Marmara Bölgesinden Seçtiğimiz Orman Otelleri
Dağ evi konsepti ile hizmet veren ve doğanın içinde, yeşillikler arasında muazzam bir konuma sahip orman otelleri Türkiye’nin pek çok bakir noktasında karşınıza çıkabilir. Vadi içinde doğal yaşam köylerinden, yoga ve meditasyon tesislerine, deniz manzaralı bungalov evlerinden göl kenarındaki villa tipi konaklamalı otellere kadar çok farklı alternatifiniz olacaktır.
Yalova’dan Burdur’a, Kaş’tan İzmir’e, Marmaris’ten Ordu’ya Türkiye’nin dört bir yanında orman otellerini bulabilirsiniz. Dilerseniz orman içinde bir ahşap bungalov evde kalabilir, dilerseniz de flora ve faunası inanılmaz zengin olan bir yaylada enfes bir manzara eşliğinde konaklamanızı gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle eylül, ekim ve kasım aylarında daha çok tercih edilen orman otelleri, doğanın tüm renklerinin kavuştuğu harika manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Bu yazımızda Marmara Bölgesinden Orman için de yer alan otel ve mekanları derledik. Hazırsanız başlayalım;
1- Masklavi Otel - Alaçam Bursa - https://www.kucukoteller.com.tr/masklavi-otel
Köy dekoru içinde ‘’Bursa Güzeli’’ Masklavi…
Kestel ilçesinin Alaçam Köyü’nün taş yollarından biraz ilerliyorum ve artık köyün bittiği yerde Masklavi başlıyor. Önce yaşlı çam ağaçları karşılıyor beni, sonra Masklavi’nin güler yüzlü ev sahipleri. Masklavi, odaları mitolojiden isimler taşıyan, otantik bir mekân.
‘’Sıcak’’ sözcüğünü her anlamda kullanıyorum burası için. Huzur, coşku, sessizlik, sakinlik bağlamında. Alaçam’da fon rengi zümrüt yeşili bir tabiat olan nefes kesici bir yerde konumlanmış Masklavi ; Gürcü dilinde ‘’yıldız’’ demek. Öyle bir manzaraya açık ki, tekmil yüreklerin yağlarını eritircesine hem de… Alaçam Köyü ayaklarımın altına görkemli bir halı gibi serili burada…
Ama yapıyı tat veren insan sıcağıdır. Bu mekânı açan Turan Bey ve Cihan Bey’in marifetiyle , eşsiz mutlak sükunet yerine dönüşmüş Masklavi. Dokunduğu yeri güzelleştiren, keyif katan insanlar tarafından işletiliyor olması da değerli bir durum.
Bir bilenin tavsiyelerine (yani benim tavsiyelerime) uyacak olursanız kahvaltıya cevizli çarşaf böreği ile başlamanızı öneririm ; akşam alakart restoranlarında da silor yemekleri şayanı tavsiyemdir.
Dut ağacının altındaki jakuzili Venüs isimli odaları favorim.
Sessizliği korumak adına adına +12 yaş ve üzeri çocuklu ailelere hitap ediyorlar.
Evcil hayvan için uygun değiller.
Bursa Yenişehir Havalimanı 43 km uzaklıkta bulunuyor.
2- Casa Lavanda Otel & Spa, +12 - Şile İstanbul - https://www.kucukoteller.com.tr/lavanda-otel
Rüzgârların durmadan değişik yönlerden estiği güzelim şehir istanbul’un yanı başında, Şile Ulupelit Köyü’nde umulmadık bir yerdeyiz! Belirgin kişilikli bir yaşam biçiminin olduğu Casa Lavanda Hotel&Restaurant’a geldik. Burası insan elinin doğaya karışmasının en mesut en canlı en sıcak gerçeklerinden! Gündüz bir âlem, gece bir âlem! Bütün mevsimlerin içinde kendisine özgü güzelliklerle keyif yapmaya elverişli özgün bir konaklama biçimi ve yemek kültürü yaratmışlar Casa Lavanda’da. İçinde saklanacak ormanları olan sonsuzca güzel bahçesinden içeri girer girmez eşsiz silüetler, renkli gün batımları, iyi seçilmiş müzikler, içimize çekebileceğimiz saydamlıkta yemek kokuları ve avluda, odalarda, pencerelerde kusursuz oranların gözetildiği güzel detaylar ile karşılaşıyoruz. Aydınlık gizemsel bir yerdeyiz sanki…
Casa Lavanda’nın bir başka ayırıcı özelliği de mutfağı! Doğanın ritmine uygun şekilde yetiştirdikleri bahçelerinden topladığı mahsüllerle hazırladıkları menüler kış ve yaz mevsimlerinde değişiyor. Makarnalar günlük yapılan ev makarnaları, porçini ve trüf mantarlarla bezeli tabaklar ve ekşi maya ekmekler harika; ağızda eriyor! Şarap kavları da gerçekten ideal. Her yemeğin lezzeti ve sunumundaki gizli imzanın sahibi ev sahibimiz şef Emre Şen’e ait! Yemyeşil vadiye bakan açık havada yemek yemek de bayağı bir keyifli oluyor tabii. Her masada bir vazo, içinde bir çiçek. Kentin telaşından fersah fersah uzakta, huzurlu bir atmosferdeyiz. Kış bahçesinde de şöminenin yanında oturup, renkli gün batımlarında lezzetli kokteyller içmek de tam biz keyfine düşkünlerin yapacağı hareket! İsli lavantalı aromanın tadı hâlâ damağımızda.
Evet sevgili okurlarımız; Casa Lavanda’ya gidiniz, sevgilinizle, sevdiğiniz insanlarla ya da neden olmasın tek başınıza ya da ardınızda bıraktığınız aşkınızın imgesiyle, kimle olursa olsun özenle yaratılmış bu mekânda ‘’hülya içinde’’ kalacaksınız…
3- Karinna Orman Köşkleri - Uludağ Bursa - https://www.kucukoteller.com.tr/cobankaya-orman-koskleri
Türkiye, havası ısındığında ayrı güzel, serinlediğinde ayrı..
Sonbahar esintili esintili geliyorken kapıya, kendimize birbirinden güzel rotalar hazırlamaya başladık.. Bursa Uludağsız bir rota da tabi ki düşünmedik..
Listemizdeki dağ evi favorilerimizden birinden bahsetmek istiyoruz şimdi size..
Karinna Orman Köşkleri
Dağ Evleri Uludağ’daki oteller bölgesine 700 m mesafede.. İçinde 21 otman evi bulunuyor. Köşklerin içinde mutfağı, salonu, yatak odaları ve banyo bulunuyor. Evlerin içini lüks bir tatta beklemeyin, daha çok dağ evi havası var içeride..
Yemekleri evinizde kendiniz yapıyorsunuz. Her şey mevcut, alın alışverişinizi gelin.
İçeride bulunan Karinna Kır Cafe de yemekli çeşitli organizasyonlar düzenlenebiliyor ama sorduk açık mı diye tadilattaymış. Kışın burada barbekü keyfi yapabilir yazın da bahçesinde zirvenin tadını çıkarabilirsiniz.
Ortam nezih. Orman içinde kışın kar manzaralarını seyrederek müthiş bir tatil geçirilir. Evler temiz, çok sıcak ve gayet düzenli. 5 üstünden 4 veririz. Erzaklarınızı alıp gidin. Çatal, bıçak, tencere vs her şey var. Banyoları kullanışlı. Yatakları konforlu. Dağda kalan insanlar sabah uyandıkları zaman 2.000 metre yükseklikteki oksijen seviyesi nedeniyle etkilenebiliyor ve bir de kar ve doğaya alışık olmalısınız zira dışarısı hep soğuk..Tedarikli gidin, keyif alırsınız.
Kayak bölgesi araba ile 2 dk mesafede.
Yakınlarında küçük bir market bulunuyor..
Aracınız ile gelirseniz park yerleri mevcut.
🐶 Evcil hayvan kabul ediliyor.
4- The Lake House, +12 - İznik Gölü Bursa - https://www.kucukoteller.com.tr/the-lake-house
İnsan doğayla ve kendisiyle baş başa olunca ferahlıyor, değil mi… Doğada her şey o kadar mutlu, zarif ve iç açıcı ki. Göğün hep şifa veren ılımanlığı, güneşli tepeler, havadar dağlar, çalılıklar, zeytin ağaçları, yararlı ormanlar, ineklerin yağlı ensesi, keçi-koyun sürüsünün hoş kokuları, su kaynakları, göller, bolca denizler ve çokça oksijen! Tabiat bizde olumlu etkisini göstermeye, şükürler olsun ki, devam ediyor.
Bu çok yalnız dünyada gezintilere çıkmak ve gördüğümüz manzaraları ruhumuza kazımak o kadar önemli ki bizim için. Ekimlerin en güzelinde İznik Gölü’ne giden yol da; gezintilerimizin en keyiflisi ve en hoşu. Göl ve kara, toprak ve sazlıklar, sonbahar alacasında berrak, sakin ve büyülü bir sükûnet içinde sanki…
İznik Gölü’nde çekici manzaralar hakikaten sayamayacağımız kadar çok. Bizi bazı şeyleri düşünmeye ve anlatmaya sevk edecek değerde hoş bir yerle karşılaşıyoruz burada. İznik Gölü boylarına oldukça güzel yerleşmiş The Lake House.
Şunu fark ediyoruz: altı ay önceki ilk kalışımızda bizi defalarca memnun eden ev sahipleri Yavuz Bey; iyi tesir etmiş olmalı ki ikinci defa geliyoruz The Lake House’a. Sakin, gözümüzü ve aklımızı okşayan manzaraya sahip Penthouse isimli odamızda bir de şömine var. Bütün gün romans yapmak alışkanlık haline geliyor burada. Bedensel engeli olanların da kullanımına uygun odaları bulunuyor. Penthouse dışında başka oda tipleri de var. Hepsinde stil bilinçli bir yaklaşım hakim ve oda genişlikleri 25-60 metrekare arasında.
İki gündür burada dolaşıp duruyoruz ve hep yeni, cazip bir şey çıkıyor karşımıza. Romalıların sıkı el işçiliği ve perspektif katan mimarisi ile Ayasofya Camii’yi derin dini tefekkür ile sindire sindire geziyoruz. Bu eseri görmeyen pişman olur. Akabinde Çiniciler Çarşısında paha biçilemez el işçilikleri ile dolu dükkanları dolaşıyoruz. İznik Çinisi, yüzyılların dalgasının tepesinde yolculuk eden bir başka zanaat.
Akşama doğru, geç bir saatte dönüyoruz otele. Mutfakları da çok başarılı. Kerevitli Linguine makarnanın tadı hâlâ damağımızda. Uzakdoğu menüleri de bir başka yazının konusu!
İnsan yerleşimi ile doğal habitat arasında kurulmuş denge bir istisna resmen The Lake House. 12 yaş ve üzeri çocuklu ailelerin de rahatlıkla konaklayabileceği bir ortama sahip. Burada manzarayı seyretmenin bizde uyandırdığı şeyi anlatmamız imkansız… Sanki sonsuz meyve verecekmiş gibi… Ağaçların oluşturduğu perdeler, çeşit çeşit daracık patika yollar var The Lake Hose’da. Yer değiştirdikçe değişen ardışık şeffaf katmanlardan oluşmuş manzarası, ömrümüzde gördüğümüz en özel bölgelerden oldu… Ve, gün doğarken çevre daha şairane hale geliyor. Sizin de çok hoşlanacağınıza eminiz sevgili okurlarımız…
5- Longosphere Glamping, İğneada Kırklareli - https://www.kucukoteller.com.tr/longosphere-glamping
Glamping kelime anlamı olarak "glamorous" yani (büyüleyici) ve "camping" yani (kamp yapmak) kelimelerinden oluşuyor. Yani konforundan vazgeçemeyenlerin doğa ile iç içe deneyim yaşama mekanı diyebiliriz.
Tesis o kadar iyi tasarlanmış ki, 100 dönüm alanda ihtiyacınız olan her şeyi mevcut; restoran, market, barbekü, havuz, piknik alanı, etkinlik, eğlence ve yürüyüş alanları…
Doğayla iç içe sessiz sakin bir yer. Denize 10 dk'lık mesafede, havuz tercih edenler için tesisin içinde ağaçların içinde bir havuz, odalar gördüğüm en temiz çadır tarzı odalardan. Doğanın içinde olmanızdan ötürü sinek ilacınızı mutlaka götürün. Etkinlik anlamında; tesiste bisiklet turu ve macera adası var. Çalışanları güler yüzlü ve sıcak kanlı insanlar. Serpme kahvaltıya göre kahvaltı çeşitleri artırılabilir. Çocuklu aileler için kaplumbağa çadır bungalovları öneririz kliması tuvaleti ve banyosu olduğu için. Hem de terasları mevcut. 4 kişiye kadar kalınabiliyor.
Diğer bir konaklama türü ise sincap çadır; üçgen çadır şeklinde odalar, hatta tavanda yattığınızda gökyüzünü görebileceğiniz küçük bir şeffaf kısım da yer alıyor. Ama bu çadırlarda WC ve banyo bulunmuyor, ortak alandakiler kullanılıyor. Her 6 çadıra o kadar WC Banyo mevcut, hiç kalabalık olmuyor ve sürekli temizleniyor. 3 kişiye kadar kalınabiliyor.
İğneada'ya geldiğinizde tesis içinde olduğu kadar dışında yapılacak bir çok aktivite bulunuyor:
-Tesis içinde yer alan Macera parkuru ( 1.30 m ve üstü çocuklar alınıyor )
-3400 hektarlık Longoz Ormanları'nda yürüyüş, rehberli olanı tercih edin.
-Mert Gölü'nde kano turu, kaçmaz bir deneyim. Ayrıca kumsaldaki kafesinde kahvenizi yudumlamak keyifli. Sahilde yürüyüş de yapabilirsiniz.
-Bir akşam yemeğini Roka Balık'ta yapın hatta akşam üstünden muhabbete başlayın.
- Bisiklet turları da keyifli, ama şu an 15adet bisiklet herkese yeterli değil. Biz kendi bisikletimizi götürdük rahat ettik.
- Piknik alanında mangal ve barbekü keyfi süper ve ince düşünülmüş, bu arada günübirlik almıyorlarmış tesise.
- Akşamları Yin Yang meydanında ateş başında oturma (Ama saat 20:00'den sonra çocuklar alınmıyor)
Şehirden kaçmak, stres atmak, bol bol oksijen almak ve hareket etmek, doğada zaman geçirmek istiyorsanız doğa ile iç içe ortam sunan Longosphere aradığınız o yer olabilir.