
Mayıs Ayında En Güzel 10 Balayı Oteli
Mayıs, doğanın yavaşça yeniden doğduğu, toprağın sıcacık kokularla uyandığı bir zaman. Henüz kimsenin tam anlamıyla sahiplenmediği sahillerde yürürken, ayaklarınızın altındaki serin kum, sanki ilk adımlarınızı kutsar gibi. Gökyüzü, gündüzleri masmavi bir sessizlik, akşamlarıysa turuncu ve pembe arasındaki o tarifsiz renkle sarar sizi. Böylesi bir mevsimde, hayatınızın yeni bir yolculuğuna başlarken, her şeyin samimi, her şeyin içten olmasını istersiniz. Kalabalıklardan uzak, adınızı bilen insanların sıcak bir gülümsemeyle karşıladığı yerlerde…Akşamları yumuşak bir rüzgârla dalgalanan perdelerin ardında, mum ışığının titrek oyunları eşliğinde birbirinizin gözlerinde kaybolmak istersiniz. Gelin, şimdi bu büyüyü yakalayabileceğiniz o 10 unutulmaz yeri birlikte keşfedelim. Her biri, aşkınızı yaşamanız için sadece bir mekan değil, sizi başka bir dünyaya, başka bir zaman dilimine taşıyan özel köşeler.
Mayıs Ayında En Güzel 10 Balayı Oteli
- Suna Sun Hotel, +14, (Çukurbağ Yarımadası)
- Yonca Anjelika Hotel, (Göcek)
- Casa Bella Hotel, (Alaçatı)
- Baldan Suites, +12,(Marmaris)
- Likya Gardens Hotel, (Kalkan)
- Casa Linn Hotel, +12, (Küçükkuyu)
- Casa Lavanda Otel & Spa, +12, (Şile)
- Baradiel Hotel, +12, (Cunda Adası)
- Fidanka Evleri, +12, (Kalkan)
- Ekincik Beach Hotel, (Köyceğiz)
Suna Sun Hotel, +14, (Çukurbağ Yarımadası)
Hayatınızın en özel anlarını Kaş’ın büyülü doğasında geçirmeye ne dersiniz? Suna Sun Otel'de sakinliği ve zarafetiyle, unutulmaz bir balayı tatili geçirebilirsiniz. Gözlerinizi kapatıp doğanın huzur veren seslerine kulak verirken, denizin masmavi tonlarına dalarak bu özel anı kendinize ait kılabilirsiniz. Geniş balkonlardan eşsiz gün batımlarını izleyebilir, sabahın erken saatlerinde denizle buluşan kuşların sesine uyanabilirsiniz. Her adımda, hayatın hızından uzaklaşıp sadece birbirinize odaklanmanın huzurunu bulacaksınız. Suna Sun’da geçirilen her an adeta sevgiyle sarılmış bir anıya dönüşüyor. Doğanın ilham verdiği tasarımlar, ferah odalar ve zarif detaylar, sakinliği arayan ruhları sarıp sarmalıyor. Sabah kahvenizi yudumlarken ya da akşamüzeri deniz kenarında sessizce otururken, sadece o anın içinde kaybolabilirsiniz.Odalar, doğanın kalbinde bulduğunuz bu sükuneti her anınıza taşıyor. Otelin her köşesinde rahatlamayı ve huzuru hissediyorsunuz. Odalarda bulacağınız geniş yataklar, zarif dekorasyonlar ve rahatlatıcı ambiyans, dinlenmek için mükemmel bir ortam yaratıyor. Gün sonunda, otelin restoranında akşam yemeği sırasında doğanın eşsiz manzarasıyla romantik bir yemek yiyebilirsiniz. Restoran, organik ve yöresel lezzetlerle dolu menülerden oluşuyor. Öğünler, yalnızca lezzetli değil, aynı zamanda anlam dolu. Her detay, bedensel ve ruhsal olarak sizi tazeleyip, hayatın karmaşasından uzaklaştırıyor.Birlikte geçirdiğiniz bu anlar geride size unutulmaz bir hikaye bırakıyor.
Yonca Anjelika Hotel, (Göcek)
Göcek, sakin bir sabah gibi, güneşin gövdeye değdiği ilk an gibi. Her şey yumuşak, her şey usulca akıyor burada. Kalabalıktan, aceleden, gürültüden uzakta. Bu özel zamanı geçirmek için Göcek’te tercih edilebilecek yerlerden biri de Yonca Anjelika Hotel. Gösterişli olmayan ama her köşesi incelikle düşünülmüş bir yer. Otele adım atıldığında ilk hissedilen şey, bir “sessizlik” değil, bir “sakinlik”. Sanki zaman biraz yavaşlıyor. Odalar doğaya açılıyor. Geniş pencerelerden giren gün ışığı, sabahları yumuşak bir şekilde uyandırıyor insanı. Bahçeye ya da havuza bakan teraslar, -ki küçük özel havuzlar da bu huzurlu ortamın bir parçası. Burada geçirilen zaman planlarla değil, anlarla dolu. Bazen sadece yürümek, bazen bahçede oturmak yeterli. Balayı çiftleri için tasarlanmış suitinde, meyve ve çikolata tabakları yanında özel şarap serisinden ikramlar da sizi bekliyor. Bu özel anlar, tatilinize benzersiz bir dokunuş katıyor.Yakındaki koylara yapılan tekne gezileri, örneğin Fimi Island gibi duraklar, sakin sular ve gökyüzüyle baş başa kalma fırsatı sunuyor. Yol boyunca sessizlik bile paylaşılabilir hale geliyor.Göcek merkezi de yürüme mesafesinde. Akşamüstü başlayan yürüyüşler, Özcan Restaurant gibi deniz ürünleriyle öne çıkan adreslerle ya da West-Blues gibi dünya mutfağından örnekler sunan mekanlarla son bulabiliyor. Sonra yine sessiz, ağır adımlarla otele dönülüyor. Her şey telaşsız, her şey sade.Mayıs Göcek’te ayrı bir güzel. Portakal ağaçları çiçek açmış, rüzgar hafif. Otelin cafe alanında içilen bir kahve, sadece içecekle sınırlı kalmıyor; sabah sohbetine, göz göze gelen bir bakışa, sessizliği birlikte yaşama anlarına eşlik ediyor.
Casa Bella Hotel, (Alaçatı)
Casa Bella Hotel, Alaçatı’nın taş evleriyle bezenmiş, canlı ve şirin kasabasının merkezine sadece 1 dakika mesafede yer alıyor.Her köşesinde konforu, karakteri ve sade şıklığı birleştiren bir otel. Otel, “sade” denince akla ilk gelen yerlerden biri. Gölgeli büyük bir bahçe içinde yer alan taş yapısı, taş duvarlarıyla yazın sıcak günlerinde bile serinlik hissi veriyor. Odalar birbirinden farklı, hepsi konforun ön planda olduğu şekilde döşenmiş. Ferforje yataklar, seramik karolar,el işi yatak örtüleri var. Duvar rengi bembeyaz. Odalar kalın taş duvarlar sayesinde, sıcak yaz günlerinde bile serin. Favorimiz bahçe katı odaları.Bahçe katı odalarındaki ferahlık ve tavanlardaki yüksekliği görünce, insan bir an için burada sonsuza kadar kalmak isteyebilir. Mayıs ayında balayı için bu kadar huzurlu ve şirin bir yer arıyorsanız, Casa Bella’nın +18 yaş ve üzeri konuklara hitap ettiğini unutmayın. Bu da demek oluyor ki, burada bambaşka bir romantizm var. Özellikle akşam saatlerinde, ışıkların loş hali ve doğanın sesiyle etrafınızda sanki bir film setindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Kahvaltı ise, otelin sunduğu başka bir keyif. Bahçesinde, taze demlenmiş çay eşliğinde yavaşça güne başlamak, güneşin ilk ışıklarıyla çiçeklerin kokusunu hissetmek... Tüm bu zenginliklerin arasında, sıcak ekmek dilimlerinin, el yapımı reçellerin ve çeşit çeşit ara sıcakların eşliğinde masanızda bir ziyafet var. Gerçekten, sabahları burada geçirilen zaman, akşamları yaşadığınız huzurlu dakikaları adeta taçlandırıyor.Alaçatı’nın en güzel sokakları, o kadar yakın ki, sabah erkenden küçük bir yürüyüş yaparak sokak pazarlarını gezebilirsiniz. Cumartesi günleri kurulan yerel pazarda gezmeyi unutmayın. Ayrıca, Çeşme Kalesi’ni gezmek ve Çeşme’nin el değmemiş koylarını görmek de tavsiyem. Zeytinler Köyü’nün doğası ve yerel restoranlarında uzun uzun vakit geçirmek, tüm bu geziyi taçlandıracak noktalardan. Zeytin ağaçlarının arasındaki huzur ve yerel yemekler, hayatın hızını biraz daha düşürüyor.
Baldan Suites, +12, (Marmaris)
Deniz kıyısına sıfır konumda, güneş ışığının masmavi sularda dans ettiği Baldan Suites adeta doğal bir cennet gibi desek yalan olmaz. Baldan Suites, özel bir atmosfere sahip. Yenilenen odaları o kadar zevkli ve sade bir şekilde döşenmiş ki, her bir köşesi huzur ve rahatlık sunuyor. Otele adım attığınız anda, bohem havası ve zarif duruşu ile kalbinize kazınacak bir atmosferle karşılaşıyorsunuz. Deniz manzaralı suit odalar, sabahın ilk saatlerinde tam bir siesta keyfi yapmak için ideal. O kadar huzurlu bir ortam var ki, burada rahatlıkla uzun bir uyku çekebilirsiniz. Sabahın yumuşak ışığıyla uyanmak, her şeyi geride bırakıp sadece dinlenmeye odaklanmak, tam anlamıyla bir rahatlama anı. Bu rahatlık, odaların sunduğu ferahlıkla birleşince, misafirlerin enerjik ve yenilenmiş bir şekilde uyanması kaçınılmaz.Kahvaltılarsa tam bir lezzet şöleni. Her şey taze, doğal ve o kadar lezzetli ki, her lokmada mutluluğu hissediyorsunuz. Otelin hemen önündeki pırıl pırıl deniz, otelin sunduğu ayrıcalıklardan sadece biri. Ahşap platformdan denize girmekse bir bambaşka bir keyif. Denizin berraklığı, huzurlu ortam, etrafın sessizliği… Her şeyin tam da olması gerektiği gibi. Deniz manzaralı odalarındaki her detay, tatilinizin konforlu ve özel geçmesi için düşünülmüş. Jakuzili odalar ve özel teraslar, her birinin genişliğiyle, ferahlığıyla sizi sarmalıyor. Yeme içme konusunda da gayet başarılı. Akşamları başka bir yer aramaya gerek yok; keşkekli karidesi, karidesli muska böreği, Rum böreği ve beğendili ahtapot, gerçekten muazzam. Bir otelden çok daha fazlası, her anı lezzet ve huzur dolu bir deneyim. Bir başka güzellik de, otelin sunduğu ulaşım imkanı. Sahile kadar arabayla geliyorsunuz, ardından tekneleri sizi otele taşıyor. Yürüyerek veya arabayla ulaşım mümkün değil, bu da o kadar izole ve özel bir ortam sağlıyor.
Likya Gardens Hotel, (Kalkan)
Kalkan’a ilk adımınızı attığınızda, etrafınızdaki her şey ya ilginizi çeker ya da bir şeyin ilgisini çekmemek kadar özgür bir duyguya kapılırsınız. Merakınız sizi yönlendiriyor, ama bazen bilinçli bir şekilde kaybolmaya da izin veriyorsunuz. Kalkan’ın sokaklarında gezinirken, keşfettiğiniz her yeni yer ve köşe, sizi yönlendiren ve özgürlüğünüzü hissettiren bir denge kuruyor. Bir an Kalkan’ın dinginliğine, doğanın huzuruna ve bu özel mekanın cazibesine kapılınca, yolculuğun yönü tamamen değişiyor. Tam bu noktada, Likya Gardens sizi bekliyor. Likya Gardens, doğayla iç içe, sarmaşıklarla sarılı bahçeleri ve özgün mimarisiyle tam anlamıyla huzurun simgesi. Otele ilk adım attığınız andan itibaren, sizi rahatlatan ve yavaşlatan bir atmosfer sarıyor. Her şeyin yavaşça, huzur içinde aktığı, bir yandan da gözünüzün önünden geçen doğanın güzelliklerinin büyüleyici olduğu bir mekan. Burada, sadece bir otel değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı buluyorsunuz. Doğayla tam uyum içinde tasarlanmış ve özel bir havuza sahip Aperlae villasında konaklamak, bu huzuru daha da derinleştiriyor. Her detayında sakinlik ve konforu hissetmek, tatilinizi daha da özel kılıyor.Kahvaltılar ise tam anlamıyla tatilinizin ritmiyle uyum içinde. Sabahın erken saatlerinde, taze, doğal malzemelerle hazırlanmış zengin bir serpme kahvaltı sizi bekliyor. Her lokma, güne enerjik bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Kahvaltıdan sonra ise Yalı Beach’te bir adım daha atıyor, güneş banyosu yapıp ahşap platformlardan denize kendinizi bırakabilirsiniz. Serin suların içinde, tüm vücudunuza adeta bir rahatlama hissi yayıldığını hissedeceksiniz. Yalnızca doğanın huzuru, denizin berraklığı değil; aynı zamanda otelin sunduğu özel atmosfer de bir başka keyif.Gece olduğunda, Likya Gardens’ın sunduğu romantik akşam yemekleri, tatilinizi taçlandırıyor. Çarşamba ve cumartesi akşamları otelde canlı jazz ve blues müzikleri çalıyor. Bu müziklerin ritmi, denize karşı kurulmuş masalarda romantizmin dozunu artırıyor. Lezzetli yemeklerin tadını çıkarırkeen atmosferin de içinde kayboluyorsunuz. Hamburgerleri, deniz ürünleriyle yapılan güveçleri, karidesli muska böreği gibi özgün lezzetleri ise mutlaka denemelisiniz.
Casa Linn Hotel, +12, (Küçükkuyu)
Casa Linn, Kazdağları’nın eteklerinde, oksijenin en saf haliyle huzur bulacağınız bir yer. Burada, etrafınızdaki her şey, doğanın sakin yeşil tonları ve denizin masmavi güzelliğiyle bir bütün oluyor. Havanın içinde kaybolmuşken, dalgaların ritmik dansını izlemek, ruhu okşayan bir müzikle birleşiyor ve bir anda bu huzur verici atmosferin içine çekiliyorsunuz. Bu benzersiz atmosferde geçirdiğiniz zaman, çevredeki köyleri gezmek, mis gibi acı kahveleri yudumlamak bile o kadar çekici geliyor ki, buradan ayrılmak istemiyorsunuz. Denize sıfır konumda, doğanın kucakladığı bu otel de her anlamda mükemmel bir deneyim yaşayacaksınız. Huzur ve konforu birleştiren Casa Linn’de, her şeyin doğa ile uyumlu olmasına bayılacaksınız. Otelin odaları, oldukça geniş ve ferah. Deniz ve doğa manzaralı seçeneklerin yanı sıra, bahçeli ve teraslı odalar da mevcut. Konum ve dekorasyon tam anlamıyla bir uyum içinde, coğrafyanın verdiği huzurla birleşiyor.Oteldeki havuz, denize alternatif bir keyif alanı. İsterseniz plajdaki iskelede denize girip güneşlenebilir, isterseniz havuz kenarında dinlenebilirsiniz. Casa Linn, yalnızca 12 yaş ve üzeri misafirlere hitap eden bir yetişkin oteli olduğundan, sessiz ve sakin bir ortamda kendinizi buluyorsunuz. El yapımı reçellerin, özellikle zeytin reçelinin tadı, doğanın taze havasını yansıtan o eşsiz lezzetleri mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Otelin kendi seralarından topladıkları her ürün, kahvaltıya, salatalara veya yemeğin ta kendisine dönüşüyor. Tüm bu taze ve organik ürünler, sizde bir mutluluk hissi bırakıyor.Yemekler konusunda ise, Jardin 96 restoranı gerçekten bir sanat eseri gibi. Denizden gelen taze malzemelerle yapılan karides ızgara, levrek külbastı ve kalamarı mutlaka denemelisiniz.Makarnaları, salataları ve mezeleri de aynı şekilde özenle hazırlanıyor. Akşam yemeğinizi deniz manzarası eşliğinde yediğinizde, romantik atmosferin tadını çıkarırken, içeceğinizi barın rahat ortamında yudumlayabilirsiniz.
Casa Lavanda Otel & Spa, +12, (Şile)
İstanbul’un o hep değişken rüzgârlarından bir süreliğine kaçıp, Şile’nin yemyeşil Ulupelit Köyü’ne adım attığınızda, Casa Lavanda'nın kapısından içeri girince bambaşka bir dünyanın başladığını hissediyorsunuz. Bahar aylarının o taze havası, doğanın patlayan renkleri ve içinizi ısıtan güneşiyle birleşince, özellikle de yeni evli çiftler için adeta rüya gibi bir atmosfere dönüşüyor.İnsan eli doğaya ne kadar güzel karışabilir derseniz, işte burada cevabını buluyorsunuz. Gündüz ayrı güzel, gece bambaşka bir büyü.Bahçesinde yürürken insanın içi açılıyor; ormanların arasından süzülen ışık, renkli gün batımları ve fonda usul usul çalan iyi seçilmiş müzikler, yeni bir başlangıcın tatlı heyecanına eşlik ediyor.Casa Lavanda öyle bir yer ki, her mevsimde bir başka güzel ama Mayıs ayında her şey daha bir canlı, daha bir taze. Mis gibi çiçek kokuları arasında yürüyüp, sevdiğinizle birlikte zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsunuz. Yemyeşil vadiye karşı kurulan sofralarda uzun kahvaltılar, keyifli akşam yemekleri.Şef Emre Şen’in özenle hazırladığı, bahçeden sofraya gelen her tabak, hem damağa hem kalbe hitap ediyor. Ev yapımı günlük makarnalar, taptaze ekşi maya ekmekler, şarap kavındaki seçkin şaraplar; her detay yeni bir anı yaratıyor.Açık havada yemek yerken, her masadaki minik bir vazoda duran çiçekler bile size sanki bu özel zamanın bir kutlaması gibi geliyor. Gün batımında kış bahçesindeki şömine başında, ya da açık alanda lavantalı kokteyller eşliğinde geçirilen saatler, balayınızın en unutulmaz karelerinden biri olmaya aday.Casa Lavanda’da hayat bir anlığına yavaşlıyor. Sevgilinizle el ele, her adımda doğanın, aşkın ve huzurun tadına varıyorsunuz.
Baradiel Hotel, +12, (Cunda Adası)
Ege'nin o mis gibi tuzlu kokusuyla, Kazdağları'nın serin esintisinin buluştuğu bir coğrafyada, biraz asi, biraz bağımsız ama her zaman sıcacık bir yer. Baradiel Hotel, bu özgür ruhun içinde, Cunda'nın kalbinde ama kalabalığın gürültüsünden uzakta. Baradiel +12 yaş sınırı olan, yetişkinlere özel, gerçekten huzuru ve zarafeti hissettiren bir otel. Balayı için öyle uygun ki.Sabah gözünüzü açtığınızda, odanızın penceresinden Ege'nin yakamozlarına bakıyor olacaksınız. Odanın her köşesinde bir özen, bir ruh var. Her oda farklı bir konseptte hazırlanmış, hatta Japon tarzında tasarlanmış odaları bile var. Balayında biraz kendinizi şımartmanın tadı da bir başka oluyor. Otel, 3 ayrı taş binadan oluşuyor, her biri tarih kokuyor sanki. Denize sadece 1 km uzaklıkta ama inanın o gün denize gitmeseniz bile otelin bakımlı çiçekli bahçesinde, yaz kış açık havuzun kenarında zaman geçirmekten keyif alacaksınız. Üstelik sadece havuz da değil; Spa merkezi, Türk hamamı, sauna, masaj odaları ve tuz odası da var. Yani balayınız boyunca sadece aşk değil, bedeninizi de şımartacaksınız.Cunda'nın merkezine yürüyerek gidebilirsiniz, ama otelin bulunduğu konum sayesinde gürültüden tamamen izole oluyorsunuz. İsterseniz Arnavut kaldırımlı sokaklarda begonvillerin altında el ele dolaşır, isterseniz denize karşı tahta masalarda rakı-balık yaparsınız. Yüzmek isterseniz en yakın plaj Arka Deniz Plajı, biraz daha ilerlerseniz sadece 7 km uzaklıktaki Pateriça Plajı'na ulaşabilirsiniz.
Fidanka Evleri, +12, (Kalkan)
Mayıs ayında, Akdeniz’in en tatlı uyanışına şahit olabileceğiniz bir yerde balayınızı geçirmek istiyorsanız, Kalkan’ın mis kokulu begonvillerle bezenmiş yamaçlarında yer alan Fidanka Evleri, insana gerçek anlamda "iyi ki geldik" dedirtiyor. Altı farklı tipte, toplamda 16 odası var. Üstelik hangi odada kalırsanız kalın, deniz mutlaka göz kırpıyor size. Bahçe katında bile deniz manzarası olması ayrı bir güzellik.Her odanın kendine ait balkonu var; öyle alelade değil ama, şık koltuklar, sedirler eklemişler, oturup saatlerce manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.Odaların dekorasyonu ise anlatılmaz, yaşanır cinsinden. Kaneviçe panolar, el emeği yastıklar, özenle seçilmiş antika aksesuarlar. Her şey tam kararında, her şey sanki sizin için yerleştirilmiş gibi. Otel, yaz boyunca oda kahvaltı konseptiyle hizmet veriyor. Kahvaltı mı? Organik açık büfe köy kahvaltısı. Sıcaklar bolca geliyor, çeşitler göz doyuruyor, lezzetler ise damağa adeta bir şölen yaşatıyor. Ayrıca akşam yemeğinde de oldukça iddialılar; şefin elinden çıkan her tabakta ayrı bir özen hissediliyor. Kendine ait, rengarenk çiçeklerle çevrili, büyük olmasa da temiz ve bakımlı bir havuzu var. Bahçede o mis gibi begonvillerin arasında uzanıp havuzu sadece bir bahane olarak kullanmak bile insanın ruhuna iyi geliyor.Denize girmek isterseniz, en yakın plaj sadece 250 metre ötede. Elinizi kolunuzu sallaya sallaya, Akdeniz’in berrak sularına varıyorsunuz.
Ekincik Beach Hotel, (Köyceğiz)
Ekincik Koyu zaten başlı başına bir cennet gibi. Masmavi bir deniz, yemyeşil bir doğa. O ana yoldan sapıp koya indiğinizde başka bir dünyaya girmiş gibi oluyorsunuz. Bu eşsiz manzaranın tam kalbinde, yılların emeğiyle kurulan Ekincik Beach Hotel sıcacık bir yer.Taş kemerli binaları, çiçeklerle süslenmiş bahçesi, ahşap çerçeveli pencereleriyle tam bir Ege rüyası. Gözler her köşede bir güzelliğe takılıyor; kimi zaman bir begonvilin gölgesinde, kimi zaman bir palmiye fısır fısır rüzgârla dans ediyor. Burada her şey aşkla yapılmış gibi duruyor.Odalar sade ama samimi, teraslı suit odalarındaki deniz manzarası insana "keşke zaman dursa" dedirtiyor. Sabah dalga sesleriyle uyanıp gün boyu sahilde miskinlik yapmak ya da begonvillerin arasında havuza uzanmak burada hayatın en doğal akışına dönüşüyor.Kahvaltılarsa ayrı bir keyif. Mis gibi köy ürünleri, taptaze otlu pideler, ev yapımı mantılar, taş fırından çıkan sıcacık ekmekler. Ne yeseniz mutlu oluyorsunuz. Akşamları ise sahile karşı oturup gün batımında bir şeyler yudumlamak, balayına gerçekten layık bir anıya dönüşüyor.Etrafı keşfetmek isteyenler için de Dalyan, İztuzu Plajı, Kaunos Antik Kenti gibi harika rotalar var. Hatta isterseniz bir tekne turuna katılıp buradaki güzellikleri denizden de görebilirsiniz.Sakinlik, doğallık ve gerçek bir samimiyet arayanlar için nefis bir yer.
Mayıs ayında daha fazla otel seçeneğini keşfetmek için Balayı Otelleri sayfamızı da inceleyebilirsiniz.