Kasım Ayında Balayına Nereye Gidilir?
6 saat önce 3 görüntülenme

Kasım Ayında Balayına Nereye Gidilir?

Sonbaharın romantizmi bir başkadır. Kasım geldiğinde doğa, sarının, turuncunun ve kızılın en güzel tonlarıyla adeta bir tabloya dönüşür. Yeni evlenen çiftler içinse bu mevsim, yazın kalabalığından uzak, huzurlu ve dingin bir balayı fırsatı demektir. O kalabalık tatil köylerinin koşuşturması olmadan, sadece sevdiğinle baş başa, sakin bir atmosferde olmanın tadı gerçekten de bambaşkadır. Kasım ayında balayı; kimi zaman şömine başında battaniyeye sarılıp uzun uzun sohbet etmek, kimi zaman da doğanın sonbahar renkleri arasında el ele yürümek demektir. Kapadokya’da karla örtülmüş peri bacalarının büyüsüne kapılıp sıcak hava balonuna binmek, Abant’ta göl kenarında sessizliği dinlemek ya da Datça’nın sakin sokaklarında Ege’nin huzurunu hissetmek bu mevsimde bambaşka bir tat bırakır. Kalabalıktan uzak, dingin ve romantik bir balayı arayan çiftler için Kasım ayı aslında tam da hayal edilen o özel zamanı sunar. Kasım ayı hem doğanın huzurunu hem de aşkın en taze halini yaşamak için en güzel zamanlardan biri. Balayı için doğru anın ne zaman geleceğini düşünüyorsan, belki de o an aslında tam da şimdi.

Kasım Ayında Balayı Rotaları

  1. Mütevelli Çiftliği, Mudanya
  2. Yalıçapkını Otel, Milas
  3. Abant Köşk Otel, Abant
  4. Museum Hotel, Uçhisar
  5. Elysium Garden Hotel, Mersin
  6. Lemon Villa Hotel, +12, Alanya
  7. Trendy Side Beach (Adults Only, 16+), Side
  8. Lukkies Lodge, Çıralı
  9. Casa Mimosa Hotel +12 & Restaurant, Karaburun
  10. Mardius Tarihi Konak, Mardin

Mütevelli Çiftliği

Kasım ayında balayı için sakin, doğayla iç içe bir yer arıyorsanız Mütevelli Çiftliği tam anlamıyla büyüleyici bir seçenek. Burada geçirdiğimiz her an, sanki zaman biraz daha yavaş akıyordu. Bahçesindeki jakuzi, ateş çukuru, şömine ve havuzla hem romantik hem de keyifli bir atmosfer var. Çiftliğin eşsiz doğası karşısında oturup sadece sessizliği dinlemek bile başlı başına huzur veriyor. Dekorasyonu da en az ortamı kadar etkileyici; antika dokunuşlarla özenle döşenmiş odalar, insana sıcak bir ev hissi veriyor. Kasım’ın serin akşamlarında şömine başında vakit geçirmek, sabahları kuş sesleriyle uyanmak gerçekten tarifsiz. Şef Cem Mütevelli’nin hazırladığı menüler ise deneyimi daha da özel kılıyor. Lezzetler o kadar özenli ve güzel ki, sırf bu yemekler için bile tekrar gelmek istersiniz. Burayı farklı kılan şeylerden biri de samimiyet. Mekânın sahipleri ve çalışanları öyle içten ve misafirperver ki, bir müşteri gibi değil, dostlarıymışsınız gibi hissettiriyorlar. Sohbetler, güler yüz ve içtenlik balayına ayrı bir anlam katıyor. Kasım ayında Mütevelli Çiftliği’nde balayı yapmak, sadece doğanın güzelliğine değil, aynı zamanda ruhun sakinliğine de dokunan bir deneyim. Şehirden uzak, kalabalıktan uzak, sadece sevdiğinizle baş başa kalabileceğiniz bu yer, balayını unutulmaz kılmak isteyenler için özel bir yer.

Mütevelli Çiftliği

Yalıçapkını Otel

Kasım ayında balayı için Yalıçapkını Otel, Milas’ın saklı köşelerinden biri olarak öne çıkıyor. Otelin konumu, adeta denizi kucaklayan bir manzaraya sahip; her odadan görünen manzara sayesinde standart odalarda bile suit konforunu yaşamak mümkün. Odalar geniş, balkonu rahat ve temiz; sizi hemen evinizde hissettirecek bir sıcaklık var. Doğa burada başlı başına bir karakter gibi hissettiriyor. Kuşların çeşitliliği ve etrafı saran zeytin ağaçları, sabahları uyandığınızda dinginlik ve huzur veriyor. Otelin mutfağı ve yemek salonu oldukça temiz ve düzenli; kahvaltı doyurucu, akşam yemekleri ise lezzeti ve sunumuyla tatilinizi daha da özel kılıyor. Yakında açılması planlanan şarap mahzeni ve yazın kullanılabilecek dış mekan restoranı ve bar, ilerleyen zamanlarda deneyimi daha da zenginleştirecek. Yalıçapkını Otel’de çalışanlar öylesine cana yakın ve ilgili ki, her küçük detayla ilgilenmeleri konaklamayı çok keyifli kılıyor. Otelin inşaatında alanda bulunan büyük fosillerin korunarak dekorasyona dahil edilmesi, mekâna ayrı bir karakter ve tarih katmış. Kasım ayında buraya gelmek, hem doğanın dinginliğini hissetmek hem de sevdiğinizle baş başa, kalabalıktan uzak, sakin bir balayı geçirmek için harika bir fırsat. Burada zaman yavaşlıyor; deniz manzarasına karşı balkonda kahvenizi yudumlarken, kuş cıvıltıları ve rüzgarın hafif uğultusu eşliğinde sadece anın tadını çıkarıyorsunuz. 

Yalıçapkını Otel

Abant Köşk Otel

Kasım ayında balayı için Abant Köşk Otel, doğayla baş başa kalmak, kendinizi dinlemek ve sevdiğinizle birlikte huzurlu vakit geçirmek isteyen çiftler için harika bir seçenek. Gölün ve etrafını saran ormanın dinginliği, burayı sadece bir konaklama yeri değil, aynı zamanda ruhu dinlendiren bir kaçış noktası hâline getiriyor. Burada bisikletle Abant Gölü Tabiat Parkı’nı keşfe çıkabilir, doğa yürüyüşleri yapabilir ya da gölde balık tutarken sessizliğin tadını çıkarabilirsiniz. Otelin SPA merkezi de kasım ayının serinliğinde sizi sıcacık ve rahatlatıcı bir atmosfere davet ediyor; masaj odaları, jakuzi, sauna ve Türk Hamamı ile hem bedeninizi hem zihninizi dinlendirebilirsiniz. Fitness salonunda biraz hareket etmek de mümkün, yani hem yenileniyor hem de tazeleniyorsunuz. Sabahları otelin şık restoranında, doğal ürünlerle hazırlanan kahvaltının keyfini çıkarabilir, günün geri kalanını göl manzarasına karşı romantik anlarla doldurabilirsiniz. Ayrıca otel, iki gece konaklama şartıyla özel günler için balayı, evlilik yıldönümü veya doğum günü paketleri sunuyor; böylece bu tatil, hem deneyim hem de anlamlı bir hediye niteliği kazanıyor. Kasım ayı, gölün ve ormanın sonbahar renkleriyle en sakin ve huzurlu haline büründüğü bir dönem. Abant Köşk Otel’de geçireceğiniz balayı, sadece doğayı izlemek değil, birlikte geçirdiğiniz zamanın kıymetini hissetmek için de ideal. Burada zaman yavaşlıyor, siz de sadece anın tadını çıkarıyorsunuz.

Abant Köşk Otel

Museum Hotel

Kasım ayında Kapadokya’nın büyülü atmosferinde balayı yapmak istiyorsanız, Museum Hotel sizi bekliyor. Buraya adım attığınız anda her odanın kendine özgü bir adı ve konsepti olduğunu fark ediyorsunuz; her biri ayrı bir hikâye anlatıyor ve konaklamayı sıradan bir tatilden çok daha özel hale getiriyor. Sabahları gökyüzünün renkleriyle uyandığınızda, gün doğumunu izlemek hiç bu kadar etkileyici olmamış gibi geliyor. Peri bacalarının üzerine düşen ışık, sessizlik ve dinginlik, sadece gözlerinize değil ruhunuza da hitap ediyor. Havanın serinliğine aldırmadan açık havadaki ısıtmalı havuzda yüzmek, göl veya manzara karşısında kahvenizi yudumlamak, günün en keyifli anlarından biri oluyor. Lila Restoran’daki akşam yemekleri de unutulmaz. Etli yemeklerin pişirme derecesi, lezzetlerin dengesi ve kokteyller, yemeği sadece bir ihtiyaç değil, bir deneyim hâline getiriyor. Sabah kahvaltıları ise doğal ve taze ürünlerle hazırlanıyor; günün geri kalanına enerjik ve huzurlu bir başlangıç sunuyor. Otelin temizliği ve personelin samimi ilgisi, büyük otellerde nadiren karşılaşabileceğiniz bir sıcaklık yaratıyor. Burada kendinizi yalnızca bir misafir gibi değil, evinizdeymiş gibi hissediyorsunuz. Tarihi dokusu, dekorasyondaki antik detaylar ve her köşesinde hissettiğiniz özen, Museum Hotel’i Kasım ayında balayı için eşsiz kılıyor. Kasımın serin ama sakin günlerinde, burada hem doğanın dinginliğini hem de sevdiğinizle baş başa geçirdiğiniz zamanı doyasıya yaşayabilirsiniz. Bu tatil sadece bir kaçış değil, aynı zamanda birlikte geçirilen her anın değerini hissettiren bir deneyim. Museum Hotel, romantizmi, tarihî dokuyu ve samimiyeti bir araya getirerek Kasım balayı çiftlerine unutulmaz bir anı bırakıyor.

Museum Hotel

Elysium Garden Hotel

Kasım ayında balayı için Elysium Garden Hotel, bence tam bir saklı cennet. Mersin’in Bozyazı ilçesinde, zeytin ağaçlarının arasında konumlanmış bu otel, sizi ilk adımda huzurla karşılıyor. Bozyazı zaten başlı başına özel bir yer, denize kıyısı olan küçük bir Akdeniz kasabası. Bir yanında Aydıncık, diğer yanında Anamur uzanıyor. Kıyılarında nadir Akdeniz foklarının yaşadığı söyleniyor, bu bile buranın ne kadar bakir kaldığının göstergesi. Toros Dağları’nın eteklerinde, portakal ve muz ağaçlarının kokusu arasında adeta zaman yavaşlıyor. Elysium Garden ise tam bu doğanın kalbinde, size özel bir dünyaya dönüşüyor. Odaların ve bahçelerin dekorasyonu öyle özenle yapılmış ki, kendinizi bir otelde değil de çok zevkli dostlarınızın evinde kalıyormuş gibi hissediyorsunuz. Sessizlik, temiz hava ve Akdeniz’in maviliği birleşince, balayında aranan o dinginlik tam da burada karşınıza çıkıyor. Yemeklere gelince, burası işin hakkını veren otellerden biri. Akşam sofralarında hem lezzet hem de sunum açısından sizi şaşırtan tabaklarla karşılaşıyorsunuz. Şöyle düşünün; gün boyu sahilde dolaşıp, belki yakındaki koylarda yüzüp ya da Anamuryum Antik Kenti’ni gezdikten sonra, akşam gün batımı eşliğinde enfes bir akşam yemeğine oturuyorsunuz. O anın keyfi anlatılmaz yaşanır. Kasım ayında balayında burada olmak, kalabalıkların geride kaldığı, doğanın en sakin zamanında Akdeniz’in tadını çıkarmak demek. Denizin tuzlu kokusu, zeytin ağaçlarının gölgesi, Torosların sessizliği… Hepsi bir araya geldiğinde, Elysium Garden size sadece bir tatil değil, ömür boyu hatırlanacak bir anı olarak kalacak.

Elysium Garden Hotel

Lemon Villa Hotel, +12

Kasım ayında balayı için sıcak, samimi ve her yere yakın bir adres arıyorsanız, Alanya’daki Lemon Villa Hotel tam da öyle bir yer. Kale’nin hemen eteklerinde, sahile, restoranlara ve eğlence mekanlarına birkaç adımda ulaşabileceğiniz kadar merkezi bir konumda. Hatta Kleopatra Plajı yalnızca 3 km uzaklıkta, Gazipaşa Havalimanı ise sadece yarım saatlik bir mesafede. Yani hem ulaşımı kolay hem de şehrin kalbinde, ama bir yandan da küçük bir otelin sakinliği içinde. Sabahları taş binanın avlusunda kurulan açık büfe kahvaltı gerçekten günün en güzel anı oluyor. Taptaze ürünlerle hazırlanmış, çeşit çeşit lezzetin bulunduğu bu kahvaltı, sadece doyurucu değil; aynı zamanda gününüze keyifli bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Misafirlerin anlattığına göre, otelin kahvaltısı başlı başına bir sebep otelde konaklamak için. Odalar geniş, temiz ve ferah, pencerelerden baktığınızda ya denizin mavisini ya da şehrin canlılığını görebiliyorsunuz. Güler yüzlü personelin samimiyeti ve ilgisi ise burayı sadece bir otel değil, adeta “tanıdık bir ev” gibi hissettiriyor. Balayında böyle bir ortamda vakit geçirmek, insanın içini gerçekten rahatlatıyor. Kasım ayında Lemon Villa’da balayı yapmak demek; gündüzleri Alanya’nın tarihi sokaklarında dolaşıp, akşamları ise romantik bir akşam yemeğinden sonra otelin sıcak atmosferinde dinlenmek demek. 

Kasım ayında balayında burada olmak, kalabalıkların geride kaldığı, doğanın en sakin zamanında Akdeniz’in tadını çıkarmak demek. Denizin tuzlu kokusu, zeytin ağaçlarının gölgesi, Torosların sessizliği… Hepsi bir araya geldiğinde, Elysium Garden size sadece bir tatil değil, ömür boyu hatırlanacak bir anı  Kasım ayında balayı için sıcak, samimi ve her yere yakın bir adres arıyorsanız, Alanya’daki Lemon Villa Hotel tam da öyle bir yer. Kale’nin hemen eteklerinde, sahile, restoranlara ve eğlence mekânlarına birkaç adımda ulaşabileceğiniz kadar merkezi bir konumda. Hatta Kleopatra Plajı yalnızca 3 km uzaklıkta, Gazipaşa Havalimanı ise sadece yarım saatlik bir mesafede. Yani hem ulaşımı kolay hem de şehrin kalbinde, ama bir yandan da küçük bir butik otelin sakinliği içinde. Sabahları taş binanın avlusunda kurulan açık büfe kahvaltı gerçekten günün en güzel anı oluyor. Taptaze ürünlerle hazırlanmış, çeşit çeşit lezzetin bulunduğu bu kahvaltı, sadece doyurucu değil; aynı zamanda gününüze keyifli bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Misafirlerin anlattığına göre, otelin kahvaltısı başlı başına bir sebep otelde konaklamak için. Odalar geniş, temiz ve ferah; pencerelerden baktığınızda ya denizin mavisini ya da şehrin canlılığını görebiliyorsunuz. Güler yüzlü personelin samimiyeti ve ilgisi ise burayı sadece bir otel değil, adeta “tanıdık bir ev” gibi hissettiriyor. Balayında böyle bir ortamda vakit geçirmek, insanın içini gerçekten rahatlatıyor. Kasım ayında Lemon Villa’da balayı yapmak demek; gündüzleri Alanya’nın tarihi sokaklarında dolaşıp, akşamları ise romantik bir akşam yemeğinden sonra otelin sıcak atmosferinde dinlenmek demek. İ

Trendy Side Beach (Adults Only, 16+)

Kasım ayında balayında huzur arıyorsanız, Trendy Side Beach Hotel (Adults Only, 16+) sizi gerçekten mutlu edebilecek bir yer. Antalya’nın Side ilçesinde, Akdeniz’in kumsallarıyla iç içe konumlanmış bu otel, sadece yetişkinleri kabul ettiği için oldukça sakin bir atmosfere sahip. Balayı çiftleri için tam bir kaçış noktası diyebilirim. Otelin en öne çıkan yanlarından biri personelin ilgisi. Öyle yüzeysel bir ilgi değil, samimi ve içten. Kat görevlisinden sahil ekibine kadar herkes sizi gördüğünde selam veriyor, güleryüzlü davranıyor. Yemek servisinde Mukadder Hanım ve Murat Bey başta olmak üzere, snack barda çalışanlar ve sahil ekibi misafirlerin rahat etmesi için ciddi bir özen gösteriyor. “Yabancı turistlere daha çok ilgi var, yerli misafirler geri planda kalıyor” gibi bir durum kesinlikle yok. Türk misafirler de aynı derecede değer görüyor, bu da insana kendini evinde hissettiriyor. Temizlik konusu da beklentilerin çok üzerinde. Odanız her gün düzenli olarak toparlanıyor. Kahvaltı ve akşam yemekleri ise sadece doyurucu değil, aynı zamanda lezzet açısından da tatmin edici. Yani bir otelde aradığınız “temizlik, lezzetli yemekler ve ilgili personel” üçlüsünü burada buluyorsunuz. Deniz kısmı bambaşka bir güzellik. Sahil tamamen kum, denizse yavaş yavaş derinleşiyor; adeta dev bir havuz gibi. Üstelik otelin önünden geçen yürüyüş yolunu kullanarak akşamüstleri Side Antik Kenti’ne yürüyerek gidebiliyorsunuz. O tarihi atmosferde yürüyüş yapmak gerçekten balayına ayrı bir romantizm katıyor. Tabii eksik gördüğümüz bir nokta da vardı, odalar biraz küçük ve mobilyalar eski görünüyor. Perdeler ve yatak örtüleri yenilense çok daha modern bir hava katılabilir. Ama genel deneyim o kadar keyifliydi ki, bu küçük detaylar tatilinizin huzurunu bozmuyor. Kasım ayında balayında hem denize girmek, hem antik bir şehirde gezmek, hem de sessiz sakin bir tatil yaşamak isterseniz, Trendy Side Beach kesinlikle öneririyoruz. Küçük bir otel, fazla karmaşık beklentileriniz yoksa sizi fazlasıyla mutlu eder.

Trendy Side Beach (Adults Only, 16+)

Lukkies Lodge

Kasım ayında balayı için doğayla iç içe, sakin ama aynı zamanda samimi bir yer arıyorsanız, Çıralı’daki Lukkies Lodge tam da böyle bir adres. Burada geçirdiğiniz zamanı düşündükçe yüzünüzde istemsiz bir tebessüm beliriyor. Bungalovlar birbirinden bağımsız konumlanmış; kimse kimseyi görmüyor, kendi özel alanınızda, portakal ve limon ağaçlarının arasında uyanıyorsunuz. Sabahları kuş sesleriyle güne başlamak, bahçeden gelen taze kahve kokusuna karışan portakal çiçeğiyle birlikte insana tarifsiz bir huzur veriyor. Kahvaltısı çok özenliydi; ev yapımı reçeller, özellikle bahçedeki limonlardan yapılan limon reçeli, uzun süre damakta kalan bir tat bıraktı. Her gün farklı bir ara sıcak çıkması da güzel bir sürprizdi. Akşam yemekleri zeytinyağlı, sade ama çok lezzetliydi, fiyatları da dışarıdaki restoranlara göre gayet uygun. Yemek sonrası terasa çıkıp gökyüzünü izleyebilirsiniz. Pofuduk yastıklara yaslanıp yıldızları seyrederken sanki dünyada sadece siz varmışsınız gibi hissediyorsunuz, balayında aradığınız o romantik sessizlik işte tam da burada yaşanıyor.Otelin sahibi Öner Bey ve ekibi, ticari kaygıdan çok misafirlerin mutluluğunu ön planda tutuyor. Masanıza gelip halinizi hatırınızı sormaları, sohbet etmeleri, sizi müşteri gibi değil de kendi evlerine misafir olmuşsunuz gibi hissettirmeleri çok kıymetliy. Samimiyet, güler yüz ve doğallık burada en çok hissettiğiniz şeylerden biri. Kasım ayında Çıralı’nın sakinliği, denizin dinginliği ve Lukkies Lodge’un bu samimi atmosferi balayını daha da özel kılıyor. Burada sadece bir otelde kalmıyorsunuz; yıldızların altında hayaller kuruyor, sabahları kuş sesleriyle yeni bir sayfaya başlıyorsunuz. 

Lukkies Lodge

Casa Mimosa Hotel +12 & Restaurant

Kasım ayında balayını doğayla, denizle ve huzurla iç içe geçirmek isteyenler için Karaburun’daki Casa Mimosa Hotel +12 & Restaurant, adeta saklı bir cennet gibi. Mimoza Koyu’nda denizin hemen kıyısında konumlanan otel, sakinliği ve uçsuz bucaksız manzarasıyla sizi şehirden ve kalabalıklardan uzak bir balayı deneyimi yaşayabilirsiniz. Otele adım attığınız anda fark ediyorsunuz. İşletme, doğaya, misafire ve her ayrıntıya ne kadar özen gösteriyor. Plajı tertemiz; çakıllı başlayıp kumla devam eden sahil ve berrak deniziyle hem dinlenmeye hem de deniz keyfine olanak tanıyor. Sabah kahvaltısı doyurucu ve özenle hazırlanmış, akşam yemekleri ise denize sıfır restoranlarda, güneşin batışını izlerken sunuluyor. Zeytinyağlılar, taze deniz ürünleri ve yerel otlardan yapılan lezzetler, sohbet ve manzarayla birleşince unutulmaz bir deneyim yaratıyor. Odalar, modern ve konforlu bir şekilde tasarlanmış; favori seçim “loft suite” odaları. Jakuzili terası ve deniz manzarasıyla saat adeta yavaşlıyor, yalnızca sevgilinizle baş başa kalıp anın tadını çıkarabiliyorsunuz. Tüm alanlarda hijyen, düzen ve detaylara gösterilen özen kendini hissettiriyor. Casa Mimosa, 12 yaş ve üzeri konuklara hizmet veriyor; bu sayede sessiz, romantik ve huzurlu bir atmosfer korunuyor. Otel işletmecisi Uğur Bey ve eşi Şebnem Hanım’ın samimiyeti, güler yüzlü ve adeta koşa koşa yapılan hizmeti, buradaki her anı özel kılıyor. Yakın çevrede keşfedilecek yerler de var: Sazak eski Rum Köyü gibi kültürel duraklar, Karaburun’un doğal güzellikleriyle birleşince balayınızı sadece dinlenme değil, aynı zamanda keşif dolu bir deneyim haline getiriyor. Kasım ayında, Ege’nin soğuk ama berrak sularında gün batımını izlemek, jakuzili bir terasta kahvenizi yudumlarken denizin ve rüzgarın tadını çıkarmak istiyorsanız, Casa Mimosa sizin için ideal bir balayı adresi. Sade, samimi ve doğayla baş başa… Burada zaman yavaşlıyor, anılar kalıcılaşıyor.

Casa Mimosa Hotel +12 & Restaurant

Mardius Tarihi Konak

Kasım ayında balayınızı Mezopotamya’nın sessiz topraklarında, tarih ve kültürle iç içe geçirmek isterseniz Mardius Tarihi Konak tam size göre bir adres. Mardin’in köklü Ensari ailesine ait bu konak, yıllar boyunca ailenin sıcak yuvası olmuş ve şimdi misafirlerini tarihin ortasında, eşsiz bir atmosferde ağırlıyor. Konaktaki on odanın her biri Ensari ailesinin fertlerinin adını taşıyor ve yüksek tavanları, aydınlatması, özenle seçilmiş mobilyaları ve tekstil ürünleriyle sizi büyülüyor. Odalar, Mezopotamya Ovası, konak avlusu ve tarihi konak eyvanı olmak üzere üç farklı manzaraya sahip, her bakış açısı ayrı bir tablo gibi. Konakta ayrıca ücretli olarak sunulan otantik Türk Hamamı, günün yorgunluğunu atmak için ideal bir seçenek. Mardius’un restoranı ise bir keşif alanı gibi; ödüllü şefleri, Mardin mutfağını modern dokunuşlarla yorumlamış. Tescilli Peyran çorbasını mutlaka denemelisiniz. Kahvaltı ise sadece otel misafirlerine özel hazırlanıyor ve tam anlamıyla yöresel bir gurme deneyimi sunuyor. Tüm sıcak ve alkolsüz içecekler de konaklamanız boyunca ücretsiz. Ama burayı özel kılan sadece taş duvarlar veya tarihi dekorasyon değil, konak ekibinin içtenliği ve misafirperverliği. Kapıdan adımınızı attığınız anda Dilber Hanım’ın samimi gülümsemesi, Günal Bey’in zarafeti ve konağın tüm ekibinin özenli ilgisi sizi bir misafir değil, ailenin bir parçası gibi hissettiriyor. Her detayla ilgilenmeleri, sohbetleri ve güler yüzleri sayesinde burası sadece bir konaklama değil, adeta bir zaman yolculuğu ve ruhun dinlenme noktası haline geliyor. Kasım ayında, şehrin karmaşasından uzak, taş duvarların ardında sıcak bir atmosferde sevgilinizle baş başa kalmak, Mezopotamya Ovası’na karşı gün doğumunu izlemek ve Peyruze Hanım’ın özel Peyran çorbasını tatmak… Mardius Tarihi Konak, balayınızı unutulmaz kılacak tüm bu deneyimleri sunuyor. Buraya geldiğinizde bir şehri değil, hissettirdiği duyguyu özlemeye başlayacaksınız.

Mardius Tarihi Konak