Ağustos Ayı Balayı Otelleri: Unutulmaz Balayı İçin 10 Otel Önerisi
3 gün önce 28 görüntülenme

Ağustos Ayı Balayı Otelleri: Unutulmaz Balayı İçin 10 Otel Önerisi

Ağustos ayında balayı tatili, biraz nefes almak gibi. Koşturmacanın bittiği, telefonların sustuğu, herkesin sizi bir süreliğine unuttuğu o güzel sessizlik. Düğün geride kalmış, telaş dinmiş. Ağustos sıcağı kendini hissettiriyor ama buna aldırmıyorsunuz. Sabah güneş yavaş yavaş odaya dolarken uyanıyorsunuz, kahvaltıyı aceleye getirmiyorsunuz, biraz daha duruyorsunuz. Gün boyunca hiçbir plan yapmadan sadece birlikte olmanın keyfini sürüyorsunuz. Bazen yürürken susuyorsunuz, bazen hiçbir şey konuşmadan sadece dalga sesini dinliyorsunuz. Ve bu size iyi geliyor. Günler geçsin diye bakmıyorsunuz, aksine dursun istiyorsunuz. Zamanın ağırlaştığı, hayatın biraz yavaşladığı o tatlı aralıktasınız. Her gün ne yiyeceğinizi, nereye gideceğinizi konuşmak bile keyif. Belki küçük bir köyde gözlerden uzak bir taş evde, belki sonsuz maviliğe bakan bir iskelede, belki dağların eteğinde sessiz bir verandada. Bazen denizden çok gökyüzünü izlemek iyi geliyor. Bazen uzun uzun susmak. Her şeyden daha çok birbirinize iyi geliyorsunuz. Bu kadar özel bir zamanı sıradan bir yerde geçirmek olmaz. Tam da bu yüzden, samimi, özenli, aceleye getirilmemiş otelleri bir araya getirdik. Hepsi birbirinden farklı ama ortak bir noktaları var, sizi olduğunuz gibi kabul eden, büyük iddiaları olmayan ama detaylarıyla mutlu eden yerler. Gittiğinizde "burası tam bizlikmiş" diyeceğiniz türden.

Ağustos Ayı Balayı Otelleri

  1. Radisson Collection Otel Bodrum
  2. Spektr Hotel, Yalıkavak
  3. The Pearl Ölüdeniz, Fethiye
  4. Mandarin & Mango Hotel,+12, Faralya Köyü, Ölüdeniz
  5. Casa Lumar | Luxury Lodging, Hisarönü, Ölüdeniz
  6. Yaso's Suites, Paşalimanı, Çeşme Ilıca
  7. Assos Dionysos Hotel, +16, Assos
  8. Gardenia Hotel, +12, Kaş
  9. Melinda Datça, Datça Ovabükü
  10. Assos Club Beyaz, +16, Assos

Radisson Collection Otel Bodrum

Bodrum’un kalabalığından bir adım uzaklaşmak ama denizden, günbatımından ve akşam serinliğinden vazgeçmek isteyemeyen çiftler için Radisson Collection Hotel Bodrum iyi bir seçenek olabilir. Akyarlar’daki Aspat Plajı'na sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde yer alan otel, Kos Adası’na karşı konumlanan sakin bir koyda yer alıyor. Bu konumu sayesinde hem doğanın içindesiniz hem de isterseniz kısa sürede Bodrum’un canlı sokaklarına ulaşabiliyorsunuz. Otelde üç restoran ve iki bar bulunuyor. Sabahları deniz manzarasına karşı sade bir kahvaltı ile başlayabilir, akşamları ise farklı mutfaklara yolculuk yapabilirsiniz. Cafe Haven’ın dünya mutfağından esintiler taşıyan menüsü oldukça çeşitli. Daha farklı bir tat arayanlar için BARranco, Peru ve Ege mutfağını bir araya getiren yaratıcı tabaklarıyla dikkat çekiyor. Oda detaylarına gelirsek, Luxuriate Life dergisinin de belirttiği gibi, 32 metrekarelik balkonlu odalar sade ama zarif bir konfor sunuyor. Geniş banyosu, doğal ışık alan yapısı ve açık havaya bakan balkonu ile burada kalmayı, “sahilde yaşayan bir evdeymiş gibi hissettirdi” diye tanımlamış. Bu yorum özellikle balayı için gelen çiftler açısından anlamlı çünkü bu dönemde aranan şey tam olarak bu; özel, sakin ve samimi bir atmosfer. Balayı çiftleri için sessizlik kadar küçük detaylar da önemli. Odanın ışığı, balkonda otururken uzaktan gelen deniz sesi, restoranın gün batımında sunduğu manzara. Radisson Collection, gösterişli olmadan da bu duyguyu yaratabilen otellerden biri.  Ağustos gibi sıcak ve kalabalık bir ayda, denize bu kadar yakın ama kalabalıktan bir o kadar uzak olmak, bu deneyimi daha da değerli kılıyor.

 

Radisson Collection Otel Bodrum

Spektr Hotel

Yalıkavak’ın yukarısında, denize hakim bir noktada kurulmuş Spektr Hotel, kalabalıktan uzaklaşıp kafa dinlemek isteyen çiftler için güzel bir durak. Sessiz ama sıkıcı değil, şık ama abartısız. Şehir merkezine çok uzak değil ama aynı zamanda ortalıkta koşuşturan insanlardan da uzakta kalabiliyorsunuz. Balayı gibi özel bir zamanda, böyle bir dengeyi bulmak gerçekten kıymetli. Odalarda ferahlık ön planda. Geniş balkonlar, gün boyu ışık alan bir mimari, bazı odalarda doğrudan deniz manzarası. Balayı için gelen çiftlerin yorumlarında en çok geçen kelimeler “sessiz”, “huzurlu” ve “manzaraya karşı uyanmak” oluyor. Konaklama deneyiminin sade ama özenli bir çizgide ilerlediği görülüyor. Yemek konusunda otelin fark yarattığı açık. Tesiste iki farklı restoran yer alıyor. La Lara, geniş bir terasa açılan modern bir salonda, dünya mutfağından oluşturulmuş özenli bir menü sunuyor. Akşam saatlerinde manzara eşliğinde yenen yemeklerin oldukça keyifli olduğu söyleniyor. Deniz ürünlerini seviyorsanız, otelin sahile yakın konumlanmış restoranı Mynos, taptaze Ege mezeleri ve deniz mahsulleriyle daha yerel ve özgün bir tat sunuyor. Gün batımında özellikle burada yemek yemek, birçok misafirin en sevdiği anlardan biri olarak anlatılıyor. Spektr Hotel Bodrum, balayı çiftlerine özel olarak sunulan detaylarla da dikkat çekiyor. Yorumlarda yer alan bilgilere göre bazı çiftler odalarına hoş geldin ikramları ile karşılanmış, özel süslemeler yapılmış. Abartıdan uzak ama samimi bu dokunuşlar, tesisi bu özel dönem için daha anlamlı kılıyor. Sade bir lüks arayanlar, yavaşlamak isteyenler ve özellikle yaz kalabalığında dinlenebilecek bir köşe arayanlar için Spektr, Yalıkavak’ta iyi düşünülmüş bir alternatif. Balayı gibi özel bir zaman dilimi için sıcak, özenli ve estetik bir atmosfer yaratıyor.

Spektr Hotel
The Pearl Ölüdeniz

Bazı yerler sessizce bir köşede durur, pek bilinmez ama bir kez gidince akılda kalır. The Pearl Ölüdeniz de öyle bir yer. Daha kapıdan girerken farklı bir yerde olduğunuzu hissettiriyor. Ölüdeniz’e yakın ve kendi içinde sakin bir dünyası var. Kalabalıktan uzaklaşıp gerçekten dinlenmek isteyen çiftler için güzel bir seçenek. Bu otelde en çok sevilen şeylerden biri, odadan çıktığınız anda suya ulaşabiliyor olmanız. Havuz erişimli odalar, özellikle çiftler için  rahat ve keyifli bir alan sunuyor. Biraz daha sakin kalmak, baş başa vakit geçirmek isterseniz, üst kattaki jakuzili odaları tercih edebilirsiniz. Günün sonunda manzaraya karşı oturmak ya da jakuziye girip sessizliğin tadını çıkarmak, balayı için gelen çiftlerin en çok anlattığı anılardan biri oluyor. Yemek konusunda da özenli bir yaklaşım var. Otelin restoranında servis edilen yemekler için gelen yorumlar genelde olumlu. Lezzetli, dengeli ve fazla abartıya kaçmadan hazırlanmış tabaklar masaya geliyor. Sabah kahvaltıları çeşitli ve doyurucu, akşam yemekleri ise daha çok açık havada, sakin bir ambiyansta tercih ediliyor. Oda servisiyle yemek almak da mümkün ve fiyatlar genel olarak makul seviyede. The Pearl sadece sessiz bir tatil isteyenlere değil, biraz macera arayanlara da hitap ediyor. Babadağ’dan yamaç paraşütüyle atlayabilir, günübirlik tekne turlarına katılıp çevredeki koyları keşfedebilirsiniz. Jeep safari, tüplü dalış, rafting gibi seçenekler de elinizin altında. Ama çoğu çift bu hareketli alternatifleri bir kenara bırakıp otelin dinginliğinde kalmayı tercih ediyor. Sessiz bir havuz kenarı, güzel bir akşamüstü ve baş başa geçirilen zaman çoğu zaman fazlasıyla yetiyor. Gösterişli olmayan ama detaylara önem veren yapısıyla The Pearl Ölüdeniz,  balayı için sade ve özenli bir tatil arayan çiftler tarafından seviliyor. Geriye sadece birlikte geçirilen zamanın tadını çıkarmak kalıyor.

The Pearl Ölüdeniz
Mandarin & Mango Hotel,+12

Mandarin & Mango, hala bakir kalan doğanın kalbinde, Ölüdeniz'in turkuvaz rengi kıyılarının kıyısında yer alıyor. Tarihin izleriyle modern konforun zarifçe buluştuğu, kendine has bir sıcaklığı olan şık bir otel Burası, süslü gösterişlerin peşinde koşmayan, samimi ve sıcacık bir yer. Doğanın içinde huzur arayan, kendini kalabalıktan uzak hissetmek isteyen ve özel ilgi görmek isteyenler için sessizliğin ve dinginliğin buluştuğu özel bir yer. Oteldeki villalar geniş ve ferah, her biri kendi bahçesi ve havuzuyla huzuru artırıyor. Buraya balayı için gelen çiftler, doğanın sesleri ve kokuları arasında kendilerini yenileme fırsatı buluyor. Sadece dinlenmekle kalmıyor, çevrede yürüyüşten yamaç paraşütüne, denizden doğaya pek çok aktiviteye de kolayca ulaşabilirsiniz. Yemekler de bu huzurlu ortamın bir parçası. Otelin restoranında, özellikle Ege ve Akdeniz mutfağından taze ve dengeli lezzetler öne çıkıyor. Gün batımında dışarıda yapılan akşam yemekleri, balayı çiftleri arasında çok beğeniliyor ve özel anlara anlam katıyor. Mandarin & Mango, kalabalıktan uzak, doğanın içinde ama her ihtiyacınıza cevap veren, sakin ve özenli bir tatil isteyen çiftler için eşsiz bir seçenek olarak öne çıkıyor. Burada tatil, ruhu ve bedeni dinlendiren, kişisel ve samimi bir deneyime dönüşüyor.

Mandarin & Mango Hotel,+12
Casa Lumar | Luxury Lodging, Hisarönü

Hisarönü’nün içinde, Ölüdeniz’in hemen yakınında yer alan Casa Lumar küçük ama özel bir yer. Burada gürültüden uzak, sadece kendinize ve sevdiğinize zaman ayırabileceğiniz bir ortam var. Yetişkinlere özel olması, sakinlik arayan çiftler için tam bir rahatlama noktası yaratıyor. Tesisin sunduğu hizmetler sizi yormadan, evinizdeymiş gibi hissettiriyor, herkesin keyif alabileceği bir sıcaklık ve samimiyet var. Otele adım attığınızda sizi özenle hazırlanan zengin bir kahvaltı karşılıyor. Türkiye’nin farklı yörelerinden gelen peynirler, taze yumurtalar ve mevsimin en taze meyveleriyle güne başlamanız mümkün. Gün içinde ise hafif atıştırmalıklar ve ana yemekler, hem Türk mutfağının sevilen tatlarını hem de dünya mutfaklarından seçkin lezzetleri bir arada servis ediyorlar. Burada her lokmada yerel dokuyu ve de farklı kültürlerin lezzetlerini bir arada bulabilirsiniz. Balayı için gelen çiftler, Casa Lumar’ın sakin ve huzurlu havasını, geniş havuzunu ve modern konforunu çok seviyor. Burada geçirilen zaman sadece dinlenmek değil, birlikte geçirilen özel anların kıymetini hissetmek üzerine kurulmuş. Özenle tasarlanmış odalar, sakin bahçeler ve lezzetli yemekler tatilin her anını özel kılıyor. Ağustos ayında, Ölüdeniz’in doğayla iç içe, sıcak ama bir o kadar da sakin atmosferinde balayını geçirmek isteyenler için harika bir seçim. Yazın enerjisini yaşarken, samimi ve rahat bir ortamda kendinizi yenilenmiş hissedebilirsiniz.

Casa Lumar | Luxury Lodging, HisarönüYaso's Suites, Paşalimanı

Ege’nin sakin kıyılarından biri olan Ardıç Koyu’nda yer alan Yaso's By The Sea, sade ama zevkli dokunuşlarla döşenmiş bir tatil alanı yaşatıyor. Otelin her köşesinde denizle iç içe olma hali hissediliyor. Balkonunuzdan baktığınızda sizi karşılayan manzara, sabahları kuş sesleri ve hafif dalga sesiyle uyanmanıza vesile oluyor.  Yaso’s’un restoranı da bu deneyimin önemli bir parçası. Menüde öne çıkan tabaklar, Ege mutfağının tanıdık tatlarını ve biraz yenilik arayanlara hitap eden seçenekleri bir araya getiriyor. Gün batımına karşı terasta geçirilen akşam yemekleri, konukların hafızasında en çok yer eden anlardan biri oluyor. Bazı misafirler, akşam yemeğini bu manzarayla birlikte yaşanan özel bir ana benzetiyor. Bu da buranın yalnızca bir konaklama yeri değil, içinde zaman geçirmenin keyif verdiği bir mekan olduğunu gösteriyor. Balayı için gelen çiftler, bu atmosferin dinginliğini ve doğayla kurduğu bağı çok kıymetli buluyor. Kalabalıktan uzak ama eksiksiz bir konfor arayanlar, burayı tercih ettikten sonra tekrar gelmek istediklerini belirtiyor. Ağustos’un o yoğun sıcaklığında, hem serin denize yakın olmak hem de sessiz bir köşede nefes almak istiyorsanız, Yaso’s By The Sea tam da böyle bir yer. Her şey sade ama özenli. Fazla gelen hiçbir şey yok, eksik hissedilen de. Burada zaman yavaşlıyor gibi, yanınızdakiyle geçirdiğiniz anlar ise daha anlamlı hale geliyor.

Yaso's Suites, PaşalimanıAssos Dionysos Hotel, +16

Assos’un en sessiz koylarından birinde yer alan Dionysos Hotel, Ağustos sıcağında kalabalıklardan uzak bir balayı hayal eden çiftler için gerçekten özel bir yer. Otelin karşısında yükselen Midilli manzarasıyla güne başlamak ayrı bir huzur veriyor. Akşam vakti gün batarken etrafı saran sessizlik, içinizi huzurla dolduruyor. O anı durdurup, bütün yorgunluğunuzu unutarak tadını çıkarmak istiyorsunuz. Sadece yetişkinlere açık olması sayesinde ortam her zaman sakin. Denize sıfır konumu, yemyeşil doğası ve zarif ama sade mimarisiyle, burada geçirilen her an kendiliğinden yavaşlıyor. Dionysos’un büyüsünü taşıyan otelin odaları, her biri kendine has detaylarla özenle hazırlanmış deluxe konforu hissettiriyor. Bazı odalarda jakuziler, bazı odalarda ise denize bakan balkonlar bulunuyor. Ferah, sade ama şık bir tarz hakim. Bu detaylar, özellikle balayı çiftleri tarafından sıkça övgüyle anılıyor. Yemek deneyimi ise başlı başına bir tatil sebebi. Sabahları deniz manzarasına karşı yöresel ürünlerle hazırlanmış serpme kahvaltı servis ediliyor. Güne zeytin, domates ve taze ot kokularıyla başlamak, tatilin en keyifli alışkanlıklarından biri haline geliyor. Öğle saatlerinde otelin iskelesinde servis edilen özel snack menüde hafif yaz tabakları, zeytinyağlılar ve ev yapımı burgerler öne çıkıyor. Akşam yemeği ise A’la Carte restoranda servis ediliyor. Günün balığı, tavuğu ya da kırmızı etinden birini seçebileceğiniz bu menüye eşlik eden zeytinyağlı başlangıçlar, ara sıcaklar, tatlılar ve çorba ile her akşam farklı bir lezzet deneyimi yaşanıyor. Tercih yapamayanlar için şefin önerisine güvenmek de güzel bir seçenek. Bir diğer dikkat çeken detay ise otelin şarap mahzeni. Yerli ve dünya şaraplarının bulunduğu bu seçkiden bir şişe seçip, iskelenin ucunda gün batımına karşı kadeh kaldırmak, çoğu konuk için balayının en özel anlarından biri haline geliyor. Deniz kenarında geçen her an, yalnızca dinlendirici değil, aynı zamanda romantik ve anlamlı hissettiriyor. Gösterişten uzak ama zarif bir atmosferde, birlikte geçirilen anları unutulmaz kılmak isteyen çiftler için Ağustos ayında gerçekten iyi bir seçenek. 

Assos Dionysos Hotel, +16Gardenia Hotel, +12

Gardenia Hotel, Kaş’ta, denizin hemen kıyısında, adı gibi zarif bir otel. Burası sadece bir konaklama noktası değil, aynı zamanda denizin, sanatın ve yaşamın en sade ama en etkileyici hallerinden birini de görebilirsiniz. Otelin her köşesinde, özenle seçilmiş yüzlerce tabloyla karşılaşıyorsunuz. Lobiye adım attığınız anda renklerin içinde yürüyorsunuz; kimi zaman bir çerçeveden bakan gözlerle, kimi zaman tuvalin derinliklerine gömülmüş bir hikayeyle. Sabahları dalga sesleriyle uyanmak, burası için sadece bir anlatım değil, gerçekten öyle. Balkona çıktığınızda, Akdeniz’in tuzlu kokusu burnunuza doluyor, gözünüz Meis Adası’nın siluetine takılıyor. Kahvaltı ise bambaşka bir ritüel gibi. Gardenia’nın terasında güne başlamak, yalnızca bir öğün değil, mutlu bir başlangıç. Taze çay, pazar sabahından alınmış domatesin kokusu, ev yapımı reçeller, zeytin ağaçlarının gölgesinde olgunlaşmış Hasibe Annenin zeytinleri, kendi pişirdikleri kekler, yöresel peynirler ve mis gibi köy yumurtalarıyla  her tabakta doğallık ve emek var. Gardenia’nın mutfağı sadece sabah değil, gün boyunca da lezzetiyle akılda kalıyor. Gündüz saatlerinde otelin hemen aşağısındaki Küçük Çakıl Plajı’nda serin sulara kendinizi bırakabilir, akşam olduğunda ise terasta denizle göz göze gelen bir sofrada yavaş yavaş yemek yiyebilirsiniz. Gün batımında tur tekneleri uzaktan geçerken, o anın sessizliğiyle bütünleşen bir akşam yemeği, birçok misafirin hafızasında özel bir yer bırakıyor. Yemeğin kendisi kadar, o manzaraya eşlik eden his de unutulmuyor. Balayı için gelen çiftler, burayı bir sığınak gibi anlatıyor. Sessiz, içten, telaşsız bir atmosfer var. Fazlası yok ama eksiği de asla yok. Odaya döndüğünüzde kendinizi rahat hissetmeniz için her detay düşünülmüş. Jakuzili deluxe suite oda, geniş terasıyla özel anlar için birebir. Arabayla çevre koyları, Kaputaş gibi göz alıcı plajları da kolayca keşfetmek mümkün. Kalkan, araba ile yarım saat uzaklıkta ve yol boyunca Ege’nin bütün renklerini izlemek mümkün.

Gardenia Hotel, +12Melinda Datça

Datça’nın Ovabükü koyunda, sahilin hemen kıyısında yer alan Melinda Datça, gösterişten uzak ama özenli bir tatil arayan çiftler için sessiz bir köşe gibi. Ağustos ayında balayını burada geçirenler, buradaki yavaş ritmi ve samimi atmosferi anlatırken çoğu zaman huzur kelimesine sığınıyor. Sabahları sessizliğin içinden süzülen ilk ışıklarla uyanmak, öğlen saatlerinde serin sulara atlayıp gün boyunca zamanın nasıl geçtiğini fark etmemek ve akşamları gölgelerin uzadığı saatlerde sofraya oturmak buradaki günlük ritmin bir parçası haline geliyor. Burada vakit geçiren çiftler, o tatili yalnızca dinlenmek değil, birlikte durup soluklanmak olarak tarif ediyor. Gözlerden uzak ama içtenliğiyle yakın hissettiren bir yer. Yemekler burada bahçede yetişen ürünlerle başlıyor. Mevsime göre toplanan sebzeler, dalından koparılan meyveler ve zeytinyağlarıyla hazırlanan yemekler sofraya özenle taşınıyor. Kahvaltılarda domatesin kokusu, taze biberin gevrekliği, ev yapımı reçellerin tadı ön planda. Öğle ve akşam yemeklerinde ise tanıdık Türk lezzetlerinin yanında dünya mutfağından esinlenilmiş farklı tabaklar da servis ediliyor. Vegan ve vejetaryen misafirler için de özel seçenekler düşünülmüş. Melinda’da kalmak, günün koşuşturmasından uzaklaşmak ve birlikte geçirilen anları içten bir dinginlikte yaşamak isteyen çiftler için iyi bir deneyim yaşatıyor. Lüks beklentisi olmayan, doğallığı ve samimiyeti arayanlar burada kendini rahat hissediyor. 

Melinda Datça

Assos Club Beyaz, +16

Kadırga Koyu’nun tenha kıyılarından birinde yer alan Assos Club Beyaz, şehirden ve kalabalıktan uzaklaşmak isteyen çiftler için gerçekten nefes aldıran bir yer. Ege'nin o yavaş akan ritmini burada fazlasıyla hissediyorsunuz. +16 yaş altı misafir kabul edilmediğinden, etrafta koşturma ya da gürültü olmadan, sadece denizin sesi ve ağaçların yapraklarını hafifçe hareket ettiren rüzgar eşlik ediyor size. Ağustos’un sıcak ama yoğunluğuyla baş başa kalmadan geçmesini isteyenler için, bu sakinlik ve sadelik tam da ihtiyaç duyulan şey gibi. Balayı gibi özel bir zamanı, fazladan hiçbir şeye gerek duymadan, doğanın içinde ve kendinizle baş başa geçirebileceğiniz bir yer arıyorsanız, burası gerçekten iyi hissettiriyor. Otelin konumu doğrudan denize açılıyor. Çakıl taşlı kıyısı, cam gibi berrak denizi ve gün boyunca ışığın suya düşme şekli, burada kendi kendine bir dinginlik yaratıyor. Sabahları kısa bir yürüyüşe çıkmak, serin bir köşede kitap okumak ya da hiçbir şey yapmadan sadece denizi izlemek, buranın sunduğu sade ama kıymetli anlardan sadece birkaçı.Gün içinde açık olan küçük barlar, biraz soluklanıp sohbet etmek isteyen çiftler için güzel bir seçenek. Akşam olduğunda ise ya otelin özenle hazırlanmış yemekleri ya da yakın çevredeki balık restoranlarında, denize karşı sade ama lezzetli bir sofra sizi bekliyor. Otelin zeytinyağlıları ve bölgeye özgü otlarla hazırlanan tabakları, hafif ve tatmin edici bulunuyor. Balayı için gelen çiftlerin bu ortamı değerli bulması boşuna değil. Burada her şey telaşsız, her şey kendiliğinden. Ne bir program zorunluluğu var ne de bir yere yetişme telaşı. Güne yavaş başlıyor, iskelede güneşin tadını çıkarıyor, akşam olunca sahilde usulca yürüyorsunuz. Tarihi limana yapılan kısa geziler, sabah serinliğinde yapılan yürüyüşler, gün batımı sırasında denize karşı oturmak, hepsi o özel zamanı anlamlı kılan detaylara dönüşüyor. Gösterişten uzak ama özenli bir ortamda, sadece birbirinize ve bulunduğunuz ana odaklanmak istiyorsanız, burada geçecek birkaç gün gerçekten iyi gelebilir.

Assos Club Beyaz, +16Balayı tatilinizi planlarken daha fazla seçenek görmek isterseniz Balayı Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Ağustos Ayında Balayı için Nereye Gitmeli?

Ağustos ayında sıcak ama bunaltmayan, denizi berrak ve doğasıyla huzur veren rotalar ideal. Bodrum, Datça, Kaş, Ölüdeniz ve Assos gibi Ege kıyıları, hem romantik atmosferleri hem de seçkin otel alternatifleriyle balayı çiftleri tarafından sıkça tercih ediliyor.

Balayı Oteli Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Sakinlik, mahremiyet, yetişkin konsepti, denize erişim kolaylığı ve lezzetli bir mutfak balayı için en çok önem verilen özellikler arasında. Ayrıca otelin kalabalıktan uzak olup olmadığını, oda konforunu ve konumunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.