olan bölgelerinden biri. Yılın her dönemi, dünyanın her bölgesinden yerli ve yabancı çok sayıda turist, bölgeye akın ediyor.
Ürgüp'te Gezilecek Yerler 
Ürgüp'e geldiğinizde sokakları gezebilir ve bölgenin farklı atmosferini duyumsayabilirsiniz. Civarda bulunan tarihi ve turistik yerleri ziyaret edebilirsiniz. Taşkınpaşa Köyü'nde bulunan Taşkınpaşa Külliyesi görebilirsiniz. Eser yaklaşık 14. yüzyıldan beri ayakta kalmayı başarmış.     
Bölgenin yaklaşık 100 metre yüksekliğindeki yapısı Kadı Kalesi'ni görebilirsiniz. Ayrıca kalenin altındaki gizli geçitlerden Damsa Çayı'na giden bir de yol var.   
Mezarları ve türbeleri ile ünlü, Ürgüp'teki Temenni Tepesi'ne gidebilirsiniz. Ürgüp'te bulunan tarihi Rum Hamamı'na gidebilirsiniz. Civardaki Pancarlık, Üzengi ve Keşlik Vadileri'ni görebilirsiniz. Hem doğal güzellikleri hem de farklı atmosferleri ile sizi etkileyecektir.   
Ürgüp'te Nerede Yenir
Yöresel yemek için Aravan Evi; tandır da et, kuru fasulye, yaprak sarma en beğendiklerimiz arasında. rezervasyon yaptırmadan gitmeyin!
Ziggy's Shoppe & Café: Ürgüp'ün sokaklarında dolaşırken dinlenip bir kokteyl yudumlamak için ideal mekan. Tamı tamına bir akşam yemeğinden ziyade atıştırmalık ufak tatlar sunuyor müşterilerine. Bilinen lezzetleri yöresel tatlarla birleştiren kafenin pastırmalı fettucine'si denemeye değer. Merdiven gibi yükselen mimarisi ile günbatımında muhteşem bir manzara sunuyor misafirlerine.
Ehlikeyf: Ürgüp'ün merkezinde hizmet veren Ehlikeyf, yöreye özgü testi kebabını deneyebileceğiniz en güzel restoranlardan. Tura köfte ve kişnişli tavuk sarma ise atlanmaması gereken lezzetlerden.
Ürgüp Otelleri için tıklayın.

Avanos

Kızılırmak kıyısındaki Avanos bölgenin en yeşil ilçesidir. Yörenin doğal özellikleri ve tarihi kalıntılarının daha az görüldüğü ilçeye Kızılırmak hayat veriyor. Burası seramik atölyelerinin bulunduğu, toprağın şekillendirilerek kaba kacağa dönüştürüldüğü, çömleğin en güzelinin yapıldığı yer.

Kapadokya Bölgesi’nde gezip görülecek yerler dışında pek çok farklı aktiviteyi de yaşayabilirsiniz. Bunlardan en güzeli, sabahın erken saatlerinde yapacağınız ve tüm Kapadokya’yı ayaklarınızın altına seren büyüleyici ve unutulmaz bir balon turu. Mutlaka ama mutlaka denemenizi öneririm. Hayatınız boyunca unutamayacağınız bir deneyim olacaktır. Kapadokya’daki yer altı mahzenlerinde saklanan ve korunan limon ve narenciyeleri de görebilir, mahzenleri ziyaret edebilirsiniz.
Fotoğraf makinenizi boynunuza asıp rahat bir de ayakkabı giyip konakladığınız bölgede güzel bir keşif turuna çıkabilirsiniz. Bölgeyi yürüyerek gezmek en doğru hareketlerden biri. Çarşıları ve tarihi cami ve kiliseleri de ziyaret edebilirsiniz. Alışveriş yapmak isteyenler için de seçenekler çok fazla. Her şeyden önce Avanos testilerinden satın alabilirsiniz. İsterseniz yerinde, testi yapımını da deneyimleyebilirsiniz. Yöresel hediyelik eşyalar, Kapadokya Bölgesi’ni simgeleyen figürler ya da takılar, süs eşyaları gibi hediyelikler alabilirsiniz.
Kapadokya’nın en meşhur ürünlerinden biri de dünyaca ünlü şarapları. Bölgede yetişen lezzetli üzümlerle yapılıyor şaraplar. Sevgilinizle otelinizin balkonunda, manzaraya karşı şarabınızı yudumlamak hele bir de kış mevsimindeyseniz, şöminenin çıtırtısı da size eşlik ediyorsa romantik bir deneyim olabilir. Kendiniz ve sevdikleriniz için de şarap alabilir, keyfi evinizde de sürdürebilirsiniz.
Kapadokya gibi doğanın ve tarihin tablo gibi işlediği bir yeri ölmeden önce mutlaka görmelisiniz. Doğa bir yandan aşındırır ve peribacalarını oluştururken insanlar da boş durmamış ve tarih boyunca bu coğrafyada kayalara evler ve kiliseler oymuş, inşa etmiş. Gerçekten büyüleyici. 
Görmeniz için Bazı Öneriler:
-Paşabağ ve Rahipler Vadisi.
-Dünyanın ikinci büyük kanyonu olan Ihlara Vadisi
-İnsan azmini ispatlayan Derinkuyu yer altı şehri
-Güneş batarken Kızıl Vadi manzarası ve seyir terasları
-Üzüm bağlarıyla meşhur Güvercinlik vadisi ve yapmanız için ATV safari, ve at ile gezi turları.
Kapadokya'da Ne - Nerede Yenir?
- Uçhisar'da Kadıneli Restoran. Bu restoranı belediyenin desteği ile sadece ev hanımlari işletiyor, her şeyi yenir ne varsa yemelisiniz.. Bölgedeki en güzel mantı burada, bol yoğurt ve sos.. ve gercekten iyi pişmiş...ve tatlıdan da denemeyi unutmayın! ASİDE tatlısı süper lezzet....
- Küçücük, çok butik ve muhteşem kırmızı et yemekleri olan bi restoran Pumpkin. Göreme'de yer alıyor. Bonfilesi ve kendi şarapları başarılı. Yörenin hemen hemen tüm değerlendirme sitelerinde en yüksek puanı alan restoranlarından birisi.. Yine Göreme Göreme bölgesinde otantik bir restoran olan Dibek Restaurant'ta da gidebilirsiniz.
- Çavuşin de Seyyahhan Restaurantı da deneyin derim.. Testi kebabının, pastırmalı humusunun tadı hiç bir yerde yoktur.
- Ayrıca Uchisar'da @argosincappadocia ya gitmenizi oneririm. Akşam yemeği için otelin kendi restorantı olan Seki Restoran veya öğlen bir kahve için cafe'sinde vakit geçirmeniz tavsiye edilir! Özellikle dana yanağı enfes, tadılmalı.
- Uçhisar manzarası muhteşemdir, sabah balon manzarasının izlenebileceği en güzel noktadır. MillLocal adlı restoranının Kapadokya mutfağını mutlaka denemenizi şiddetle tavsiye ederim. Yörenin en iyi lezzeti denenebilir o kadar iddialı.
- Uçhisar' da Şıra restaurant'ta vişneli yaprak sarması ve damat bohçası yemeden gitmeyin. Ayrıca Uçhisarda belediye tarafından açılan ve kadın girişimciler tarafından işletilen Kadıneli Restaurant'taki yöresel yemekleri tatmanızı ve orda "köftür tatlısı" yemenizi tavsiye ederim. 
- Kahvaltı önerisi olarak Ürgüp'te Çınarlı cafe restoranı tercih edebilirsiniz.
- Akşam yemeği Ürgüp'te Ziggy's cafe restoran da leziz duraklar arasında.
- Mustafapaşa'da Old Greek House'ta yaprak sarması efsane. Bunun gibi çeşitli yemeklerde var. Denemenizi tavsiye ederim. Bir de Mustafapaşa'da yer alan Gül Konaklarında testi kebabı şahane!
- Ayvalı köyünde de Aravan Evi isminde bir restoran var. Bu civarlardaysanız gidin deriz.
- Ortahisar'da bulunan Beyzade kuruyemişcisinden taze kavrulmuş yaşdan kabak cekirdeği alabilirsiniz
- Zelve vadisinde gözleme götürüp beğenmeden gelen hiç olmadı.
Kapadokya'da Nerede Kalınır? Elbette Kaya Otellerde ama özellikli olanlarında!
İşte Kapadokya Otelleri - www.kucukoteller.com.tr/nevsehir-otelleri.html
Son Olarak;

Türkiye’nin en iyi toprak darbukalarının Kapadokya’da yapıldığını, dünyanın elle üretim yapan iki ‘udu’ ustasından birinin Avanos’ta yaşadığını biliyor muydunuz?
Anadolu’da yapılan arkeolojik çalışmalar, insanoğlunun toprağa şekil vermesinin Neolitik Çağ’da başladığına işaret ediyor. Bulgulara göre Anadolu çok ileri düzeyde bir seramik kültürüne sahipti. Ne yazık ki bugüne çok azı ulaşabilmiş olan bu zengin kültürün son örnekleri, Nevşehir’in Avanos ilçesinde az sayıda zanaatkâr sayesinde yaşamaya devam ediyor. Kapadokya’nın verimli toprağı sadece muhteşem şaraplık üzümlere değil, toprak çanak çömleklerin yanısıra dünyanın en iyi darbuka ve udularına da can veriyor.Kökeni antik çağlara dayanan darbuka Arap klasik ve halk müziğinde özelikle Kuzey Afrika'da yaygın olarak kullanılsa da Türkiye’nin ‘milli çalgısı’ sayılabilir. 30 yıldan uzun bir zamandır Kızılırmağın killi çamuruna ses veren Avanoslu çömlek ustası Mehmet Körükçü, dünya çapında ritim ustalarının aradığı isim haline geldi. Darbuka yapımı konusunda ustalaşan Mehmet Usta şimdi Nijerya kökenli bir enstrüman olan udu üretimine de el attı. Nijerya’da su taşımak için kullanılan toprak küplerin sesinden ilhamla ortaya çıkan ve hızla diğer ülkelere yayılan udu adlı enstrümanı dünyada el ile ve çamurdan yapan iki kişiden biri o. “Belçika, Almanya, Norveç, Hollanda, Fransa ve Amerika başta olmak üzere pek çok ülkeye müzik aleti gönderiyorum. Bu müzik aleti kalıp kullanılarak yapılıyormuş. Ben ise kalıp kullanmadan, Kızılırmak toprağından elde ettiğim çamurla, elde ve özenle yapıyorum. Benim yaptığım udularda sesin daha güzel olduğunu söylüyorlar” diyor. Mehmet Usta’nın enstrümanlarıyla Kapadokya toprağından çıkan sesleri duymak için şu videoyu izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=FrpL93iRWTY
Bir kez gidenlerin yeniden görmek istedikleri yerlerden olan Kapadokya’yı gezmek için en uygun zamanlardayız. Bulunduğumuz dönem ve sonbahar ayları, bölgenin en kolay ve zevkle gezilebileceği dönemlerden. Siz de en yakın zamanda güzel bir Kapadokya gezisi planlayabilirsiniz. Eğer ilk kez gidecekseniz şimdiden hazır olun, bölge sizi büyüleyecek.