
Temmuz Ayında Balayına Nereye Gidilir?
Evlilik telaşı geride kaldı, düğün fotoğrafları albüme yerleşti. Şimdi sırada sadece ikinize ait, biraz dinlenmeli, biraz keşif dolu o özel zaman balayı. Temmuz ayı sıcak, canlı ve enerji dolu. Peki bu sıcak yaz ayında balayını geçirmek için en güzel rotalar neresi olabilir? İlk akla gelen seçeneklerden biri tabii ki Ege ve Akdeniz sahilleri. Bodrum, Kaş, Bozcaada, Fethiye gibi yerler romantik ve doğayla iç içe. Gündüzleri masmavi koylarda yüzmek, akşamları deniz kenarında bir akşam yemeği... Sakinlik arayanlar için Assos ya da Datça iyi birer alternatif. Kalabalıktan uzak, taş evlerin gölgesinde zaman yavaşlıyor. Balayı sadece lüks otellerde değil, küçük otellerde, taş evlerde ya da bungalovlarda da güzel geçer. Önemli olan konfor kadar samimiyet. Gideceğiniz yerin kalabalığından çok size hissettirdikleri belirleyici olsun. Birlikte ilk sabah kahvaltınızı yapacağınız masa, akşam yürüyüşüne çıkacağınız sokak, rüzgarla savrulan perde bile bu tatili özel kılar. Temmuz ayı, yeni hayatınıza güzel bir başlangıç yapmak için pek çok fırsat sunuyor. Önemli olan sizin için neyin “güzel an” olduğuna karar vermeniz.
Temmuz Balayı Rotaları
- Volte Villas, Fethiye
- İda Blue Otel, +18, Adatepe Köyü
- Loca Hill, Marmaris Selimiye
- Zakros Hotel Lykia, Ölüdeniz
- Anda Beach & Rooms, +12, Cunda Adası
- Oyster Residences Hotel, Alaçatı
- Casa Daracia, +15, Marmaris Bozburun
- Elista Hotel & Spa, Bodrum Göltürkbükü
- Luna Begonvil Taş Evler, Marmaris Selimiye
- Panjur Hotel, Cunda Adası
Volte Villas
Volte Villas, Fethiye’nin Yanıklar köyünde, portakal ağaçlarının arasında gizlenmiş, sakin ama konforlu bir balayı rotası. Denize sadece 900 metre mesafede yer alan bu küçük kaçış noktası, birbirinden bağımsız beş villadan oluşuyor. Her villanın kendine ait özel bahçesi ve havuzu var. Özellikle Volte 1’in küçük sonsuzluk havuzu, gün boyunca serinlemek ve dinlenmek için oldukça keyifli bir alan sunuyor. Villaların hemen yanında bir yürüyüş yolu uzanıyor, sabah yürüyüşlerine eşlik eden dere sesi, doğayla baş başa kalmak isteyen çiftler için ayrı bir huzur sunuyor. Gün içinde bir sorun yaşarsanız ulaşabileceğiniz bir yetkilinin hep hazır olması da ayrıca rahatlatıcı. Tesis, şehirden uzaklaşmak isteyen ama konfordan da tamamen kopmak istemeyenler için dengeli bir seçenek. Sessizliğin içinde kendi alanınız var ama ihtiyaç duyduğunuzda destek bulmak kolay. Ayrıca yakın çevrede iki saatlik at turları, yamaç paraşütü, dalış, rafting, tekne kiralama gibi birçok aktivite de yapılabiliyor. Trekking tutkunları için ise Likya Yolu kesinlikle değerlendirmeye değer. Özel araçla gelenler için otopark da mevcut. Volte Villas'ta balayını geçiren çiftlerden biri deneyimini şöyle anlatıyor: “Balayımızın son haftasını burada geçirdik. Sessizliği, doğası, havuzu ve özellikle akşamüstü verandada esen rüzgarı hiç unutmayacağız. Kalabalıktan uzak ama ihtiyaç anında her şeye yakın olmak çok iyi hissettirdi.”
İda Blue Otel, +18
Temmuz ayında sıcaklardan kaçıp doğayla iç içe bir balayına ne dersiniz? Kaz Dağları'nın eteklerinde, Adatepe Köyü'nde yer alan İda Blue Otel, tam da bu arayışta olan çiftler için huzurlu ve özgün bir adres diyebiliriz. Bu köy, taş sokakları, sessizliği ve göğe yükselen zeytin ağaçlarıyla başka bir zamandaymışsınız hissi verir. İçine girdiğinizde derin bir nefes almak istersiniz. Bu atmosferin tam kalbinde, sadece yetişkinlere özel bir konaklama deneyimi sunuyor. Otel, restore edilmiş dört eski Rum taş evinden oluşuyor. Odalar, isimlerini bahçede yetişen bitkilerden alıyor. En sevilen odalardan biri Lavanta. Bu odanın bahçeye açılan balkonu ve deniz manzarası, güne başlamak için fazlasıyla ilham verici. Her evde konukların dinlenebileceği özel bir salon da bulunuyor. Zaten Adatepe’de zaman yavaş akar, burada aceleye hiç yer yok. Sadece konforlu bir konaklama değil, aynı zamanda iyi hissettiren bir deneyim de yaşatıyor. Kahvaltılar otelin hemen yanındaki Refika Kafe’de veriliyor. Sofraya bahçeden toplanan meyvelerle yapılmış reçeller, köyün sütünden kaymak ve yoğurt, yerel mandıranın peyniri, doğal yumurtalar ve daha birçok özenli lezzet geliyor. Vegan, glütensiz ya da özel bir diyetiniz varsa, önceden bildirmeniz yeterli. Buraya kimler gelmeli? Balayı çiftleri, doğanın içinde nefes almak isteyenler, şehirden uzaklaşıp sade bir yaşama adım atmak isteyenler, “sessizlik” kelimesinin gerçek anlamını merak edenler gelebilir. İda Blue sadece dinlenme değil, aynı zamanda keşif isteyenleri de mutlu edecek bir yer. Otelde yıl boyunca çeşitli atölyeler düzenleniyor. Sağlıklı mutfak tarifleri, kokteyl yapımı, sanat ve terapi buluşmaları gibi etkinlikler eğlenceli ve öğretici. Dilerseniz çevredeki doğa yürüyüşlerine katılabilir, Kaz Dağları’nda şelalelere gidebilir ya da ekolojik çiftlikleri ziyaret edebilirsiniz. Antik kentler, Troya Müzesi ve tarihi yapılar da oldukça yakın.
Loca Hill
Marmaris’in sakin ve en masmavi köşelerinden biri olan Selimiye, balayınız için mükemmel bir kaçamak olabilir. Deniz her daim çarşaf gibi sakin, doğa ise sizi sarıp sarmalıyor. Burada zaman yavaşlıyor, kalabalık ve gürültüden uzak, sadece denizin ve kuş seslerinin eşlik ettiği bir huzur var. Konaklama için size önereceğimiz yer ise Loca Hill küçük ama büyüleyici bir otel. Yedi odasıyla samimi, sakin ve sade bir atmosferi var. Odaların her biri efil efil esen bir rüzgarla ferahlatıyor, birçoğu da eşsiz deniz manzarasına sahip. Odanızın kapısını açtığınızda içinizi ısıtan o samimiyeti hemen hissedeceksiniz. Sabah kahvaltıları ise ayrı bir hikaye. Zeytin ağaçlarıyla çevrili bahçede, havuzun şelale sesi eşliğinde, incir ve limon ağaçlarının altında güne başlamanın tadı başka. Masanıza gelenler, her gün taptaze hazırlanan ev yapımı reçeller, yerel zeytin ve zeytinyağlarıyla birlikte gerçek bir mutluluk. Burada kahvaltı, sadece bir öğün değil, doğayla iç içe huzurlu bir deneyim.Denize ulaşmakta çok kolay, otelin ücretsiz shuttle servisi sizi kısa sürede Selimiye’nin hareketli çarşısına ve sahiline götürüyor. Deniz taşlık olsa da, birkaç dakika daha yürüyerek Sığ Liman’ın kumlarında yüzebilirsiniz. Tekne turu ise buraların olmazsa olmazı. Yemek için de birçok güzel alternatif var. Köşe Restaurant’ın ev yemekleri, Delikyol’daki Mehmet’in Yeri, Deniz Restaurant ve Çiftlik Koyu’ndaki Rafet Baba Restaurant listenizde olmalı. Tatlınızı ise Paprika’da pamuk şekerli limonata ile taçlandırabilirsiniz. Çevreyi keşfetmek isterseniz, Turgut Şelalesi, Bayır Köyü ve Kız Kumu mutlaka ziyaret edilmeli.
Zakros Hotel Lykia
Balayınızda sadece bir otel değil, ruhunuza da iyi gelecek bir yer arıyorsanız, Faralya’da doğayla iç içe gizli bir cennet olan Zakros Hotel Lykia size iyi gelecek. Temmuz’un sıcaklığıyla birleşen Akdeniz esintisi, burada başka bir zamana açılan kapı gibi. Zakros ismi, Yunan mitolojisinde “Işıklar Ülkesi” anlamına geliyor. Otel de adını bu mitolojik çağrışımdan almış ama sadece adı değil, ruhu da bu ışığı taşıyor. Çünkü sabah uyandığınızda gözünüzü kamaştıran turkuaz deniz, gökyüzüne değen Rodos manzarası ve çiçekler içindeki bungalovlar insana gerçekten aydınlanmış gibi hissettiriyor. Otel, toplamda 14 bungalow ve 10 junior suitten oluşuyor. Odalar lüks anlamında aşırıya kaçmıyor ama sadeliğin içinde şıklık, konforun içinde dinginlik var. Her odanın kendine ait küçük bir dünyası var, bazıları bahçeye açılıyor, bazıları ise denizin üstüne kurulmuş gibi. Teraslardaki hamaklara uzanıp sadece kuş seslerini ve dalgaları dinlemek bile insanın içini temizliyor. Sessizliği ve sakinliği bozan hiçbir şey yok. Temmuz’da biraz daha canlı olabilir ama yine de izole kalmayı başarıyor. Otel ekibi, sıcaklıkları ve incelikleriyle tatilinize başka bir güzellik katıyor. Gülümseyen bir yüz, içten bir sohbet bazen lüksün çok ötesinde. Yemeklerde hem göze hem damağa oldukça hitap ediyor. Gün ortasında hafif atıştırmalıklar ve kokteyller keyifli. Akşam menüsü ise gerçekten özenli ve lezzetli. Gündüz denize inip yüzebilir, akşamüstü sonsuzluk havuzunda gün batımını izleyebilirsiniz. Otelin yolu biraz virajlı ve yokuşlu. Ölüdeniz’e arabayla yaklaşık 25-30 dakika sürüyor. Aracınız yoksa ulaşım biraz zor olabilir.
Anda Beach & Rooms, +12
Anda Beach & Rooms, Cunda Adası’nda, denize sıfır konumda, sade ama derinlikli bir tatil vadeden küçük bir dünya burası. Denizin kıyısında, palmiyelerin gölgesinde yer alan tiny house’lar, bir yandan doğayla bütünleşirken, diğer yandan kendinize ait özel bir alan sunuyor. Her biri birbirinden bağımsız olarak yerleştirilmiş, 16 metrekarelik bu sevimli evlerin kendi verandası var. Sabah gözünüzü açtığınızda, iki adımda denize varmak, sessizliği dinlerken körfezin manzarasına karşı güne başlamak tarifsiz bir mutluluk. Gece olunca gökyüzü başka bir masala dönüşüyor. Mehtap olmasa bile yıldızlar öylesine parlıyor ki, insan ışığı yukarıdan sanıyor. Sessizlik içinde, sevgilinizle el ele gökyüzüne bakarken zaman duruyor gibi... Tesisin içinde sadece tiny house’lar değil, bir de 36 metrekarelik “Cunda Evi” var. Biraz daha geniş, biraz daha ev sıcaklığı isteyen çiftler için birebir. Sabah kahvaltısı ise adeta günün en tatlı başlangıcı. Odanızın verandasında, denize karşı serpme kahvaltınızı alıyorsunuz. Reçeller ev yapımı, zeytinler bölgenin en iyilerinden. Gündüzleri plajdaki şezlonglarda güneşlenebilir, arada kokteyl barın serinletici içecekleriyle ferahlayabilirsiniz. Akşam yemeği içinse otelin restoranı hem tatları hem atmosferiyle sizi etkileyecek. Menüsünde yerel mezeler ve özenle hazırlanmış et yemekleri var. Deniz kenarında, mum ışığında kurulan masada geçen bir akşam... İşte balayına yakışan anlar böyle yazılıyor hafızaya.

Oyster Residences Hotel
Temmuz sıcağında balayı için hayal ettiğiniz o dingin ama içi kıpır kıpır atmosferi düşünün. Oyster Residences, Ölüdeniz’de, Belcekız Plajı’nın hemen kıyısında konumlanıyor. Gökyüzüyle, denizle ve yüzyıllık zeytin ağaçlarının gölgesiyle çevrili olmak, ruhu tam anlamıyla dinlendiriyor. Otel 26 odalı, zemin kattakiler küçük birer bahçe terasına açılıyor, üst kattakilerde ise manzara adeta tablo gibi. Dekorasyon detayları özenli ama sade. İnsan kendini evindeymiş gibi hissediyor ama bir yandan da “burası özel” dedirtiyor. Üstelik sadece yetişkinlere özel olduğu için, gürültüden uzak, daha samimi bir ortam var. Havuz kenarında güne başlamanın huzuru, gün batımında gökyüzünün değişen renklerine tanıklık etmeniz balayını unutulmaz kılacak anlara dönüştürüyor. Oyster Restaurant’ın deniz ürünleri çok başarılı. Bir yandan mezelerle tanışırken bir yandan gökyüzünü süsleyen paraşütleri izlemek, başka nerede böyle bir şey yaşanır? Hemen yanında Şey Bar’ın fusion mutfağı, birkaç adım ötedeki Jade’in Akdeniz tatları da keşfetmeye değer. Geceleri biraz hareket ararsanız, Şey, Buzz ya da Belcekız Bar iyi seçenekler. Gün içinde tekne turu yapmadan dönmek olmaz. Kabak Koyu’nun koynunda yüzmek, Kelebekler Vadisi’ne uğramak, Saklıkent Kanyonu’na kadar uzanmak size kaldı. Doğa, deniz ve sadelik burada iç içe geçmiş. Oyster, 14 yaş altı misafir kabul etmiyor, bu da çiftler için izole bir konfor alanı yaratıyor.
Casa Daracia, +15
Marmaris’in en sakin köşelerinden biri olan Bozburun’da, denize sıfır konumuyla yer alan Casa Daracia, Türkiye’nin en izole yerlerinden biri. +15 konseptiyle sadece yetişkinlere hizmet veren bu küçük otel, kalabalıktan uzak, doğayla iç içe sakin bir atmosfer yaratıyor. Odalar sade ve konforlu, çoğu deniz manzaralı, balkonlu ya da teraslı. Bazıları doğrudan denize açılan özel iskeleye sahip. Sabahları hafif dalga sesleri eşliğinde uyanmak, güneşin altında palmiye ağaçlarının gölgesinde kahvaltı yapmak burada yaşanacak küçük ama değerli mutluluklardan sadece biri. Otele karayoluyla ulaşmak biraz zor, yollar yokuşlu ve virajlı olduğu için genellikle deniz yoluyla varmak gerekiyor. Bu durum, tesise adım attığınız ilk andan itibaren size sıradan bir tatilden çok farklı, özel bir deneyim yaşatıyor. Restoranında Akdeniz’in taze ve yerel lezzetleri servis ediliyor, her öğün özenle hazırlanıyor. Özel plajı ve iskelesi, kano veya deniz keyfi yapmak isteyenler için ideal bir alan sunuyor. Burası, doğanın ve sessizliğin içinde kaybolmak isteyen balayı çiftleri için biçilmiş kaftan. Temmuzun sıcak günlerinde bile Bozburun’un denizi berrak ve serin kalıyor. Casa Daracia, kalabalık tatil bölgelerinden uzak, doğanın kucağında, sadece sizin ve eşinizin olduğu bir dünyada gibi hissettiriyor. Burada zaman yavaşlıyor, şehir stresinden uzaklaşıyor, gerçek anlamda birbirinize odaklanabiliyorsunuz. Geceleri ise gökyüzündeki yıldızlar size eşlik ediyor, deniz kenarında el ele yürümek, hafif esen rüzgar ve kuş sesleriyle unutulmaz anlar yaratıyor. Bozburun’un doğal güzelliklerini keşfedebilir, küçük tekne turlarıyla çevre koylara açılabilir, yakınlardaki Turgut Şelalesi ve Daraçya antik kalıntılarını ziyaret ederek hem dinlenip hem de anılar biriktirebilirsiniz.
Elista Hotel & Spa
Bodrum’un sakin ve şirin köylerinden biri olan Göltürkbükü’nde yer alan Elista Hotel & Spa, denize sıfır konumuyla balayı çiftleri için huzurlu ve keyifli bir ortamı var. Bodrum’un geleneksel mimarisini modern dokunuşlarla harmanlayan şık ve konforlu bir küçük otel olarak dikkat çekiyor. Deniz manzaralı özel plajı ve iskelesi bulunuyor. Misafirler denizin tadını çıkarırken, otelin restoranı ve kokteyl barından lezzetli atıştırmalıklar ve içecekler alabiliyorlar. Ayrıca otelin spa merkezi; sauna, hamam ve masaj gibi rahatlatıcı hizmetlerle tatilinize ekstra konfor katıyor. Otel, Göltürkbükü’nün hareketli caddesine yakın konumda olduğu için çevredeki restoran ve mağazalara kolayca ulaşmak mümkün. Balayı çiftleri için özel hazırlanmış paketler ise bu deneyimi daha da özel kılıyor, odaya şarap ikramı, mum ışığında akşam yemeği ve meyve tabağı gibi küçük sürprizlerle romantik bir tatil sunuluyor. Gidenlerin yorumlarına bakıldığında, otelin sakin ve samimi atmosferi, profesyonel hizmeti ve konforlu odaları özellikle övgü alıyor. Yolun biraz virajlı olması dışında, genelde herkes burayı rahat ve huzurlu bir kaçış noktası olarak tanımlıyor. Temmuz ayında balayına çıkmayı planlayan çiftler için Elista Hotel & Spa, Bodrum’un kalabalığından uzaklaşıp sakin, romantik ve lüks bir tatil arayanlara güzel bir seçenek. Yazın sıcak günlerinde serin denizin ve özel plajın tadını çıkarırken, gün sonunda spa’da dinlenmek, akşamları ise mum ışığında şarap eşliğinde özel anlar yaşamak mümkün. Göltürkbükü’nün canlı caddesine yakınlığı sayesinde akşamları çevrede yürüyüş yapabilir, butik mekanlarda lezzetli yemekler tadabilirsiniz.
Luna Begonvil Taş Evler
Luna Begonvil Taş Evleri, Selimiye’de, balayı için huzur ve samimiyet arayanlar için gerçek bir saklı vaha. Burada zamanın yavaşladığını, doğanın kucağında dinginlik bulduğunuzu hemen hissediyorsunuz. Selimiye’nin o eşsiz yüzleri gibi, Luna Begonvil de sıcacık, içten ve neşeyle dolu. Bahçedeki incir ağaçları, begonviller ve rengarenk çiçekler arasında, doğanın sesleriyle bütünleşmiş. Odalara adım attığınızda, taş evlerin serinliği ve samimi atmosferi sarıyor sizi. Sabahları ise bahçeden toplanmış taze yeşilliklerle hazırlanan, ev yapımı reçeller ve özel sıkım Ayvalık zeytinyağı eşliğinde yapılan serpme kahvaltı, güne mutlu başlamanızı sağlıyor. “Anne Böreği” gibi ara sıcaklar ise damağınızda unutulmaz tatlar bırakıyor. Havuz başındaki snack mutfağı ve deniz kenarındaki Mila Restoran ise gün boyu lezzetli seçenekler sunuyor; taze mezeler ve balıklar buraların ruhunu yansıtıyor. Luna Begonvil, sadece bir konaklama değil, incir ağaçları altında kahvenizi yudumlayabileceğiniz, begonvillerin gölgesinde kitabınızı okuyabileceğiniz, yıldızların altında hafif bir esintiyle akşamınızı taçlandırabileceğiniz özel bir yaşam alanı. Geniş bahçedeki oturma köşeleri sohbetlere, yoga platformu ise ruhunuzu dinlendirmeye çağırıyor.Temmuz ayında balayını doğayla iç içe, sakin ve samimi bir yerde geçirmek isteyenler için burası ideal.
Panjur Hotel
Panjur Hotel, dört mevsim açık, sakin ve şık bir küçük otel. Toprak tonlarının huzur veren dokusuyla sizi sarıp sarmalayan, doğayla iç içe bir mekan. 12 oda var ve hepsi masif mobilyalarla sade ama özenli bir şekilde döşenmiş. Pencerelerdeki turkuaz renkteki ahşap panjurlar, alt kattaki beyaz tüllerle kaplı verandalar romantizmi iyice artırıyor. Sabahları serpme kahvaltı, ev yapımı reçeller ve taze meyvelerle dolu. Kahvaltı 08:30’dan 12:30’a kadar devam ediyor, kahvaltı sofrası yeterince çeşitli ve sunumu çok özenli. Öğle ve akşam yemeklerinde ise restoranın günlük taze balıklarından mutlaka tatmalısınız, özellikle ızgaraları çok beğeniliyor. Panjur Hotel’in havuzu ince beyaz kumlarla çevrili, masmavi suda yüzmek adeta Maldivler’deymiş hissi veriyor. Üstelik evcil dostlarınız da buraya kabul ediliyor, böylece sevdiklerinizle birlikte keyifli vakit geçirebilirsiniz. Aracınız varsa otelin park yeri de mevcut, ulaşım da oldukça kolay. Misafir yorumlarına baktığımızda, otelin temizlik ve personel ilgisi açısından çok olumlu geri dönüşler aldığını görüyoruz. Bazı misafirler odaların büyüklüğünün beklentilerinin biraz altında olduğunu belirtse de, genel olarak huzurlu ve konforlu bir tatil deneyimi sunduğu ortak görüş. Temmuz ayında balayı için tercih edilebilecek en sakin ve romantik adreslerden biri. Cunda Adası’nın doğasına, denizine ve tarihine yakın ama aynı zamanda şehirden uzakta, huzur dolu bir ortamda sevdiğinizle unutulmaz anılar biriktirmek istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz.
Daha fazla balayı oteli ve farklı alternatifler için Balayı Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Temmuz ayında balayı için çok sıcak olur mu?
Evet, Temmuz Türkiye'de en sıcak aylardan biri. Ancak deniz kenarı bölgelerde serinleten esintiler, havuzlu ya da gölgelikli konaklama yerleriyle bu sıcaklar keyfe dönüşebilir.
Yaz ortasında kalabalıktan uzak balayı rotaları var mı?
Var. Bozburun, Faralya, Kaleköy, Selimiye gibi daha izole, butik otellerin yoğunlukta olduğu sakin rotalar özellikle balayı çiftleri için huzurlu bir alternatif.
Temmuz’da uygun fiyatlı balayı oteli bulabilir miyiz?
Erken rezervasyon yaparsanız evet. Ayrıca popüler bölgelerin bir tık dışında kalan küçük otellerde hem romantik hem bütçe dostu seçenekler mümkün.