Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun En İyi 10 Oteli
1 ay önce

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun En İyi 10 Oteli

Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, ortalama yükseltisi en fazla olan coğrafyamız olmasının yanı sıra, bozkırlarında sarının her tonunu sergileyen etkileyici manzaralarıyla dikkat çeker. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu kadim topraklar, uzun yıllar turizmde geri planda kalsa da, son yıllarda ortaya çıkarılan tarihi ve kültürel miraslar ile yapılan tanıtım çalışmaları sayesinde adını daha çok duyurmaya başladı. Kars’taki Ani Harabeleri, Palandöken ve Ağrı Dağı’ndaki kayak merkezleri, Van Gölü’nün mavisi ve Akdamar Adası’nın eşsiz güzellikleri, Mezopotamya ovasının bereketi ve Gaziantep’in dillere destan mutfağı… Bölgedeki neredeyse her şehir, keşfetmeye değer zenginlikler barındırıyor. Yemek kültürü ise başlı başına bir deneyim yaşatıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun mutfağı, Türk gastronomisinin en zengin ve çeşitli örneklerini barındırıyor. Bu coğrafyada sofralar genellikle sıcak, baharatlı ve doyurucu yemeklerle donatılıyor. Et, tahıl, baklagiller, sebzeler ve süt ürünleri, iklim ve coğrafyanın şekillendirdiği bu lezzetli mutfağın temel taşları arasında yer alıyor. Yolunuz bu bölgelere düşerse, yöresel yemekleri tatmadan dönmemelisiniz. Konaklama seçenekleri de en az yemekleri kadar renkli ve misafirperver. Şehir merkezlerindeki kent otellerinin yanı sıra, ilçelerde ve turistik bölgelerde pek çok butik ve küçük otel seçeneği bulunuyor. Bu oteller sadece konaklama değil, aynı zamanda bölgenin kültürel ve tarihi dokusunu da misafirlerine yansıtıyor. Kapıdan içeri adım attığınızda mimarisiyle, otantik dekorasyonuyla ve sıcacık atmosferiyle sizi Anadolu’nun kalbine davet ediyorlar.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun En İyi 10 Oteli

  1. Kars-ı Şirin Otel - Kars
  2. Kars Otel - Kars
  3. Doğan Bey Konağı
  4. Anadolu Evleri - Gaziantep
  5. Hışvahan Otel - Gaziantep
  6. Liv Suit Hotel - Diyarbakır
  7. Maridin Otel- Mardin
  8. İzala Hotel - Mardin
  9. Shmayaa Hotel - Midyat
  10. Selçuklu Konağı 

Kars-ı Şirin Otel

Kars’ın tarihi dokusu ile modern yaşamın zarif bir şekilde buluştuğu yerlerden biri de Kars-ı Şirin Otel. Şehir merkezinde konumlanan bu sıcak otel, iş seyahati için gelenler ve Kars’ı gezmek isteyen misafirler için konforlu bir şekilde mola verebilirsiniz. Kars Garı’na yalnızca 2 km, havalimanına 6 km, şehir otogarına ise 5 km uzaklıkta yer alıyor. Çevresinde yürüyerek ulaşabileceğiniz pek çok yer de mevcut. Mesela Havariler Müzesi 4 km, Aslanoğlu AVM 3 km, Evliya Camii 1 km, Kars Devlet Hastanesi 5 km, Mesut Yılmaz Dinlenme Parkı ise sadece 800 metre mesafede. Otelin içi de dışı kadar güzel. Her odada düz ekran televizyon mevcut ve odalar banyo konforu açısından oldukça özenli hazırlanmış. Ayrıca, şehir içi ulaşımla ilgili sorun yaşamamanız için ücretsiz ulaşım servisi de sağlanıyor. Kars’ta kalırken mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Ani Harabeleri, Meryem Ana Katedrali, Bakireler Manastırı, Kars Kalesi, İshak Paşa Sarayı, Çifte Beden Surları, Keçeli Kilisesi, Döner Kümbet, Selçuklu Kervansarayı, Kümbet Camii ve Fethiye Katedrali gibi eşsiz tarihi noktalar var. Otelden kısa bir yolculukla bu yerleri keşfetmek mümkün. Kars-ı Şirin Otel, adından da anlayacağınız gibi, misafirlerine hem samimi hem de huzurlu bir konaklama deneyimi yaşatıyor. Kapıdan içeri girdiğinizde hissettiğiniz o sade sıcaklık, odalarda ve genel hizmetlerde de devam ediyor. Yolunuz Kars’a düşerse, bu otel sizi bekliyor olacak.

Kars-ı Şirin Otel
Kars Otel

Kars’ın taş sokaklarında yürürken, beyaz avlusuyla dikkat çeken Kar’s Otel çıkıyor. Burası sadece bir konaklama yeri değil, sanki küçük bir hikaye anlatıyor size. Rus mimarisinin izlerini taşıyan bu güzel yapı, Arnavut kaldırımlı sokakların ruhuna uyum sağlamış, zarif ve ince detaylarla bezenmiş. İçeri adım attığınızda lobideki duvara gömülü eski bir Rus sobası karşılıyor sizi. "Peç" deniyor buna. Sıcacık, nostaljik bir hava katıyor ortama. Otelde toplam sekiz oda var. Her biri Kars’ın bir ilçesinin ismini taşıyor: Kağızman, Arpaçay, Selim, Digor, Sarıkamış, Akyaka, Susuz ve Aras. Restoranın adı da çok anlamlı: Ani. Antik kent Ani’nin ruhunu taşıyor sanki. Soğuk bir Kars akşamında, şöminenin karşısına geçip elinizde bir içkiyle keyif yapmak, şehirde geçireceğiniz anların en özellerinden biri olabilir. Mutfağı da oldukça iddialı. Krema ve mantar soslu bonfile, Orhan Usta’nın Akçaabat köftesi, Metin Usta’nın sıcak çikolata tatlısı… Hele o tatlının yanında gelen dondurma… İnsan bir otelde değil, evindeymiş gibi hissediyor. Sabah kahvaltısı ise bambaşka bir deneyim. Kars’a özgü eski kaşar, taze kaşar, gravyer peyniri, lavaş ekmeği ve balla hazırlanan o sade ama dolu kahvaltı, güne başlamanın en lezzetli hali. Kar’s Otel, şehir merkezinde. Sarıkamış Kayak Merkezi'ne 20 dakika, havaalanına ise sadece 10 dakika uzaklıkta. Fotoğraf

Doğan Bey Konağı

Gaziantep'in tam kalbinde, geçmişin ruhuyla bugünün konforunu bir arada yaşamak isterseniz Doğan Bey Konağı'nı tercih edebilirsiniz. Şehir merkezinde, o meşhur Antep taşlarından yapılmış bu konakta kalmak, sanki tarihle iç içe bir yolculuğa çıkmak gibi. İçeri girer girmez seni geleneksel mimarinin zarif detayları karşılıyor. Konağın avlusuna bakan odalarının çoğu, o eski Antep evlerinin simgesi olan asmalarla çevrili. Konağın en güzel yanıysa, nereye gitmek istersen elinin altında olması. Yöresel tatları deneyeceğin restoranlar, bakırcılar çarşısı, müzeler, tarihi sokaklar... Hepsi yürüme mesafesinde. Sabah uyanıp avluda otururken bile şehirle bağ kuruyorsun, çünkü burası sadece bir konaklama yeri değil; sanki Antep’in ruhunu hissedebileceğin bir yaşam alanı. 23 odalı bu güzel konakta kaldığında, kendini bir müşteri gibi değil, evine gelmiş bir misafir gibi hissediyorsun. Sıcacık, samimi bir ortam. Tarihi dokusunu koruyarak restore edilmiş, ama modern ihtiyaçlar da atlanmamış. Kısacası, ister iş için gel ister tatil için, Doğan Bey Konağı sana dinlenmek ve de Gaziantep’i en güzel haliyle yaşamak için harika bir fırsat yaşatıyor. Bu zarif ve otantik konakta konaklamak, şehri tanımanın en güzel yollarından biri olabilir.

Bey Konağı
Anadolu Evleri

Anadolu Evleri; Gaziantep’te şöyle ruhunu doyuracak, damak zevkini şenlendirecek, biraz da kendini zamana bırakacağın bir yer. Anadolu Evleri. Burası şehrin göbeğinde, bakırcılar çarşısına ve kale çevresine yürüme mesafesinde, 180 yıllık nefis bir taş konak. Geçmişin izini taşıyan ve de konforu eksik etmeyen, huzurlu ve sıcak bir atmosfer yaşatıyor. Konağın avlusuna adım attığında ilk fark ettiğin şey sessizlik oluyor. Şehrin kalabalığı bir anda geride kalıyor, yerini taş duvarların arasında yankılanan sakinliğe bırakıyor. Odalar ise her biri ayrı bir karaktere sahip. Kimi daha nostaljik, kimi biraz daha sade ama hepsi yüksek tavanlı, ferah ve gün ışığını bolca alan odalar. Sabah o odalarda uyanıp güne başlamak, hele de avludan gelen kuş sesleriyle, bambaşka bir ruh hali yaratıyor insanda. Otelin toplamda 15 odası var ve hepsi de geleneksel dokuya zarar verilmeden dekore edilmiş. Kahvaltıya gelince, o zaten başlı başına bir şölen. Patlıcan, biber kızartmaları, zahter, çeşit çeşit peynir, hamur işi derken her sabah masaya oturduğunda mutlu oluyorsun. Dilersen özel üretim Mardin Süryani şarabından da tadabiliyorsun. Böyle küçük ama gönül okşayan detaylar, burayı özel kılıyor. Tarihi ipek yolu üzerinde yer alan Gaziantep, yüzyıllardır pek çok kültüre ev sahipliği yapmış bir şehir. Zaten sokaklarında gezerken bunu hissediyorsun. Evliya Çelebi’nin de dediği gibi “Şehr-i Ayıntab-ı Cihan” dünyanın gözbebeği şehri. Gaziantep’in bu büyülü atmosferini hissetmenin en güzel yollarından biri, onu sindire sindire yaşamak. Anadolu Evleri de sana tam olarak bunu yaşatıyor. Burada kalıp sabah beyran çorbası kuyruğuna girmeden, hamama uğramadan, Zincirli Bedesten’den birkaç hediye almadan dönmek olmaz. Yeme içme konusunda zaten anlatmaya gerek yok ama hızlı bir rota istiyorsan: İmam Çağdaş, Metanet, Halil Usta, Ciğerci Mustafa mutlaka uğranması gereken duraklar. Tatlı için Katmerci Zekeriya Usta, Güllüoğlu ve Zeki İnal derim. Kahve molası içinse Tahmis Kahvesi klasik ama vazgeçilmez. Gezilecek yerler arasında ise Zeugma Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Bey Mahallesi, Arkeoloji ve Mutfak Müzesi var. Biraz daha uzaklaşıp Rumkale ya da Belkıs Antik Kenti’ne de bir gün ayırabilirsin.

Hışvahan Otel

Gaziantep’te tarihle baş başa kalmak ve konforlu bir konaklama deneyimi yaşamak istersen, seni Hışvahan ile tanıştırmak isterim. Burası öyle sıradan bir otel değil. 1500’lü yıllarda, yani Osmanlı’nın en güçlü zamanlarında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış bir han aslında. Bugünse ince ince, özenle restore edilmiş haliyle göze ve ruha hitap eden bir yer haline gelmiş. Daha avlusuna adım attığın anda o taş duvarların arasında zamanın yavaşladığını hissediyorsun. Sanki birkaç yüzyıl önceye ışınlanmış gibisin. İşin güzeli, bu tarihi dokuya rağmen içeride seni modern ve şık odalar karşılıyor. Yani dünle bugünü bir arada yaşatıyor insana. Otelin içinde üç ayrı restoran var. “Develik” adını taşıyan şık mekanda, Gaziantep mutfağının enfes yemeklerini deneyebilir, taş avluda bir kahve içip sakinliğin tadını çıkarabilirsin. Akşam olunca bahçesinde oturmak, şehirde bir günün yorgunluğunu atmak için birebir. Ayrıca istersen şaraphanesinde özel üretim şaraplardan da tadabilirsin. Üstelik otelin konumu da çok merkezi. Gaziantep Kalesi, Bakırcılar Çarşısı, Mutfak Müzesi gibi gezilecek yerlere sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde. Havalimanı ise yaklaşık 15-20 dakika uzaklıkta.

Hışvahan Otel
Liv Suit Hotel

Liv Suit Diyarbakır, modern ve konforlu bir konaklama arayanlar için güzel bir alternatif. Şehir merkezine yakın konumu sayesinde hem iş seyahatleri hem de turistik geziler için oldukça uygun. Odalar ferah, şık ve ihtiyaç duyulan her şey düşünülmüş. Özellikle uzun süreli kalacaklar için ev konforunda bir alan sunuyor. Sessiz, temiz ve düzenli yapısıyla dinlenmek için de ideal bir yer. Kısacası Diyarbakır’da sakin ve rahat bir konaklama arıyorsanız, size iyi gelebilir.

Liv Suit Hotel
Maridin Otel

Mardin’de geçirdiğim birkaç gün boyunca büyülendim diyebilirim. Her sokakta binlerce yıllık bir hikayeye dokunuyorsun adeta. Tam bu tarihi dokunun ortasında, Maridin Otel’e adım attığımda bir an durup çevreme baktım: Kimler yaşamış bu taş evlerde, hangi hikayeler geçti bu duvarlardan? Otelin içine girdiğimde beni karşılayan güler yüzler, hoş sohbetler, sanki yıllardır tanıdığım insanlar gibilerdi. Otelin her detayı Mardin ruhunu taşıyor. Taş mimarisi, güney cephesine bakan terasları, manzaralı odaları, hepsi birbirinden etkileyici. Manzarası da çok güzeldi, Mezopotamya ovası, gökyüzüyle birleşiyor sanki. Biraz rahatlamak istersen otelin içinde hamam, sauna gibi imkanlar da var. Ayrıca özel bir gün kutlayacaksan ya da küçük bir davet planlıyorsan, burası o iş için de biçilmiş kaftan. Mutfakta da harika bir ekip var. Türk ve dünya mutfağından pek çok güzel tat sunuyorlar.Sıra gecelerini de denk gelirseniz sakın es geçmeyin. 

Mardius Tarihi Konak
İzala Hotel

Mardin’in mistik atmosferine adım attığınızda İzala Hotel’in size sunduğu şey sıcak ve samimi bir konaklama deneyimi... Ziyaretçiler, otelin geleneksel taş yapısı içinde modern dokunuşlarla harmanlanmış odalarında huzurlu bir konaklama deneyimi yaşıyorlar. Şehirdeki tarihi mekanlara yakın bir konumda yer alıyor. Sakin bir ortamda dinlenip bölgenin benzersiz kültürünü keşfetmek istiyorsanız mutlaka tavsiye ediyoruz. Mezopotamya ovasını ve Mardin kalesini o eşsiz günbatımları eşliğinde izleyebileceğin bir yer. Mardin kültürünü yansıtan, geleneksel kök boyalı ahşap tavan detaylarını incelemekten boynunun ağrıyacağı, geçmişe bağlı ve ziyaretçilerinin üzerine titreyen, eşsiz bir konaklama deneyimi yaşayabilirsiniz. 

İzala Hotel
Shmayaa Hotel

1600 yıllık bir Süryani konağında konaklamak kulağa nasıl geliyor? Böyle özel bir deneyim yaşamak isteyenler için Shmayaa Otel, Midyat’ta sizi bekliyor. Mardin’den çıkıp üzüm bağlarının arasından tarihi yollarda ilerlerken, kemerli pencereleriyle sizi içine çeken Midyat evleri ve dar sokakları insanı hemen etkisi altına alıyor. Her taşında ayrı bir hikaye barındıran bu şehirde, Shmayaa Otel de geçmişten gelen bir konak. Restore edilip bugüne taşınmış ve misafirlerini hala o eski ruhla ağırlıyor. Taş işçiliğinin incelikleriyle bezenmiş bu otelde kalmak, sanki başka bir zamana ışınlanmak gibi. Midyat’ın meşhur cibinlikli “taht”ları olan odalarda bir gece geçirmek, kendinizi şehzade ya da prenses gibi hissettiriyor. Yaz gecelerinde terasta esen Mezopotamya rüzgârı eşliğinde oturmak ise bambaşka bir keyif. Konaklamada oda kahvaltı ya da yarım pansiyon seçenekleri var. Hafta sonları düzenlenen canlı müzikli Mardin sıra geceleriyle eğlenceyi de kaçırmıyorsunuz. Otelin restoranında ise yerel tatların en iyilerini bulabilirsiniz. Mardin kaburga dolmasını mutlaka deneyin. Şarap severler için de güzel bir haber: Otelin kendi şarap mahzeni var ve burada Süryani şaraplarının en özel örnekleri sizi bekliyor. Güneydoğu’nun bereketli topraklarında yetişen üzümlerle yapılan bu şaraplar, Midyat’ta tadılması gereken lezzetlerden biri. Midyat’a gelip de meşhur “Sıla” dizisinin çekildiği konuk evi gezilmeden, taş avluların ardındaki hayatlara göz atmadan, telkari takıların satıldığı dükkânlardan küçük bir hatıra almadan, ya da Süryani şarapçılarından birkaç şişe edinmeden dönmek olmaz. Midyat, her köşesiyle sizi içine çeken, yaşanmışlıklarla dolu bir yer. Shmayaa Otel ise bu yolculuğun kalpten bir parçası.

Fotoğraf
Selçuklu Konağı 

Mardin konut mimarisinin önemli özelliklerini taşıyan bu eser dönemsel tüm özellikleri bünyesinde barındıran muhteşem bir konak. Topografyasından dolayı 3.5 katta bir çözümlemeyle planlanmış 3 farklı sokağa bakan 3 farklı kapısı mevcut ender konaklardan birisi. Geniş avluları, eyvanları ve Mardin taş bezemeciği özelliklerini yansıtan bu eser 19. yy'da da adliye sarayı olarak hizmet vermiş. Selçuklu Konağı’nda Mardin'in tarihi dokusunu hissederek konaklayabilirsiniz. Sabahları, Mezopotamya Ovası'na karşı sunulan zengin kahvaltı, güne enerjik bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Otelin merkezi konumu, Mardin'in tarihi ve kültürel zenginliklerine kolay bir şekilde erişebilirsiniz.Selçuklu Konağı