Karadeniz Bölgesi ve Yakın Çevresi Gezilecek Yerler
1 hafta önce 2.2K görüntülenme

Karadeniz Bölgesi ve Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Karadeniz Bölgesi, Türkiye’nin en kendine has coğrafyalarından biri. Karadeniz’e paralel uzanan dağları, yemyeşil ormanları ve sisli yaylalarıyla ilk bakışta bile farkını hissettiriyor. Denizi hırçın, insanı sıcak. Karadeniz’de gezerken bir köy evinde çay içip sohbet edebilir, sahil kasabalarında balık ekmek yiyebilir, yükseklerde serin havada yürüyüş yapabilirsiniz. Bu bölge sadece doğal güzellikleriyle değil, kültürel mirasıyla da dikkat çekiyor. Taş evlerle çevrili köyler, fındık bahçeleri, çay tarlaları arasında yol alırken geçmişle bugünün iç içe geçtiği bir hayat gözünüzün önünde açılıyor. Sümela Manastırı, Uzungöl, Ayder Yaylası gibi klasik durakların dışında daha az bilinen ama bir o kadar da etkileyici yerler de var. Karadeniz’in havası değişken ama tadı sabit. Sessizlik arayanlar için yaylalar, hareketli günler isteyenler için sahil şehirleri, fotoğraf tutkunları için sonsuz bir ilham kaynağı.

Amasya

Amasya, adı duyulduğunda bile insana bir dinginlik veren şehirlerden. Yeşilırmak'ın kıyısına kurulu, tarihiyle olduğu kadar doğasıyla da kendine has bir yeri var. Nehrin iki yanında yükselen eski evler, sadece güzel görünmekle kalmıyor, geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Hele o kayalara oyulmuş kral mezarları, zaman durmuş da sadece biz yürüyormuşuz gibi bir his veriyor. Burası abartıya kaçmadan, gösterişe ihtiyaç duymadan etkileyici olmayı başarıyor. Amasya’da yürürken her köşe başında tarihle karşılaşırsınız ama bu tarih sizi yormaz, sessizce eşlik eder. Osmanlı’dan kalan külliyeler, Selçuklu izleri, Harşena Kalesi’nden görünen şehir manzarası, hepsi iç içe geçmiş bir hafıza gibi. Bir de doğası var ki, anlatırken değil yaşarken anlaşılır. Borabay Gölü'nde sabah yürüyüşü yapmak, köy yollarını keşfetmek kalıcı anılar bırakıyor. Amasya’nın güzel yanı da bu zaten. Büyük laflar etmez ama geldiğinizde kalbinize sessizce yerleşir.

amasya Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Amasya'da Gezilecek Yerler 

Ortasından Yeşilırmak Nehri’nin geçtiği Amasya, yeşilin ve mavinin tonlarının harmanlandığı, Osmanlı döneminde de şehzadelerin eğitim gördüğü bir kent. Bu önemli konumu sayesinde de pek çok padişah, bilim adamı ve sanatçı yetiştiren kentte tarihi yapılar da bu yüzden oldukça fazla.

  • 416 km uzunluğu ile Türkiye’ nin en uzun ikinci nehri olan Yeşilırmak şehri şöyle bir ortadan ikiye bölmüş. Nehrin kenarındaki meşhur Yalıboyu Evleri tammm fotoğraflık ama sakın şarjınızı burada bitirmeyin! Bu evlerin bazıları restore edilmiş ve ziyarete açılmış. Bizim favorimiz Hazeranlar Konağı.
Sonra gidin gidin gidin köprüyü geçin, hemen karşınızda Amasya Kalesini, kalenin eteklerinde de Kral Kaya mezarlarını göreceksiniz. Tarihi yerleri seviyorsanız bu mezarların dışında bir de Aynalı Mağara var çevre yolu üzerinde, es geçmeyin.
  • Gidelim, iliğimiz kemiğimiz ısınsın derseniz Terziköy Kaplıcalarına uğrayabilirsiniz ya da havalar kendinden sıcak olsun o zaman gidelim derseniz doğa harikası, zümrüt yeşili Borabay Gölünü ziyaret edin.
  • Bunların dışında şehirde gezilecek oldukça çok camiler, medreseler bulunuyor.
Bizim diğer bir favorimiz Alçak Köprü’nün ayağındaki Şehzadeler Müzesi.
  • Irmak kenarında Strabon cafe , Şehir Lokali akşam için Eminefendi konağı, şehrin ışıklarının güzelliği Ali Kaya restaurant'ta, nehir kenarında kalınacak favori yer Uluhan otel ( Şehzadeler ya da Yeşilırmak odası) , Ferhat ile Şirin’e ait müzeyi de ziyaret etmeyi unutmayınız..
  • Şehir müzesini mutlaka gezin, şehzadelerimiz zamanında üniversitesi olan hanı ve camiyi görün, içindeki mini eski Amasya panoramasını gezin, gece Alikaya’ya çıkın, gündüz elişi sokağına gidin, ordu evinin karşısındaki köprünün arkasındaki eski Amasya mahallesini görün, yani diyeceğim tarihi an be an yaşayın gelmişken.

Amasya'da Konaklama ve Otel Önerileri: Önereceğim otellerde balkonunuzda ya da pencerenin kenarında kahvenizi yudumlarken tüm şehrin manzarası gözlerinizin önünde olacak.
Sarı Konak Hotel & Spa, 
Lalehan Otel,
 Emin Efendi Otel,
Uluhan Otel

Sarı Konak Hotel & Spa

Sarı Konak Hotel & Spa

  • Aynalı Mağaralar, Amasya Müzesi, Ferhat Su Kanalı, Taş Han, Vakıf Bedesten Kapalı Çarşı, Gök Medrese Camii, Gümüşlü Camii, Mehmet Paşa Camii, Büyük Ağa Medresesi bunlardan birkaçı. Ayrıca Hatuniye Mahallesi'ndeki eski Osmanlı evlerini de mutlaka görmelisiniz.

Tarihin ve doğanın kucağındaki kent Amasya’da gezinizin her günü dolu dolu geçecek eminim. İsterseniz hamamlarında ve kaplıcalarındaki şifalı sularında bir gün geçirerek yılın tüm yorgunluğunu atabilir ve sağlık depolayabilirsiniz.
  • Yedi kuğular Kuş Cenneti’nde farklı kuş türlerini gözlemleyebilirsiniz. Şehrin merkezinde vakit geçirmek isterseniz de bedesteni, çarşıyı gezip yöresel hediyelik eşyalar alabilir, ister merkezde isterseniz de Yeşilırmak kenarında güzel bir kahve molası verebilir, şehri dinlerken yorgunluğunuzu atabilirsiniz. 

Samsun

Samsun, Karadeniz’in kıyısına usulca yaslanmış, tarihi ve doğasıyla sizi içine çeken bir şehir. Burada denizle orman yan yana, şehir hayatıysa doğanın ritmini bozmadan akıyor. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı yer olması, Samsun’a sadece bir sahil kenti değil, aynı zamanda anlamı olan bir şehir kimliği kazandırıyor. Sabah sahilde yürüyüşe çıkanlarla dolu Atakum sahili, günün ilk ışıklarıyla denizi selamlıyor. Bir yanda mis gibi simit kokusu, diğer yanda martı sesleri. Şehrin kalbinde yer alan Cumhuriyet Meydanı, Bandırma Vapuru ve hemen yanı başındaki müzeler, buraya gelen herkesin yolunun bir şekilde düştüğü yerlerden. Biraz yukarı çıkınca Amisos Tepesi karşılıyor sizi. Ya teleferikle ya da patika yollardan hafif bir tırmanışla çıkılıyor. Yukarıdan bakınca Karadeniz uçsuz bucaksız görünüyor. Şehrin daha sakin köşelerinde ise Sevgi Gölü ya da Kızılırmak Deltası gibi yerler var. Göl kenarında yürümek, kuş sesleriyle dinlenmek, biraz yavaşlamak isteyenler için ideal.

samsun Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Samsun'da Gezilecek Yerler

Atamızın ayak basarak Milli mücadeleyi başlattığı, kilometrelerce uzanan sahil şeridi bir yana dursun, dağların zirvesine doğru yemyeşil yayları ile adeta yeşil ve mavi rengin her tonunu aynı karede göreceğin, Kızılırmak deltasında yüzbinlerce kuş türüne ev sahipliği yapan, sayamayacağım kadar doğal güzellikleri ile Karadeniz’in tarihi açıdan önemli şehri olan Samsun’da gezilecek yerleri şöyle bir sıralasam, ne dersin?

  • Bandırma Vapuru ve Millî Mücadele Parkı: 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı döneme ışık tutan bu açık hava müzesi. Müze salonlarındaki balmumu heykeller, Atatürk'ün özel eşyaları ve kabartma panolar derin bir tarihi atmosfer yaratıyor.
  • Onur Anıtı & İlkadım Anıtı: Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan bu sembolik anıtlar, Samsun’un modern Türkiye tarihindeki yerini yansıtıyor. Şehir merkezinde kısa bir yürüyüşle ulaşılabilecekleri için hem tarihi hem şehir gezisiyle bütünleşiyor.
  • Tütün İskelesi: Bandırma Vapuru’nun yanaştığı bu iskele, o ilk adımın atıldığı yer. Tarihi ve sembolik anlamı, doğrudan deniz kıyısında hissediliyor .
  • Gazi Müzesi & Kent Müzesi: Samsun’un geçmişine ışık tutan bu küçük fakat anlamlı müzelerde, Cumhuriyet dönemi belgeleri ve arkeolojik eserler yer alıyor. Kent Müzesi ayrıca bölgenin yerel yaşamını, geleneklerini samimi bir dille yansıtıyor .
  • Arkeoloji Müzesi: Yaklaşık Hitit’lerden bugüne uzanan buluntularla dolu bu müze, Anadolu’nun uzun tarihinde bir yolculuk.
  • Göğceli Camii: Taş işçiliği ve sade mimarisiyle gözü yormayan bu cami, ziyaret edenlere dingin bir atmosfer yaşatıyor.
  • Amazon Köyü: Efsanevi Amazon kadınlarına adanmış bu açık hava köyü, özgün maket ve sergilerle hem eğlendiren hem de düşündüren bir durak.
  • Asarkale Kral Kaya Mezarları: Bafra yakınlarındaki bu Helenistik döneme ait kaya mezarları, adeta kayalara gömülmüş tarih parçaları.
  • Tekkeköy Mağaraları: Yeraltı dünyasına meraklıysanız bu doğal mağaralar, eski yerleşim izleri ve serin atmosferiyle keşfetmeye değer.
  • Amisos Tepesi: Şehir merkezine yakın ama Göteborg gibi kalabalıktan uzak, tepeye çıktığınızda gözleriniz Karadeniz’in mavisine dalıyor .
  • Şahinkaya Kanyonu: Dar kaya geçitleri ve su sesiyle adeta doğal bir huzur alanı. Birkaç saat ayırmak yeterli.
  • Nebiyan Dağı: Orman yolları ve serin yayla havasıyla şehirden kaçanlar için kurtarıcı bir rota.
  • Ladik Yaylası & Balık Gölü: Yayla yürüyüşü yapanlar için rota içinde saklı bir göl keyfi.
  • Kızılırmak Deltası & Bafra Kuş Cenneti: Kuş gözlemciler için gerçek bir cennet. Fotoğraf makineleri ve dürbünle gitmek şart.
  • Kabaceviz Şelaleleri: Ormanın içinde dinlendirici su seslerine kulak vermek istiyorsanız, kısa yürüyüşle ulaşabilirsiniz.
  • Galeriç Longoz Ormanı: Suya yakın ağaçların gölgesinde yürümek, nefes almak için ideal.
  • Bayraktepe Tabiat Parkı: Karadeniz manzarasına karşı doğayla baş başa zaman geçirmek hem de piknik için uygun.

Samsun’da Yapılacak Şeyler

  • Atakum Sahili’nde günü batır.
  • Çiftlik Caddesi’nde kalabalığa karış.
  • Atatürk Parkı’nda soluklan.
  • Adapark’ta yürüyüş yap.
  • Cumhuriyet Meydanı’nda dolaş.
  • Teleferikle şehri kuşbakışı izle.
  • Yazın mavi bayraklı plajlarında yüz; Fener, İnci, Mert, Huzur, Geyikkoşan, Gümenez, Atakum en popülerleri.
  • Sonbaharda Simenit Gölü’nde bol bol fotoğraf çek.
  • Havza kaplıcalarında şifa bul.
  • Çamgölü Tabiat Parkı’nda piknik yap.
  • Kışın Ladik kayak merkezinde kızakla kay.
  • Türkiye’nin en büyük ikinci kanyonunda tekne turu yap. 

Bartın

Adını, kentin kenarındaki Bartın Çayı'ndan almış. Çayın antik çağlardaki adı Parthenios'muş. İlk çağlardan bu zaman çeşitli medeniyetler tarafından el değiştirmiş ve en son Türkler buraya Bartın demişler. Bartın, küçük ve şirin bir kent. Ama bu durum aradığınız şeyleri bulmanıza engel değil. Karadeniz'in batısında da olsa havasını fazlasıyla yansıtıyor. Yemyeşil yaylaları, milli parkları, denizi, ormanları ile tam bir Karadeniz şehri. Tarihi ve kültürüyle de sizi etkileyen bir şehir. Şehrin en özel ve turistik beldesi Amasra'dır. Amasra, muhteşem bir koy. Sırtını dayadığı yemyeşil ormanların maviyle buluştuğu noktaya kurulmuş. Gittiğinizde mutlaka Amasra'da da bir iki gece konaklayın. Buradaki Ağlayan Ağaç görülmesi gereken bir yer. Çoğu deniz kenarında veya şehrin merkezinde konumlanmış. Konforunuz ve huzurunuz için her şeyi sunuyorlar. Bartın özellikle haftasonları için güzel bir kaçamak. Sevgilinizle ya da yakın dostlarınızla hem dinleneceğiniz hem de turist kalabalıklarından uzakta olduğu için huzur bulacağınız bir kent. Sizin için çektiğimiz birkaç fotoğraf belki sizi cesaretlendirebilir, güzel bir Bartın gezisi için. Bartın'a ya da Amasra'ya geldiğinizde dünya ile bağlantınızı kesmenizi, günlük hayatın ve iş yaşamının stresini bir kenara bırakmanızı tavsiye ederiz.

amasra bartın Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Amasra

Batı Karadeniz'in en güzel yeri. 'Dünyanın gözü' olarak biliniyor, sessiz bir hafta sonu için tam zamanı... Amasra yeşil doğası, mavilikleri ve huzurlu atmosferiyle sıcak bir liman kenti. Fatih Sultan Mehmet'in gördüğünde "Lala, Lala, Çeşm-i Cihan (dünyanın gözü) bu mu ola?" diyerek hayran olduğu Amasra, patika yolları, tarih kokan sokakları ve mağaralarıyla hafta sonu için oldukça ideal bir yöre. Peki, Fatih Sultan Mehmet'in bile övdüğü bu güzel ilçemizde hangi lezzetleri tatmalı, nereleri gezmeli? Sizin için çok güzel bir Amasra gezi rehberi hazırladık. Batı Karadeniz'in ve Bartın'ın şirin ilçelerinden Amasra, yemyeşil doğası ve doğal güzellikleriyle bölgenin incisi konumunda. Bu nedenle hafta sonu gezilerinin en ideal rotalarından biri. Ufak bir yer olsa da 1942 yılında Türkiye'nin ilk turizm beldesi olma özelliğini taşıyor. Amasra özellikle dönemin ünlü siyasi isimleri ve sanatçılarının vazgeçilmez yazlığıymış. İsmet İnönü'den, Zeki Müren'e kadar birçok isim için önemliydi… Hatta Fatih Sultan Mehmet, 'dünyanın gözü' olarak nitelendirir Amasra'yı. Balığa ve özel yapım salatasına, mis gibi havasını da ekleyerek adeta sizi kendine çeken bu sevimli ilçe keyifli ve samimi bir sahil kasabası olarak size huzur bulacağınız harika bir atmosfer sunuyor.
Bunula birlikte Amasra 3 bin yıllık bir tarihe sahip. Farklı balık restoranları, tarihi yerleri, yerel sanat objeleri ve minik pansiyonlarıyla tam bir dinlenme ve huzur noktası. Ankara'dan özel araçla dört saat, İstanbul'dan ise yaklaşık beş-altı saat mesafede yol alınabiliyor. Dopdolu bir hafta sonu kaçamağı için en doğru adres.

Amasra'da Gezilecek Yerler

Öncelikle Küçük Liman'daki çay bahçelerinde çayınızı kahvenizi içip manzaranın tadını çıkarmalısınız. Bu bölge özellikle gündüzleri kadar akşamları da keyifli ve eğlenceli. Özellikle gün batımını seyretmek istiyorsanız burası çok ideal bir yer. Harika fotoğraflar çekeceksiniz. Sonraki durağınız ise Küçük Liman'daki 'Direkli Kaya' olmalı bizce. Eskiden Kraliçe Amatris'in deniz hamamı olan bu antik havuz, mermer iskelesi ve kayaya oyulmuş basamaklarıyla görülmeye değer. Tarihe meraklıysanız, Amasra'da bu konuda birçok mekan bulunmakta. Amasra Arkeoloji Müzesi bunların başında geliyor. Müzede Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlı eserlerini görebilirsiniz. Amasra Kalesi ise ilçenin simgelerinden. Tarihi Bizanslılara kadar dayansa da kale sonrasında Osmanlılar tarafından fethedilip onarılmış. Sormagir ve Zindan adında iki bölümden oluşan bu kalede beldenin hoş manzarasını seyre dalabilir ve bolca fotoğraf çekebilirsiniz. Kuş Kayası Anıtı da meşhur yerlerden. Milattan sonraki yüzyıllarda kayalar oyularak yapılan bu şaheser Amasra'ya giderken yol üzerinde dinlenme noktası olarak kullanılıyormuş. Yeşilin her tonunu görebileceğiniz bu yol anıtında durarak soluklanmak oldukça iyi fikir. Ayrıca Amasra-Çakraz arasında yaklaşık 120 adet mağara bulunuyor. Bunlar arasında en ünlüsü olan Gürcüoluk Mağarası'nda eski çağlardan izler bulabilirsiniz. Şehrin diğer sembollerinden devam edecek olursak Amasra Kalesi'nin hemen yanı başında bulunan Çekiciler Çarşısı çıkar karşımıza. Amasra'ya özgü el işi, tel kırma ve ağaç işçiliği objelerini bulabileceğiniz hediyelik eşyalarla dolu bir çarşı. Rengârenk stantlarda adeta kendinizi kaybedeceğiniz bu çarşıda ayrıca ayaküstü yöresel lezzetlerin de tadına bakabilirsiniz. Amasra'da sadece bunlar yok tabi ki. Doğal Güzellikler de hayli fazla. Doğayla iç içe birkaç saat geçirmek için yolunuzu Göldere Şelalesi'ne düşürmelisiniz. Yaz aylarında buz gibi akan suyuyla oldukça ferah bir ortama sahip olan bu şelale kışın da görsel açıdan size çok güzel kareler sunacak. Amasra'da görülmesi gereken doğal güzelliklerden birisi. 

Trabzon

Trabzon, Karadeniz’in en karakterli şehirlerinden biri. Denizle dağların iç içe geçtiği bu şehirde, bir yanda yeşilin her tonu, diğer yanda yüzyılların izini taşıyan yapılar var. Sabahları Boztepe'den çay içerek güne başlamak, akşam üzeri Ayasofya’nın gölgesinde oturmak burada sıradan bir günün parçası. Tarihle doğanın birbirine karıştığı yerlerden biri Trabzon. Sümela Manastırı'nın kayalara tutunan görkemi, Uzungöl’de sabah sisi, Atatürk Köşkü’nün nostaljik havası, bu şehrin farklı yüzlerini gösteriyor. Ne kısa bir gezide bitirilebilir ne de bir defa gidilip dönülür. Trabzon, her ziyaretinizde farklı bir yanını açar insana.

trabzon Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Trabzon Gezilecek Yerler

Hagia Sophia Müzesi: Trabzon'un simgelerinden biri olan bu müze, 13. yüzyılda yapılmış olan ve Bizans döneminden kalma bir kilise. Hagia Sophia, Orta Çağ döneminde önemli bir dini merkezdi ve şehrin Hristiyan topluluğunun merkezi olarak hizmet vermekteydi. Yapı, Bizans dönemine ait mimari özellikleriyle dikkat çekiyor. Özellikle iç mekanındaki freskler ve mozaikler, Bizans dönemi sanatının önemli örneklerinden. Mimari güzelliği ve tarihi önemiyle ziyaretçilerin uğrak noktalarından.

Trabzon Kalesi: Şehrin tarih boyunca önemli savunma noktalarından biri olan kale, bugün şehrin en önemli simgelerinden biri. Şehrin tarih boyunca önemli bir savunma noktası olan bu kale, şehir merkezinde yüksek bir tepe üzerinde yer alıyor ve muhteşem bir deniz manzarasına sahip. Kale, çeşitli dönemlerde farklı medeniyetler tarafından da kullanılmış. Kaleyi ziyaret ederek tarihi ve mimari güzelliklerini keşfedebilir, muhteşem deniz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Uzungöl: Trabzon'un en ünlü doğal güzelliklerinden biri olan Uzungöl, muhteşem bir krater gölü. Uzungöl, yemyeşil ormanlarla çevrili, berrak ve serin sularıyla görenleri adeta büyülüyor. Yüksek dağların eteklerinde yer alan bu doğal göl, ışığın yansımasıyla değişen renkleriyle göz kamaştırıyor. Özellikle sonbaharda, göl çevresindeki ağaçlar sarı ve kızıl tonlara bürünerek, muhteşem bir manzaraya sahip. Göl çevresinde yürüyüş yapabilir, temiz havanın tadını çıkarabilir ve eşsiz fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz.

Sümela Manastırı: Maçka ilçesinde yer alan bu manastır, bir kaya yüzeyine oyulmuş ve doğal bir peyzaj içinde yer alıyor. Manastır, kaya üzerine oyulmuş bir ana kilise, şapeller, hücreler, kütüphane ve misafirhane gibi birçok yapıdan oluşuyor. Yapıların içi fresklerle süslenmiş ve Bizans dönemi sanatının önemli örneklerini barındırıyor. Sümela Manastırı, hem mimari hem de sanatsal açıdan büyük bir değere sahip,

Atatürk Köşkü: Trabzon'un Akçaabat ilçesinde yer alan bu köşk, Mustafa Kemal Atatürk'ün Trabzon ziyaretleri sırasında konakladığı tarihi bir yapı. Bugün müze olarak ziyaret edilebiliyor.Köşk, geleneksel Trabzon evi mimarisini yansıtıyor. Ziyaretçiler, köşkü ziyaret ederek Atatürk'ün Trabzon ziyaretlerine dair bilgi edinebilir, yaşadığı döneme ait eşyaları ve objeleri görebilir. Ayrıca, köşkün bulunduğu bahçede dinlenip, Karadeniz'in manzarasını seyredebilir.

Boztepe: Şehrin merkezine hakim bir tepede bulunan Boztepe, muhteşem bir şehir manzarası sunuyor. Boztepe'ye geldiğinizde şehir manzarasını seyredebilir ve fotoğraf çekebilirsiniz.. Özellikle gün batımı veya gün doğumu saatlerinde burada olmak, nefes kesici. Şehrin ışıklarıyla süslenmiş manzara, izleyenleri adeta büyülüyor.

Trabzon Müzesi: Şehrin tarihini ve kültürel mirasını sergileyen bu müze, zengin bir koleksiyona sahip. Etnografik eserler, arkeolojik buluntular ve sanat eserleri burada bulunuyor.

Trabzon'da Nerede Ne Yenir?

Trabzon’un mutfağı, tıpkı doğası gibi kendine has ve doyurucu. Yolunuz bu şehre düştüğünde ilk dikkat çeken şeylerden biri, yemeklerin sadeliğiyle derinleşen lezzeti olur. Trabzon pidesi, incecik açılmış hamur, tam kıvamında pişmiş bol malzeme; kimi zaman kıymalı, kimi zaman peynirli ya da üzerine yumurta kırılmış haliyle geliyor sofraya. Akçaabat, Beşikdüzü ya da Vakfıkebir’de bu işi yıllardır ustalıkla yapan fırınlar var. Bir başka meşhur lezzet, Akçaabat köftesi. Sade malzemelerle ama ustalıkla yoğrulmuş bu köfte, yanında gelen acılı ezme, közlenmiş biber ve yoğurtla birleşince tam bir öğüne dönüşüyor. Nihat Usta, Cemil Usta gibi isimler bu köftenin hakkını veren yerlerden. Tatlı arayanlar içinse Laz böreği öne çıkıyor. Adı börek ama kendisi tam anlamıyla tatlı, yufkalar arasında gizlenmiş yumuşacık bir muhallebi ve üzerine serpilen incecik şerbetle birlikte. Trabzon, hamsisiz düşünülmez. Hamsi buğulaması, tavası ya da pilavı derken her mevsim sofrada farklı bir haliyle yer alıyor. Özellikle Hamsiköy’deki balık restoranlarında taze hamsinin tadı bir başka. Yine Karadeniz’in simgelerinden biri olan kara lahana, çorbası ve sarmasıyla mutfakta sıkça kendine yer buluyor. Merkezdeki küçük esnaf lokantalarında ya da Çarşıbaşı tarafında bu lezzeti en sade ve en samimi haliyle bulmak mümkün. Ekmeği bile kendine özgü Trabzon’un. Vakfıkebir ekmeği, dışı çıtır çıtır, içi yumuşacık yapısıyla neredeyse bir başına doyurucu. Şehirdeki birçok fırında hala taş fırınlarda pişiriliyor. Tatlı olarak Hamsiköy sütlacı, şehirle neredeyse özdeşleşmiş. Az malzemeyle yapılan ama damakta kalıcı bir tat bırakan bu tatlıyı Hamsiköy’de tatmak başka bir keyif. Kuymağı söylemeden geçek olmaz. Kimileri mıhlama der, kimileri kuymak. Mısır unu, tereyağı ve Trabzon peyniriyle yapılan bu yoğun, sıcak lezzet kahvaltılarda sofrayı şenlendirir. Kalkanoğlu Pilavcısı gibi tarihi lokantalar bu yemeğin en güzel örneklerini sunar. Kahvaltıda bir başka yöresel tat da kaygana. Omleti andıran ama yöreye özgü haliyle pişirilen bu yemek, özellikle sabah sofralarında hem doyurucu hem tanıdık bir başlangıç. Trabzon’un mutfağı ne çok abartıya ihtiyaç duyar ne de aşırı sunumlara. Malzeme iyi, ustalık yerindeyse, her şey zaten yerli yerindedir.

Ordu

Karadeniz'in yeşilin ve mavinin buluşma noktası olduğu Ordu, eşsiz doğal güzellikleriyle büyüleyen bir şehir. Doğasıyla, yaylalarıyla, tarihi yapılarıyla ve kendine özgü lezzetleriyle Ordu, her mevsim ziyaretçilerini cezbetmeye devam ediyor. Boztepe'den şehri seyretmek, Perşembe Yaylası'nda doğayla iç içe olmak, Çambaşı Yaylası'nda temiz havanın tadını çıkarmak Ordu'da yapabileceğiniz aktivitelerden. Siz de Ordu'yu keşfetmeye ve bu büyülü şehrin güzelliklerini yaşamaya hazır mısınız? Deniz turizmi ile Orta Karadeniz’in en gözde şehirlerinden olan Ordu, upuzun sahil şeridi ile de gittikçe artan turizm potansiyeline sahip.
Ordu yemyeşil ormanları, yaylaları yanında masmavi denizi ile son yıllarda Karadeniz’in en çok tercih edilen merkezlerinden. Turizm potansiyeli oldukça geniş olan Ordu’da yayla turizmi, deniz turizmi ve yamaç paraşütü gibi etkinlikler için olanaklar da var.

ordu Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Ordu’da Gezilecek Yerler

  • Ordu’ya geldiğinizde merkezde yer alan Ordu Müzesi’ni ve Etnografya Müzesi’ni gezebilirsiniz. Paşaoğlu Konağı’na ve Taşbaşı Kültür Merkezi’ne gidebilirsiniz. Kurul Kayası Yerleşmesi’ni görebilir ya da Eski Cezaevi’ni (kilise) gezebilirsiniz.

    Doğal ve Arkeolojik sit alanı olan Yason Burnu’nu görebilirsiniz. Ana kayanın oyulması ile oluşan yolu ve su sarnıcını görmelisiniz. Üstelik burası son zamanlarda sadece yerli değil, yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. 


  • Ordu’nun doğal güzelliklerini görmek için deniz kenarına ve yaylalara gidebilirsiniz. Çambaşı Yaylası, Turnasuyu Vadisi, Asarkaya Milli Parkı, Hoynat Adası’na gidebilirsiniz. Ege ve Akdeniz kıyılarını aratmayan güzellikteki Hoynat Plajı’nda sabahın erken saatlerinde denize girin.


  • Ordu’da Atik İbrahim Paşa Camisi’ni görebilirsiniz. Sarmaşık Kaplıcası’na gidebilir ve sağlık bulabilirsiniz. Ünye ilçesinde bulunan ve Osmanlı’daki pek çok kadı’nın yetiştiği yer olarak bilinen Kadılar Yokuşu’nu görebilirsiniz. 


  • Bolaman Kalesi, Gölköy Kalesi ve Ünye Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Deniz turizmi ile de ön plana çıkan Ordu’nun plajlarını gezebilirsiniz. Mavi Dünya Plajı, Efirli Plajı gibi plajlarda denizin ve güneşin tadını çıkarabilirsiniz.


  • Mutlaka gitmeniz gereken diğer yerler ise kesinlikle Aybastı Perşembe Yaylası. Menderesleri görüntüsü inanılmaz. Yaylaya giderken yol üstünde Çamaş Kanyonu’na da uğrayabilirsiniz.
 Çiseli Şelalesi, Yeşilce Beldesi, Uzundere Şelalesi, Kabakdağ Köyü görülecek diğer yerler. 
    Perşembe yaylası ve orada olan ilk Türk boyu olan çepni türklerinin mezar yerleri de ayrı bir lokasyon.
  • Dalga sörfü yapilabilen Perşembe'deki Çaka Plajinda sörf yapın. Plaja 5 dakika yürüme mesafesindeki @mellow.turkey isteyenler için sörf dersleri veriyor.

Ordu'da Nerede, Ne Yenir?

  1. Kahvaltı için Dolunay'daki Fatsali hunkar restoran'in denize nazir iskelesi keyifli. Ayrıca şehir merkezindeki şubelerinde meshur pidelerinin de tadina bakın mutlaka.
  2. Akşam denizin hemen dibinde, rakı-balk veya keyifli bir akşam yemegi yemeği için Dolunay'daki Rihtim Lounge' tavsiye ederiz.
  3. Dana incikle yapilan Karadeniz usülü haslamanin tadina Istasyon fatsa'da bakin deriz.
  4. Paris kafelerine benzer @kybeleorducikolata'da kahve ve çikolata keyfi yapin.
  5. Vonali Celal'de lezzetli hamsilerinin tadina bakin.

Rize

Rize, Karadeniz’in en yeşil yüzlerinden biri. Buraya geldiğinizde ilk fark ettiğiniz şey doğanın her yeri sarıp sarmaladığı o içten sakinlik oluyor. Şehir merkezinde yürürken bile uzakta bir yerlerde çağlayan dere sesi ya da bir yayla evinden sızan soba kokusunu duyumsuyorsunuz. Burası aceleye gelmez. Rize’de zaman yavaş akar ama yaşadığınız anları dolu dolu hissettirir. Kale manzarasıyla güne başlarsınız, Ayder’in temiz havasıyla yenilenirsiniz, bir yayla yolculuğunda sisin içinde yürürsünüz. Zilkale gibi köklü bir geçmişi olan taş yapılarda durur, çay tarlalarının arasında yürürken küçük bir köy kahvesinde soluklanırsınız. Belki o sırada biri size kendi demlediği çayı uzatır. Rize, hem doğası hem insanıyla sıcaktır. Gösteriş peşinde değil, ama etkileyicidir. Özüyle, suyu gibi berrak ve gerçek bir Karadeniz şehridir.

rize Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

 

Ayder Yaylası: Rize'nin en ünlü turistik noktalarından biri. Muhteşem doğası, kaplıcaları ve yayla evleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Burada doğa yürüyüşleri yapabilir, kaplıcaların keyfini çıkarabilir ve yayla kültürünü yakından tanıyabilirsiniz.

Fırtına Vadisi: Rize'nin Ardeşen ilçesinde yer alıyor ve rafting tutkunlarının gözdesi. Burada Fırtına Deresi'nde rafting yapabilir, vadinin yemyeşil doğasında trekking ve kamping gibi aktivitelerle doğayla iç içe vakit geçirebilirsiniz.

Zil Kale: Fırtına Vadisi'nde, sarp bir kayalığın üzerine inşa edilmiş tarihi bir kale. 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu kale, ziyaretçilerine etkileyici bir manzara sunuyor. Kale, hem tarih hem de doğa tutkunları için ideal bir yer.

Pokut Yaylası: Bulutların üzerinde yer alan, eşsiz manzaralara sahip bir yayla. Yaylada bulunan ahşap evler ve çevresindeki doğa, fotoğraf çekmeyi sevenler için muhteşem kareler sunuyor. Ayrıca yayla yürüyüşleri yaparak bölgenin doğal güzelliklerini keşfedebilirsiniz.

Anzer Yaylası: Anzer balının üretildiği yer. Bu yaylada doğal güzelliklerin tadını çıkarabilir, yöresel ürünler satın alabilir ve temiz hava eşliğinde dinlenebilirsiniz. Anzer balı, bölgenin en özel lezzetlerinden biridir ve mutlaka denemelisiniz.

Rize Kalesi: Rize şehir merkezinde yer alan Rize Kalesi, şehrin tarihi dokusunu keşfetmek isteyenler için ideal bir yer. Kale, Bizans döneminden kalma surları ve muhteşem şehir manzarasıyla ziyaretçilerine tarih ve doğanın iç içe geçtiği br deneyim sunuyor.

Çamlıhemşin: Rize'nin doğal güzellikleriyle ünlü bir ilçesi. Burada yer alan tarihi taş köprüler, kemer köprüler ve yaylalar, ziyaretçilerine adeta bir kartpostal manzarasıyla büyülüyor. Fotoğraf makinenizi mutlaka yanınıza alın bu anları kaydetmek isteyeceksiniz. Ayrıca bölgedeki otantik köyleri ziyaret ederek, yöresel kültürü yakından tanıyabilirsiniz.

Ovit Yaylası: Rize'nin İkizdere ilçesinde yer alıyor ve Türkiye'nin en yüksek yaylalarından biri. Yaylada, karadeniz florasının zenginliğini keşfedebilir ve serin yayla havasında yürüyüşler yapabilirsiniz. Kış aylarında ise yayla, kar sporları için ideal bir yer.

Kaçkar Dağları Milli Parkı: Kaçkar Dağları Milli Parkı, doğa yürüyüşleri, dağcılık ve kamping için mükemmel bir bölge. Türkiye'nin en yüksek dördüncü zirvesi olan Kaçkar Dağı da burada bulunuyor. Milli park, bitki örtüsü ve yaban hayatı açısından oldukça zengin.

Palovit Şelalesi: Rize'nin en görkemli şelalelerinden biri. 15 metre yüksekten dökülen şelale, özellikle yaz aylarında serinlemek için harika bir yer. 

Rize'de Nerede Ne Yenir?

Rize mutfağı sade ama unutulmaz tatlarla dolu. Bir lokantanın camına asılmış buharla yazılmış menüde bile size evdeymişsiniz hissi verir. Tatlı bir şey mi yemek isterseniz, Laz böreğini deneyebilirsiniz. Baklava yufkalarının arasında gizlenmiş, hafif limonlu bir muhallebiyle hazırlanıyor. Lale Lokantası'nda çayla birlikte sipariş etmenizi öneririm çünkü burada yapılan hali tam kıvamında. Aklınız etliyse, Rize kavurması çok iddialı. Liman Lokantası’nda yıllardır aynı tarifle hazırlanıyor ve o baharat kokusu daha kapıdan girerken hissediliyor. Sabahları, özellikle kahvaltıda sıcacık bir muhlama yemek isterseniz, bol tereyağlı ve uzadıkça uzayan peyniriyle Sini Lokantası sizi mutlu eder. Bu toprakların klasiklerinden biridir, sade ama lezzetli. Karalahana sarması ise başka bir hikaye. İç harcına kıyma katılmış, ince ince sarılmış, limonla servis edilen bu yemek Çayeli Lahana Sarma Evi’nde tam yerinde yenmeli. Rize’de yemeğin yanında konuşulanlar da lezzetin bir parçasıdır. Belki bu yüzden o sofralarda zaman geçmek bilmez. Rize deyince balla yapılan bir kahvaltıyı da unutmamak gerek. Anzer balı, sadece lezzetiyle değil, doğadan geldiğini her lokmada hatırlatmasıyla da özel. Anzer Köyü’ne yolunuz düşerse, bu balı yerinde tatmak en doğrusu. Bir balıkçıda hamsi tava sipariş etmek, Rize’de yapılacak en sade ama doyurucu şeylerden biri. Balıkçı Hüseyin, çıtır çıtır kızartılmış taptaze hamsiyi limonla buluşturmayı iyi biliyor. Yanına turşu kavurması eklerseniz, o öğün uzun süre unutulmaz. Osman Usta'nın yeri bu konuda epey iddialı. İkizdere tarafına geçerseniz, tereyağlı pidenin kokusu sizi bir yerde durduracaktır zaten. Odun fırınında hafif yanmış kenarlarıyla gelen bu pideyi bölüşmek, karnınız kadar kalbinizi de doyurur. Rize’de yedikleriniz yalnızca yemek değildir. Buralarda her tabakta biraz sohbet, biraz manzara ve biraz da geçmişin hikayesi var.

Artvin

Karadeniz'in yemyeşil doğasıyla kucaklaşmak, macera dolu patikalarda yürümek ve tarih kokan köylerde huzuru bulmak isteyenler için Artvin, adeta bir cennet. Türkiye'nin kuzeydoğu köşesinde, Gürcistan sınırında yer alan bu büyüleyici şehir, zengin kültürel mirası ve muhteşem doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Dağların zirvesindeki yaylalardan, derin vadilerde akan nehirlerine kadar Artvin, doğaseverler ve maceraperestler için sayısız keşif fırsatı sunuyor. Her köşesi ayrı bir güzellik barındıran bu şehirde, zamanın durduğunu ve doğanın ruhunuzu sardığını hissedeceksiniz.

artvin Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Artvin Gezilecek Yerler

Karagöl-Sahara Milli Parkı: Karagöl, Borçka ilçesinde yer alan ve yemyeşil ormanlarla çevrili bir göl. Sahara Yaylası ise Şavşat ilçesinde bulunuyor ve özellikle yayla şenlikleriyle ünlü. Milli park, doğa yürüyüşleri, kamp ve piknik için ideal bir yer.

Macahel (Camili) Bölgesi: Macahel, biyosfer rezerv alanı olarak UNESCO tarafından kabul edilmiş, eşsiz doğal güzelliklere sahip bir bölge. Gürcistan sınırında yer alan bu bölge, zengin flora ve faunası, geleneksel ahşap evleri ve otantik yaşam tarzıyla dikkat çekiyor.

Çoruh Nehri: Çoruh Nehri, dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri ve rafting tutkunları için popüler bir yer. Nehir boyunca düzenlenen rafting turları, heyecan ve adrenalin dolu bir deneyim yaşatıyor.

Karçal Dağları: Karçal Dağları, dağcılık ve trekking tutkunları için muhteşem manzaralar ve zorlu parkurları bulunuyor. Dağların zirvesinden görülen manzaralar, özellikle fotoğraf meraklıları için unutulmaz anlar yaşatıyor.

Şavşat Karagöl: Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl, ormanlarla çevrili huzur dolu bir göl. Göl çevresinde yürüyüş yapabilir, balık tutabilir veya piknik yapabilirsiniz.

Mençuna Şelalesi: Arhavi ilçesinde yer alan Mençuna Şelalesi, bölgenin en etkileyici doğal güzelliklerinden biri. Şelaleye ulaşmak için kısa bir doğa yürüyüşü yapmanız gerekebilir. Şelalenin serin suları ve çevresindeki doğa, ziyaretçilere adeta huzur veriyor.

Barhal Kilisesi: Yusufeli ilçesinin Altıparmak Köyü'nde bulunan Barhal Kilisesi, 10. yüzyıldan kalma tarihi bir yapı. Günümüzde cami olarak kullanılan bu kilise, bölgenin zengin tarihini yansıtıyor.

Dolishane Kilisesi: Dolishane Kilisesi, Artvin merkezine 15 km uzaklıkta yer alıyor ve 10. yüzyılda inşa edilmiş bir yapı. Gürcü mimarisinin güzel örneklerinden biri olan kilise, günümüzde cami olarak kullanılıyor.

Atatepe: Artvin şehir merkezine yakın bir konumda bulunan Atatepe, Türkiye'nin en büyük Atatürk heykeline ev sahipliği yapıyor. Tepeye çıktığınızda Artvin’in eşsiz manzarasını izleyebilir ve muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.

Cehennem Deresi Kanyonu: Yusufeli ilçesinde yer alan Cehennem Deresi Kanyonu, Türkiye’nin en dar kanyonlarından biri. Doğa yürüyüşü ve macera severler için mükemmel bir yer.

Kafkasör Yaylası: Artvin merkeze yaklaşık 10 km uzaklıkta yer alan Kafkasör Yaylası, her yıl düzenlenen boğa güreşleriyle ünlü. Yaylanın temiz havası ve doğal güzellikleri, ziyaretçilere huzur dolu anlar sunuyor.

Maral Şelalesi: Macahel bölgesinde yer alan Maral Şelalesi, yaklaşık 63 metre yükseklikten dökülüyor ve bölgenin en etkileyici şelalelerinden biri. 

Artvin'de Nerede Ne Yenir?

Karadeniz mutfağında sabah kahvaltıları da akşam yemekleri kadar özenli hazırlanır. Rize ve çevresinde güne kaygana ile başlamak bir gelenek gibidir. Un, yumurta ve sütle yapılan bu basit ama lezzetli omlet türü, yörede sıklıkla sofraya gelir. Doğa Restoran’da, kaygananın bol yeşillikli ve taze pişmiş halini bulmak mümkün. Sabahın serinliğinde sıcak çayla birlikte sunulan bir tabak kaygana, güne iyi başlamanın yollarından biri. Biraz daha alışılmışın dışında bir kahvaltılık arayanlar için çılbır da güzel bir seçenektir. Poşe yumurtanın yoğurt ve kızgın tereyağında buluşmasıyla ortaya çıkan bu yemek, sade gibi görünür ama tadı güçlüdür. İkizdere’deki Lezzet Durakları’ndan birinde, özellikle sabah saatlerinde hazırlanmış bir çılbır tabağı, yöre insanının yemeğe verdiği önemi açıkça gösterir. Öğle ya da akşam saatlerinde ise sofralarda daha doyurucu yemekler olur. Kaburga dolması bunlardan biridir. Uzun uzun pişen etin içine pirinç, baharat ve biraz da el lezzeti girince ortaya bol aromalı, yoğun bir yemek çıkar. Pınarbaşı Et Lokantası bu konuda yıllardır beğeni toplar. Bu yemeğin servisi kadar hazırlığı da gelenekseldir.

Sinop

Sinop, Karadeniz’in en sakin köşelerinden biri. Gürültüden uzak, doğayla iç içe bir şehir. Uçsuz bucaksız mavilikler, yumuşak rüzgârlar ve yüzyılların izini taşıyan yapılarla çevrili. Sokaklarında yürürken zamanın yavaşladığını hissediyorsunuz. Ne bir şey için acele eden var, ne de bir şeyleri kaçırma telaşı. Kale surları kıyıya paralel uzanıyor, denize bakan cezaevi ise geçmişin ağır hikâyelerini taşıyor. Hamsilos Koyu'nda yürürken çam ağaçlarının kokusu karışıyor tuzlu havaya. İnceburun Feneri’nde gözünüz ufukta, içiniz dalgalarda kayboluyor. Tatlıca Şelaleleri’nde serin bir yürüyüşe çıkmak ya da Şahin Tepesi’nde şehri tepeden izlemek, doğayla baş başa kalmak isteyen herkes için iyi bir fikir. Sinop, küçük gibi görünse de içinde büyük bir huzur taşıyor. Gezdikçe açılan bir kitap gibi, sade ama derin. Burada geçen zaman insana iyi geliyor.

sinop Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Sinop Gezilecek Yerler

Hamsilos Koyu: Hamsilos Koyu, Türkiye'nin tek fiyordu olarak biliniyor. Burası, doğanın huzur veren güzelliklerini keşfetmek için ideal bir yer. Yeşil ormanlar ve masmavi deniz arasında yürüyüş yapabilir ve doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

İnceburun Feneri: Türkiye'nin en kuzey noktası olan İnceburun'da yer alan İnceburun Feneri, eşsiz manzaralar eşliğinde gezebilirsiniz. Burada denizin ve doğanın muhteşem uyumunu izleyebilir ve fenerin etrafında huzurlu bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Sinop Arkeoloji Müzesi: Sinop Arkeoloji Müzesi, bölgenin zengin tarihini keşfetmek isteyenler için önemli bir durak. Müze, antik dönemlere ait eserler ve arkeolojik buluntularla dolu. Tarihe meraklı ziyaretçiler için oldukça ilgi çekici.

Akliman: Akliman, Sinop’un en güzel plajlarından biri. İnce kumlu plajı ve temiz denizi ile yaz aylarında serinlemek ve güneşlenmek için ideal bir yer. Ayrıca çevresinde piknik alanları da bulunuyor.

Erfelek Tatlıca Şelaleleri: Erfelek ilçesinde yer alan bu şelaleler, doğa severler için mükemmel bir destinasyon. Şelaleler boyunca yürüyüş yapabilir, serin sularda yüzebilir ve piknik yapabilirsiniz. Doğal güzellikler arasında keyifli bir gün geçirmek için harika bir yer.

Balatlar Kilisesi: Bizans döneminden kalma tarihi bir yapı. Kilise, özellikle freskleri ve mozaikleri ile dikkat çekiyor. Tarih ve sanat severler için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.

Sinop Kalesi: Sinop Kalesi, şehrin en önemli tarihi yapılarından bir diğeri. Kale, deniz manzarası ile birleşen tarihi atmosferi ile ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Kaleye çıkarak şehrin ve denizin panoramik manzarasını izleyebilirsiniz.

Diyojen Heykeli: Sinop’un ünlü filozofu Diyojen'in heykeli, şehir merkezinde yer alıyor ve turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Diyojen’in meşhur fıçısı ile tasvir edilen heykel, şehrin simgelerinden biri.

Sinop' ta Nerede Ne Yenir?

  1. Sinop'un meşhur mantısını denemek için Teyze'nin Yeri Mantı Salonu ideal bir yer. Burada taze ve lezzetli Sinop mantısının tadına bakabilirsiniz.
  2. Karadeniz pidesi sevenler için harika bir seçenek. Çeşitli pide çeşitleri ve lezzetli tatları ile adeta damakları şenlendiriyor.
  3. Taze ve lezzetli deniz ürünleri arayanlar için Deniz Balık Restoran mükemmel bir seçenek. Hamsi tava, ızgara balık gibi yöresel lezzetleri burada tadabilirsiniz.
  4. Sinop'a özgü mısır ekmeğini denemek isteyenler için Nihat Usta'nın Yeri ideal bir mekan. Geleneksel tarifle hazırlanan bu ekmek, enfes bir lezzet.
  5. Sinop'a özgü katlama böreği tatmak isteyenler için doğru adreslerden biri de Sinop Katlama Evi. Çeşitli katlama çeşitlerini burada deneyebilirsiniz.
  6. Sinop'ta isli balık denemek isteyenler için İskele Balık Restoran tercih edilebilir bir mekan. Taze deniz ürünleri ve yöresel lezzetleri sunuyor.
  7. Karalahana çorbası gibi Karadeniz mutfağının lezzetli yemeklerini denemek isteyenler için Aşiyan Restoran ideal bir mekan. Geleneksel tariflerle hazırlanıyor yemekler.

Safranbolu

Karabük'e bağlı Safranbolu, tarih ve kültürle iç içe geçmiş sakin bir kasaba. Osmanlı döneminden kalma geleneksel evleri, taş sokakları ve tarihi yapılarıyla ziyaretçisini geçmişe götürüyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alması, buranın ne kadar özel bir yer olduğunu gösteriyor. Safranbolu’da gezilecek yerler arasında en çok dikkat çekenler, eski Osmanlı evleri ve Cinci Hanı gibi tarihi yapılar. Cinci Hamamı ve Köprülü Mehmet Paşa Camii gibi mekanlar da bölgenin tarihini yakından hissetmek için ideal. Doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için Tokatlı Kanyonu ve Bulak Mağarası güzel seçenekler sunuyor. Alışveriş için Safranbolu’nun tarihi çarşısı Yemeniciler Arastası’nı gezebilirsiniz. Burada hala el emeği ürünler bulmak mümkün. Yöresel tatlar denemek isterseniz safranbolu lokumu ve pilavı gibi lezzetler size eşlik edecek. Kuyu kebabı da bölgenin meşhur yemekleri arasında. Konaklama içinse, Osmanlı evlerinde hizmet veren oteller tercih edilebilir. Böylece hem tarihe tanıklık etmiş olursunuz hem de bölgenin ruhunu daha iyi hissedersiniz. Safranbolu’ya Karabük’ten minibüs veya özel araçla rahatça ulaşmak mümkün.

safranbolu Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Safranbolu'da Gezilecek Yerler

Geçmişi yaşayıp, geçmişin kokusunu hissetmek, taş döşeli kaldırımlarda eski zaman aşkını yaşamak istiyorum diyorsanız bence bunun için biçilmiş kaftan. Hele birde eski konak oteller de konaklar, çarşı içindeki arasta kahvecisinde közde kahve içerseniz değmesinler keyfinize. Kiremit damlı ve tipik büyüleyici ahşap Osmanlı evleri, esnafıyla zanaatkarıyla tarihi çarşısı, yemyeşil doğa, daracık sokakları, birbirinden lezzetli lokumları ve yemekleri… Yerli halkın eskiden evleri olan, son yılarda ise birçoğu küçük otele dönüştürülen tarihi konaklarda kalmak, aynı geçmişteki hayatı yaşamak gibi…

  • YörükKöyüMencilisMağarasıSeyirTerası ve keyifli müzeleri ile merkezinde ve çevresinde gezilecek bolca noktası var.
  • Cinci Han ve Hamam: Safranbolu’nun en bilinen yapılarından biri. Hem konaklama hem de hamam hizmeti veren tarihi bir han. Hamamı hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler tarafından sıkça tercih ediliyor, özellikle geleneksel atmosferi ve doğal termal sularıyla dikkat çekiyor.
  • Kent Müzesi: Safranbolu’nun geçmişine dair pek çok objeyi ve bilgiyi bulabileceğiniz küçük ama etkileyici bir müze. Bölgenin tarihini ve kültürünü yakından tanımak isteyenler için ideal bir durak.
  • Lonca Çarşısı (Yemeniciler Arastası):
  • Safranbolu’nun tarihi çarşılarından biri. Eskiden ayakkabıcıların, özellikle yemenicilerin dükkanlarının olduğu, bugün de yöresel el sanatları ürünleri ve hediyelik eşyaların satıldığı renkli ve canlı bir mekan.
  • Demirciler Çarşısı: İsmi üzerinde, demircilik işleriyle uğraşan ustaların olduğu eski bir çarşı. Günümüzde hala geleneksel el işleri ve metal ürünler bulabileceğiniz, Safranbolu’nun tarihine tanıklık eden yerlerden biri.
  • Hıdırlık Tepesi: Kasabanın en güzel manzaralarından birini sunan tepe. Buradan Safranbolu’nun tarihi evlerini ve çevresini seyretmek mümkün. Özellikle gün batımında uğranması tavsiye edilen huzurlu bir nokta.
  • Havuzlu Asmazlar Konağı: Safranbolu’nun en güzel ve en iyi korunmuş tarihi konaklarından biri. Geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan konağın iç avlusunda küçük bir havuz bulunuyor. Konak, bölgenin yaşam kültürünü anlamak için gezilmesi gereken yerlerden.
  • BulakMağarası ve BulakKanyonuKristalCamTerası’ndan Tokatlı Kanyonu’na bakmadan, 70 km yakınında Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesindeki Valla Kanyonu ve Horma Kanyonu ile Ilıca Şelalesini mutlaka gezin görün. İncekaya Su Kemeri görmeden gitmeyin. Artık bir de Tepetaklak Konağı var. Her şey tepetaklak burada.

Yapmadan Dönme!!!

  • Yöresel el işlerinin satıldığı #Arastaçarşısı’nda, Asma Altı’nda oturup bir közde kahve içmeden dönmeyin!
  • Golf arabalarıyla tarih turu: Safranbolu merkezinde yer alan tarihi mekanları meydandan kalkan golf arabalarıyla gezebilirsiniz. Rehberlik hizmeti de sağlanan bu turlarda bütün #Safranbolu’yu kolayca gezebilirsiniz.
  •  Ayrıca Türkiye’nin ilk ve tek kahve müzesine de mutlaka uğrayın.

Bolu

Karadeniz Bölgesi’nin batı kesiminde yer alan Bolu, yeşille mavinin kucaklaştığı nadide kentlerimizden biri. Hem Karadeniz iklimini ve havasını, yanı sıra doğasını yansıtan hem de doğanın tüm nimetlerini sergilediği bir kent. Karadeniz’in en bilinen tatil şehirlerinden biri. Üstelik dört mevsim ayrı bir tatil seçeneği sunuyor.

bolu Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Şimdi Bolu ve çevresini gezmenin en güzel zamanı. Fakat siz yine de haftasonuna denk getirmemeye çalışın. Gitmeyi planlayanlar için son 2 hafta çok uygun. Yapraklar dökülmeden yetişin. 

Bolu Gezilecek Yerler

  • Abant’a ve Yedigöller’e gidebilirsiniz. İsterseniz göl kenarında yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir ya da piknik yapabilirsiniz. Yedigöller Milli Parkı ve civarında kuş gözlemciliği yapabilirsiniz.
  • Bolu’nun yüksek kesimlerindeki yaylalara gidebilirsiniz. Buralarda doğa yürüyüşleri ya da piknikler planlayabilirsiniz. Bolu’da çok sayıda tarihi han, hamam ve cami bulunuyor. Buraları ziyaret edebilirsiniz.
  • Mudurnu ve Göynük’te bulunan mimarisiyle, otantik ve tarihi dokusuyla göz dolduran eski evleri görebilirsiniz.
  • Mengen’e gidebilir ve dünyanın en lezzetli yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Eğer kış mevsimindeyseniz Kartalkaya’ya gidebilir ve beyazın keyfini çıkarabilirsiniz. Bolu’da Köroğlu Heykeli’ni görebilirsiniz.
  • Keçi Kalesi’ni, Seben Kaya Evleri’ni görebilirsiniz. Yaylalarda avcılık, göllerde de olta balıkçılığı ile ilgilenebilirsiniz. Abant Dağları’nda yamaç paraşütü yapabilirsiniz.
  • Göllerin kenarındaki balık restoranlarında, tatlı su balıklarının tadına bakabilirsiniz. Karacasu beldesindeki termal kaplıcalara gidebilir ve sağlık dolu bir gün geçirebilirsiniz. Tarihi Kıbrısçık Evleri’ni görmek için Kıbrısçık beldesine gidebilirsiniz.
  • Bolu’da sokaklarda ve çarşıda gezebilirsiniz. Osmanlı döneminden kalan çok sayıda han, hamam ve cami var. Kadı Camii, Yıldırım Bayezid Külliyesi, Taş Han, Orta Hamam, Saraçhane Camii gibi tarihi mekânları ziyaret edebilirsiniz. Orta Hamam, Tabaklar Hamamı, Sultan Hamamı gibi tarihi hamamları da görebilirsiniz.
    Seben ilçesinde Seben Kaya Evleri’ni görebilirsiniz. Vadiler boyunca yükselen, kayalara oyulan evleri, hatta birkaç katlı olanlarını bile görebilirsiniz.

Giresun

Giresun, Karadeniz’in sakin ve yeşilliklerle dolu şehirlerinden biri. Doğası ve de tarihiyle küçük ama gezmesi keyifli bir yer. Şehirde mutlaka görmeniz gereken birkaç yer var. Giresun Kalesi, şehri tepeden izleyebileceğiniz, tarihi oldukça eski bir yapı. Buradan Karadeniz’in manzarası çok güzel görünüyor. Yine şehirdeki Giresun Adası, Karadeniz’de yerleşim olan tek ada ve doğasıyla dikkat çekiyor. Buraya yazın tekne turlarıyla kolayca ulaşabilirsiniz. Kentte müzeler de var, Giresun Müzesi eski bir kiliseden dönüştürülmüş ve içinde bölgenin tarihinden kalma eserler sergileniyor. Doğa sevenler içinse Mavi Göl ve Sis Dağı Yaylası ideal. Mavi Göl, turkuaz rengiyle göz alırken, Sis Dağı’nda yazın bile kar görmek mümkün. Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı ise doğa yürüyüşü yapmak ve şelalenin yanında vakit geçirmek için güzel bir yer. Tirebolu Kalesi ise deniz kıyısında, manzarası ve sakinliğiyle huzur veriyor.Tarihi dokusunu hissetmek isteyenler için Zeytinlik Mahallesi, eski taş evleri ve dar sokaklarıyla görülmeye değer. Yedideğirmenler Tabiat Parkı ise doğal güzelliklerle dolu, eski değirmenlerin olduğu, yürüyüş yapabileceğiniz bir alan. Son olarak Giresun Hayvanat Bahçesi çocuklar ve hayvanları sevenler için keyifli bir durak.

giresun Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Giresun Gezilecek Yerler

Yıl boyu yağış alması sayesinde ziyaretçilerine yeşilin en güzel tonlarıyla ağırlayan Giresun'da gezip görülecek, keşfedilecek pek çok yer var. Ancak keşfe kesinlikle boylu boyunca uzanan yaylalar ile başlamalısın! Yeşile doyacağın yaylaların havasında huzur bulduktan sonra ise Giresun'un en özel köşelerini bir Giresunlu gibi dolaşmaya hazırsın. Peki Giresun'da nereleri görmeliyim dersen hepsini senin için bir araya getirdik.
Kümbet Yaylası: Giresun'a geldiğinde görmen gereken ilk yer kesinlikle Kümbet Yaylası olmalı. 1640 metre rakımda yer alan Kümbet Yaylası, Giresun'un Dereli ilçesinde yer alıyor. Giresun ziyaretini yaz aylarında yapıyorsan Kümbet Yaylası'na Dereli ilçesi üzerinden dolmuşlarla gidebilirsin. Ancak kış aylarında çetin olan hava koşulları sebebiyle yaylaya dolmuş bulmak zorlaşabiliyor. Eğer kışın da gidip yaylanın üzerini örten karlı manzarayı izlemek istersen yerel acentelerin turlarını tercih edebilirsin.
Göl Yanı Yaylası: Küçük bir göl, alabildiğine yeşil ve tertemiz hava… Aradığı şey şehrin stresinden uzakta huzur bulmaksa Göl Yanı Yaylası tüm güzelliği ile seni bekliyor. Giresun yaylaları arasında vazgeçilmezlerden olan Göl Yanı Yaylası, merkeze yaklaşık 40 km uzaklıktaki Yağlıdere ilçesinde bulunuyor. Son yıllarda popülerliği artan yayla, yaz aylarında bir hayli kalabalık oluyor. Sakin bir ziyaret olsun dersen, yaylanın en güzel zamanlarının bahar ayları olduğunu unutma!
Giresun Müzesi: Yayla keşiflerin bittikten sonra Giresun'un tarihinde bir yolculuk yapmak istersen Giresun Müzesi'ni, diğer adıyla Gogora Kilisesi'ni ziyaret edebilirsin. 18. yüzyılda bir Ortodoks kilisesi olan yapı, günümüzde Giresun bölgesinden çıkarılan ve tarihi eski tunç çağına kadar uzanan pek çok esere ev sahipliği yapıyor. Sen de bu özel eserleri görüp hem yapının atmosferini içine çekebilir hem de Giresun'un köklü tarihinde sıra dışı bir gezintiye çıkabilirsin.
Giresun Kalesi: Seni şimdi de Giresun'u kuş bakışı izleyebileceğin harika bir yere götürüyoruz. Pontus Kralı Mihridates'in oğlu Farnakes tarafından milattan önce yapıldığı düşünülen Giresun Kalesi, iç ve dış olmak üzere iki ayrı kaleden oluşuyor. Ünlü yapıdan geriye çok az kalıntı kalmış olsa da sahip olduğu muhteşem manzara ile görülmeye değer. Unutmadan Atatürk'ün koruma komutanlığı görevini üstlenen Topal Osman Ağa'nın mezarının burada olduğunu da hatırlatalım.

Kastamonu

Batı Karadeniz'de yer alan Kastamonu; tarihi, yemyeşil doğası, konakları, kalesi, hanları ve masmavi denizi ile görülmeye değer, bambaşka bir Karadeniz şehri. Kastamonu, Anadolu'nun en eski şehirlerinden biri. Dolayısıyla Antik Çağlardan ve Türklerden kalma pek çok eseri barındırıyor. Üstelik eserlerin çoğunu da günümüze kadar taşımayı başarmış. Daha şehre girerken sizi ta 12. yüzyıldan kalma bir Bizans Kulesi karşılıyor. Saat kulesi, camileri, türbeleri, kışın kayak tutkunları için bembeyaz dağları, yazın deniz ve güneş diyenler için de masmavi denizi ile istediğiniz her şeye sahip Kastamonu. Kastamonu'nun bilinen tarihi Hititlere kadar dayanıyor. Şehrin içinde Pompeipolis (Taşköprü), Kytoron, Aigialos ve Abonou-ionopolis (İnebolu) antik kentleri bulunuyor. Hititlerden sonra Persler, Frigler ve Lidyalıların eline geçen şehir, M.Ö. 1. yüzyıldan Romalıların hâkimiyetine girmiş ve uzun yıllar da Roma hâkimiyetinde kalmış.  Romalılardan sonra sırasıyla Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi köklü devletlerin hâkimiyetinde kalmış bir şehir.
Kastamonu, Türk egemenliğine geçtikten sonra hiç düşman işgali altında kalmamış. Güvenli bir bölge olması sebebiyle de Kurtuluş Savaşı'nda Ankara'ya, en çok silah ve cephane buradan gitmiş. Çanakkale cephesinde de en çok şehit veren il Kastamonu. Hatta Çanakkale Türküsü de Kastamonulu bir aşığa ait. Kentin tarihimizdeki en önemli yerlerinden biri de şudur ki Atatürk 1925 Şapka İnkılâbı'nı Kastamonu'da yapmıştır. Kastamonu'nun iklimi tipik bir Karadeniz iklimi özelliği gösteriyor. Ormanlık alan olarak ülkemizin en zengin bölgelerinden biri. Alanlar az olsa da genellikle tarıma elverişli toprakları var. Halkın geçim kaynakları tarım, hayvancılık ve ormancılık ile turizm. 
Kastamonu, hem yaz hem de kış mevsiminde tatil amaçlı ziyaret edebileceğiniz şehirler arasında. Üstelik Karadeniz'in batısında yer almasından dolayı da büyükşehirlere konum olarak oldukça yakın. Hafta sonu kaçamaklarınız için bile ideal diyebiliriz. 

kastamonu Yakın Çevresi Gezilecek Yerler

Kastamonu'da Gezilecek Yerler?

  • Geçmişi çok eskilere dayanan bir şehir olan Kastamonu'da, geçmişten günümüze gelen pek çok eser ve tarihi kalıntı bulabilmek mümkün. Şehre girdiğinizde ilk olarak sizi 12. yüzyıl Bizanslardan kalma Kastamonu Kalesi karşılıyor. Kale, 2005 yılında restore edilmiş. Kaleden tüm şehri seyredebilirsiniz.
  • Zımbıllı Tepe Höyüğü'nü (Pompeipolis) ziyaret edebilirsiniz. Taşköprü ilçe merkezi yakınlarında bulunan antik kent M.Ö. 64 yılında Romalılar tarafından Paphlagonia eyaletinin merkezi olarak kurulmuş. Arkeolojik kazılarda birçok eser ve mozaikler ortaya çıkarılmış.

  • Selçuklulardan, beyliklerden ya da Osmanlı döneminden kalan pek çok camiyi görebilirsiniz. Atabey Camisi, Mahmut Bey Camisi, İbni Neccar Camisi, Nasrullah camii, İsmail Bey Külliyesi bunlardan bazıları.
  • Şehirde pek çok tarihi han var. İsmail Bey, Deve, Urgan ve Gökçeağaç Hanı gibi yerleri gezebilirsiniz. Kastamonu Arkeoloji ve Etnografya Müzelerini gezebilirsiniz.
  • Taşköprü, İnebolu ve Abana gibi semtlerde yoğun olarak bulunan tarihi Kastamonu evleri ziyaret edebilir, tarihin sayfalarında gezinirken bolca fotoğraf çekebilirsiniz.
  • Kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan pek çok bölgesi ve milli parkı bulunan Kastamonu'da Ilgaz ve Küre Dağları Milli Parkı, Kastamonu Tabiat Anıtlarını ziyaret edebilirsiniz.
  • Karadeniz yaylaları ile meşhurdur. Kastamonu'da da pek çok yayla var. Buraları gezebilir ve temiz hava alarak yenilenebilirsiniz. Pınarbaşı ve Küre ilçelerinde yer alan mağaraları gezebilirsiniz.
  • Gideros Koyu'na gidebilirsiniz. Uzun kıyı şeridi ve doğası, denizi ile adeta cennetten bir köşe olan yerde, vakit geçirmek kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. 
  • Horma Kanyonu'na gidebilirsiniz. Derin göller ve şelalelerden oluşan kanyonun çıkışında bir de doğal göl bulunuyor. Büyüleneceksiniz.
  • Ilıca Şelalesi Ilıca Şelalesi'yle Kastamonu Merkez arası köy yollarından 2 saat civarı sürdü ama o güzelim doğa manzarasına değer. Dikkat! Yolun bazı kısımları off road arabalara daha uygun.
  • Valla Kanyonu Uzunluğu 12, derinliği ise yer yer 1,1 kilometreyi bulan ve riskleri nedeniyle rehbersiz geçişe izin verilmeyen Kastamonu'daki Valla Kanyonu, dünyanın en derin ve geçişi en zor kanyonları arasında gösteriliyor.
  • Malyas Şelalesi içinde yüzebileceğiniz bir yer.