
Kasos Adası’nda 2 Günde Neler Yapılır?
Kasos; Ege’nin en sakin köşelerinden birinde, kalabalık tatil rotalarından uzak, kendi halinde yaşayan küçücük bir ada. Haritada gözden kaçacak kadar küçük ama ruhu kocaman. Buraya adım attığınızda, önce sessizlik çarpıyor insana. Öyle bir sessizlik ki, denizin dalga sesini, martıların çığlığını ve limanda sallanan teknelerin hafif gıcırtısını tek tek duyabiliyorsunuz. Liman kasabası Fry, daracık sokakları, beyaz badanalı evleri ve kapısında oturan yaşlı teyzeleriyle sanki zamanın yavaş aktığı bir film seti gibi. Ada halkı sizi gördüğünde gülümseyerek “Kalimera!” diye selamlıyor; bu sıcak karşılama bile günün geri kalanını güzelleştirmeye yetiyor.nKasos, sadece deniziyle değil, hikayeleriyle de büyülüyor. Troya Savaşı’ndan 1821 Yunan Bağımsızlık Savaşı’na kadar uzanan tarihi, taş evlerin duvarlarında, eski kiliselerin fresklerinde hala yaşıyor. Pera Panagia gibi yüzyıllık kiliseler, korsanlardan saklanmak için kullanılan Ellinokamara Mağarası ve yürürken birden karşınıza çıkan çoban kulübeleriyle her köşesi bir masal anlatıyor. Denizi tam bir huzur sığınağı, bazı yerlerde incecik kum, bazı yerlerde ise pırıl pırıl çakıllar var. Hele Armathia Adası’ndaki Marmaria Plajı’na gittiğinizde, o suyun rengi uzun süre aklınızdan çıkmıyor. Kasos’ta hayat aceleye gelmiyor. Sabah kahvaltısında mis gibi zeytinler, taze keçi peyniri ve fırından yeni çıkmış ekmekle güne başlayıp, öğlen serin koylarda yüzebilir, akşam üstü ise adanın yükseklerinden gün batımını izleyebilirsiniz. Geceleri ise limanda oturup yerel şarap eşliğinde hikâyeler dinlemek bambaşka bir keyif. Burada geçirdiğiniz her an, büyük şehirlerin gürültüsünden uzaklaşıp kendi sesinizi yeniden duymanızı sağlıyor.
Kasos’u keşfe ilk adımınızı Fri limanında atın. Daha karaya iner inmez sizi bembeyaz badanalı evler, kıyıya sıralanmış balıkçı tekneleri ve minik bir fener karşılıyor. Denizden hafif hafif esen tuz kokulu rüzgar, limandaki küçük kafelerden gelen kahve kokusuna karışıyor. Burada biraz oyalanıp limanın ritmini dinledikten sonra Archaeological Collection of Kasos’a uğrayın. Küçük ama dopdolu bu müze, adanın binlerce yıllık hikayesini anlatıyor; Troya Savaşı’ndan Osmanlı dönemine, 1821 bağımsızlık mücadelesinden adalıların kendi hayat hikayelerine kadar her köşede ayrı bir anı saklı. Sonra rotayı Pounta, Emporio ve Panaghia köylerine çevirin. Dar sokaklardan geçerken önünüzde birdenbire beliren taş evler, zamanın ağır ağır aktığını hissettiriyor. Küçük kiliselerin avlularında oturup, köyün sessizliğini dinleyin. Gün batımında gökyüzü turuncu, pembe ve mor tonlarına bürünürken manzara gerçekten bir film karesini andırıyor. Adanın kültürünü daha yakından hissetmek isterseniz, geleneksel minibüs köy turlarına katılın. Yerel şoförün rehberliğinde, köyler arasında dolaşıyor ve de arada muhabbetlere karışıp ada hayatının ritmini öğreniyorsunuz. Bu, Kasos’u tanımanın en samimi yollarından biri.
Archaeological Collection of Kasos
2. gün, Kasos’ta biraz daha doğaya, denize ve lezzetlere teslim olma günü. Sabah erkenden Emporios ya da Helatros plajına giderek başlayabilirsiniz. Burada kimse sizden denizyıldızı bulmanızı beklemiyor ama suyun sakinliği, havanın temizliği ve o sessizlik size iyi gelecek. İncecik kumlar ayağınıza, hafif esen rüzgar saçınıza dokunurken, şehrin gürültüsünü tamamen unutuyorsunuz. Öğleye doğru bir tekne turu ile Armathia Adası’na gitmek şart. Marmaria Plajı'nın turkuaz rengi insanın aklına kazınıyor. Kendinizi suda süzülürken değil, sanki bir kartpostalda yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Güneş tam tepede, dalgalar hafif hafif sahili okşuyor; telefonun kamerası bile bu güzelliği tam yakalayamıyor. Hava uygunsa, öğleden sonra Agios Georgios Manastırı’ndan Agia Marina’ya doğru bir yürüyüş rotası var ki, insanı başka bir dünyaya götürüyor. Kayaların arasından ilerlerken kendinizi mini bir Grand Canyon’da sanabilirsiniz. Yolun sonunda karşılaşacağınız manzara ise adeta bu yürüyüşün ödülü. Bir süre sadece durup o güzelliğe bakmak isteyeceksiniz.Bütün bu keşiflerden sonra insanın enerjisini yerine getirecek bir şeyler yemesi şart. Kasos’ta yeme-içme işi sadece karnınızı doyurmak değil, adanın ruhunu tatmak gibi. Kahvaltı için Fri’deki küçük kafelerden birinde oturup bir Yunan kahvesi söyleyin. Yanına loukoum ya da adaya özgü tatlılardan birini ekleyin. Hem sabahın dinginliğini hem de limanın hafif telaşını izlemek çok keyifli oluyor.
Agios Georgios Manastırı
Öğle yemeğinde iki güzel önerim var: Taverna To Petrino, mousakka sevenleri çok mutlu eder. Taze deniz ürünleri ve ev yapımı tzatziki de tam kıvamında. Taverna To Kastro, Avlaki plajına karşı oturup ızgara balık ve taptaze salata eşliğinde uzun bir öğle molası vermek için birebir. Akşam olduğunda ise günün en keyifli kısmı başlıyor. Meltemi, Fri’de deniz ürünleri konusunda efsane. Kalamar, mürekkep balığı, sarımsaklı patates dipli vatoz yeyince “ben bunu gerçekten mi yedim yoksa rüya mı gördüm?” diyeceğiniz anlar yaşatıyor. Taverna Mersini (Fokia), balık mezeler konusunda adeta bir şölen yaşatıyor. Masada çeşit çeşit mezeler, denizden yeni çıkmış balıklar, hafif bir müzik…Taverna Tasso (Ardana), ev yapımı makarnaları ve sıcak atmosferiyle kendinizi evinizde hissettiriyor. Taverna To Kyma (Maraş Koyu) ise deniz kenarında, gün batımı eşliğinde ahtapot ve kalamarla romantik bir kapanış yapmak isteyenler için tam yerinde bir seçim.
Taverna To Petrino
Kasos'un En Güzel 3 Plajı
- Kasos’un en güzel üç plajını sayacak olsak, ilk sırada Emporios gelir. Suyun içindeyken çevrenizde kimse yok, sadece dalgaların ve rüzgarın sesi var. O an insanın tüm yorgunluğu, şehir hayatının karmaşası siliniyor.
- İkinci güzel plaj ise Helatros. Burası kumlu ve çakıllı. Su öylesine temiz ve berrak ki, ayaklarınızı soktuğunuzda hemen serinliği hissediyorsunuz. Sahilin sakinliği ve tertemiz havası insanın içini ferahlatıyor. Burada vakit geçirmek, doğayla baş başa kalmak için birebir.
- Son olarak Armathia Adası’ndaki Marmara Plajı var ki, burası tam bir cennet köşesi. Tekneyle ulaşım sağlanan bu plaja ayak basar basmaz kendinizi turkuazın içinde buluyorsunuz. Su o kadar berrak ki, dipte yüzen balıkları bile rahatlıkla görebiliyorsunuz. Burayı ziyaret etmek, Kasos tatilinizin unutulmaz anlarından biri olacak.
Kasos’ta Konaklama Önerileri
Kasos’a yolunuz düştüğünde, ada atmosferini gerçekten hissetmek istiyorsanız konaklama seçiminiz de bu ruhu yansıtmalı. Ada sakin, samimi ve doğal bir yerde huzur bulmak isteyenler için pek çok küçük ve sıcak işletme var. Burada kalırken sadece bir oda değil, adanın yaşam tarzını, misafirperverliğini ve o dingin havasını da deneyimliyorsunuz. İster limanın kalbinde, isterseniz daha sakin bir köyde, kendinize uygun bir köşe mutlaka bulacaksınız. Kasos’un küçücük otelleri ve pansiyonları, genellikle ev sıcaklığında ve sıcakkanlı işletmecileriyle sizi karşılar. Böylece adada geçireceğiniz her gece, size ait özel, samimi bir anıya dönüşür.
- Theoxenia Kasos Luxury Apartments: Deniz manzaralı Theoxenia Kasos Luxury Apartments, N.Mavris Belediye Kütüphanesi'ne yaklaşık 600 metre mesafede balkonlu konaklama birimleri sunmaktadır. Her odada dağ manzaralı bir veranda bulunmaktadır.
Daha fazla konaklama önerileri için Kasos Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz.
Kasos’a Ulaşım-Türkiye’den Feribot & Uçuş Bilgisi
- Feribot: Atina Pire’den yaklaşık 12 saat süren feribot seferleriyle (haftada 2–3), ya da Rodos/Karpathos üzerinden yaklaşık 1 saat 15 dk süren kısa vapur geçişleriyle.
- Uçuş + feribot: Karpathos veya Rodos’ta kısa bir uçuşla ulaşıp, sonra deniz yoluyla devam etmek hızlı ve keyifli bir alternatif.
Feribot ücretleri genellikle rota ve sezona göre değişiyor; güncel fiyatlar için ferryscanner vb. sitelere bakmak en doğrusu.