
Sonbaharda Fotoğraf Çekilecek En İyi Yerler
Sonbahar geldiğinde doğa adeta ressamın fırçasından çıkmış gibi bir manzaraya bürünüyor. Ağaçların yaprakları altın sarısına, kızıllara, turunculara dönerken arada hala yeşilin canlı tonları kalıyor. Hepsi bir araya gelince ortaya göz alıcı, insanın içini ısıtan bir renk şöleni çıkıyor. Dört mevsimi yaşayan bir ülke olarak biz, bu şölenin en güzel sahnelerine tanıklık etme şansına sahibiz.Sonbaharda göl kenarında suya düşen renklerin yansımasını izlemek, ormanların içinde gizlenmiş patikalarda yürümek ya da tarihi sokaklarda dolaşırken karşınıza çıkan sürpriz kareleri yakalamak bambaşka bir keyif oluyor. Taş evlerin arasında saklı güzellikler, dar yolların sıcak atmosferiyle birleşince Türkiye’nin dört bir yanı fotoğraf tutkunları için adeta açık hava stüdyosuna dönüşüyor.
İznik Gölü’nün kıyısında huzurlu bir atmosfer sunan İznik Askania Otel, Edirne’nin sakin ruhunu yansıtan Marisstone Hotels, Kapadokya’nın masalsı manzaralarına açılan Taşkonaklar Hotel ve Ağva’da nehir kenarında keyifli bir mola imkanı veren Park Mandalin Hotel… Karadeniz’in yeşiliyle buluşan Kıyıköy Resort Hotel, Abant’ın kartpostallık doğasında yer alan Abant Köşk Hotel, Maşukiye’de doğayla uyumlu bungalovlarıyla Babil Bungalov Hotel ve samimiyetiyle öne çıkan Falez Cafe & Restaurant & Pansiyon da sonbahar yolculuklarına renk katıyor. Kazdağları’nın dingin köyünde sadece yetişkinlere özel konfor sunan Nadas Kazdağları ile Cunda’nın taş sokaklarındaki zarif atmosferiyle Cunda Despot Evi, bu mevsimde fotoğraf tutkunlarına ilham verecek adreslerden sadece birkaçı. Bu oteller ve çevresindeki doğa, sonbaharda fotoğraf çekmek için en özel duraklardan sadece birkaçı. Türkiye’nin farklı köşelerinde her biri farklı bir hikaye anlatıyor; sana da sadece makinenin deklanşörüne basmak kalıyor.
Sonbaharda Fotoğraf Çekilecek En İyi Yerler
- İznik Askania Otel, İznik Gölü
- Marisstone Hotels, Edirne
- Taşkonaklar Hotel, Uçhisar
- Park Mandalin Hotel, +15, Ağva
- Kıyıköy Resort Hotel, Kırklareli
- Abant Köşk Hotel, Abant
- Babil Bungalov Hotel, Kartepe Maşukiye
- Falez Cafe & Restaurant & Pansiyon, Arhavi
- Nadas Kazdağları, 18+, Yeşilyurt Köyü
- Cunda Despot Evi, Cunda Adası
İznik Askania Otel
İznik Gölü’nün kuzey kıyısında, gölün en temiz koylarından birinde yer alan İznik Askania Otel, doğayla baş başa kalmak isteyenler için huzurlu bir kaçış noktası. Şehir hayatının koşuşturması, gürültüsü ve yapay temposundan uzaklaşıp derin bir nefes almak için burası gerçekten çok özel bir yer. Gölün sakin yüzeyi, sabahın erken saatlerinde oluşan sisle birleştiğinde sanki tablo gibi bir manzara çıkarıyor karşınıza. Güneş gökyüzünde yükseldikçe gölün rengi değişiyor; kimi zaman altın sarısına çalan yansımalar, kimi zaman ise turuncu ve kızıl yaprakların suya düşen renkleri göz kamaştırıyor. Otelin ahşap dokulu bungalovları, göl manzaralı verandaları ve samimi atmosferi, fotoğraf meraklıları için farklı kareler sunuyor. Bir yanda doğanın tüm renklerini yansıtan göl, diğer yanda ağaçların arasında saklanmış yürüyüş yolları… Sonbaharda özellikle yaprakların sararıp kızarmasıyla birlikte ortaya çıkan renk şöleni, burayı adeta açık hava fotoğraf stüdyosuna dönüştürüyor. Burada günün her saati farklı bir güzelliğe şahit olabilirsiniz. Sabahın sisli saatlerinde dramatik kareler yakalayabilir, öğle saatlerinde gölün durgunluğunu ve gökyüzünün yansımalarını fotoğraflayabilir, akşamüstü ise gün batımının turuncu ışıklarıyla göl kıyısında romantik manzaralar oluşturabilirsiniz. İznik Askania Otel, sadece konaklama için değil, doğanın sunduğu bu eşsiz görsel şölenle ruhunuzu dinlendirmek için de doğru adres. Sonbaharda yola çıkıp unutulmaz fotoğraflar yakalamak isterseniz, İznik Gölü’nün bu özel köşesi mutlaka rotanıza eklemeniz gereken yerlerden biri.
Marisstone Hotels
Doğal yaşamın tüm sıcaklığını hissedebileceğiniz bir mekan arıyorsanız, Marisstone Hotels tam da aradığınız huzur ve dinginliği size yaşatıyor. Tesis, inişli çıkışlı tepeleri, çam ormanları ve dünyanın kendi kendini temizleyebilen nadir denizlerinden biri olan Saroz Körfezi ile çevrili. Her adımda doğa ananın cömertliğini hissettiğiniz bu alan, sonbaharda fotoğraf çekmeyi sevenler için eşsiz bir keşif noktası oluyor. Renkler, ışık ve manzaralar adeta sizi büyülüyor. Sabahın erken saatlerinde ışığın ağaçlar arasına süzüldüğü anlar, gün batımında göl ve deniz manzaralarının yansıdığı kareler, burada kolayca yakalanabilecek eşsiz sahnelerden sadece birkaçı. Otel, doğayla iç içe konumu ve taş ev tarzındaki odalarıyla her birinin ayrı bir karakteri var. Her odanın önünde kendinize ait bir bahçe bulunması, konaklamanızı özel ve oldukça samimi kılıyor. Modern olanaklar ve ferah, temiz odalar sayesinde konforlu bir konaklama deneyimi yaşanıyor. Kahvaltı büfesi, yöresel lezzetleri ve taze ürünleriyle öne çıkıyor. Marisstone Hotels’in sunduğu bir diğer avantaj, denize yakınlığı ve çevredeki gezilecek yerlere kolay erişim imkanı. Sonbahar aylarında çevredeki doğa yürüyüşleri, fotoğraf rotaları ve Saroz Körfezi’nin sakin kıyıları, fotoğraf çekmek isteyenler için eşsiz bir yer haline getiriyor. Tatilinizi unutulmaz kılan asıl detay, otel personelinin samimi ve profesyonel yaklaşımı; her anınızın özel hissettirilmesi, konaklamayı sadece bir tatil değil, ruhunuzu dinlendiren bir deneyim haline getiriyor.
Taşkonaklar Hotel
Kapadokya’nın Uçhisar beldesinde yer alan Taşkonaklar Hotel, doğal yaşamı gerçekten hissedebileceğiniz eşsiz bir mekan. Otelin ambiyansı öylesine huzurlu ve şık ki, kelimelerle anlatmak neredeyse imkansız. Her detay özenle düşünülmüş; ortam, fotoğraf çekmek için adeta tasarlanmış gibi. Her köşe bir karelik güzellik adeta. Taşkonaklar Hotel, Güvercinlik Vadisi’ne bakıyor ve manzarası gerçekten büyüleyici. Sabahın erken saatlerinde vadiden yükselen ışık, sonbaharın altın sarısı ve turuncu tonlarıyla birleşince ortaya adeta bir tablo çıkıyor. Odalar, taş ve mağara mimarisinin modern konforla harmanlandığı özel alanlar; gece başınızı yastığa koyduğunuzda rüya mı gördünüz, tarihe mi karıştınız bilemiyorsunuz. Kahvaltı her gün farklı seçeneklerle hazırlanıyor; taze ürünler, hamur işleri ve yöresel lezzetler sofraya özenle getiriliyor. Akşam yemekleri de öyle, her damak tadına hitap eden lezzetli ve çeşitli menüler, vadinin veya odanızın önünde keyifle tadılıyor. Kahvenizi ya da şarabınızı alıp manzaranın tadını çıkarmak, oteldeki en küçük anı bile özel kılıyor. Taşkonaklar, mağara ve taş mimarisiyle doğayla bütünleşmiş, kişiselleştirilmiş deneyimler sunan bir otel. Özel bir mağarada romantik bir akşam yemeği ya da vadide gün doğumunu izlerken yapılan kahvaltı gibi anlar, sonbaharın renkleriyle birleşince fotoğraf tutkunları için unutulmaz ve büyüleyici kareler yakalamanın tam zamanı oluyor. Uçhisar’ın nefes kesen manzarası önünde, sanki bir animasyon sahnesindeymiş gibi hissediyorsunuz; ışık, renk ve doğa bir araya geliyor, her anınız karelenmeye değer bir tabloya dönüşüyor.
Kıyıköy Resort Hotel
Kıyıköy, Trakya’nın en sessiz ve sakin beldelerinden biri olarak, doğayla baş başa kalmak ve sonbaharın renklerini yakalamak isteyenler için eşsiz bir yer. Bu huzurlu kasabada yer alan Kıyıköy Resort Hotel, deniz ve dağ manzaralı konumuyla adeta bir tabloyu andırıyor. Otelin havuzu ve çevresindeki manzara, yağlı boya tablosunda resmedilmiş pastel tonlardaki bir hayatı birebir yaşatıyor. Sabahın erken saatlerinde gökyüzünün ve ormanın yansıması, fotoğraf karelerine büyüleyici bir derinlik katıyor. Otelin restoranı, dünya mutfağından seçme lezzetleri deneyimli şefler tarafından sunuyor. Burada hem Trakya’ya özgü yöresel tatları hem de uluslararası özel lezzetleri uygun fiyatlarla deneyimleyebilirsiniz. Kıyıköy’ün mutfak zenginliği ise gerçekten göz dolduruyor: Karadeniz’in taze balıkları, kalkan, lüfer, çinekop, palamut gibi çeşitler, mezeler ve salatalarla birleşiyor, mandadan yapılan yoğurt da burada mutlaka tadılması gereken bir lezzet. Doğa yürüyüşleri ve fotoğraf çekimleri için bölge de çok cazip. Kıyıköy’ün çevresinde Trakya’nın nadir karaçam ormanları, Macar meşesi, sapsız meşe, dişbudak, kayın ve kızılağaç gibi ağaçlar sonbaharda göz alıcı renklerle süsleniyor. Ayrıca, kasabada bulunan tarihi Aya Nikola Manastırı gibi mekanlar, gezip keşfederken karelerinize tarihî bir dokunuş katıyor. Kıyıköy Resort Hotel, doğanın her anını gözlemleyebileceğiniz, huzur ve konforu bir arada sunan bir konaklama noktası. Sonbaharda yaprakların sarısı ve turuncusuyla süzülen ışıklar, gölgelere düşen yapraklar ve Karadeniz’in mavi tonlarıyla birleşince, fotoğraf tutkunları için unutulmaz kareler yakalamak mümkün oluyor.
Abant Köşk Hotel
Bolu’nun eşsiz doğal güzelliklerinden Abant Gölü’nün kıyısında yer alan Abant Köşk Hotel, sonbaharda doğanın renkleriyle buluşmak ve unutulmaz fotoğraf kareleri yakalamak isteyenler için adeta bir huzur ve görsel şölen yaşatıyor. Gölün hemen yanında yer alması, her odadan ve otelin restoranından manzaranın tadını çıkarma imkanı veriyor. Sabahın erken saatlerinde göl üzerinde süzülen sis ve sonbaharın altın sarısı yaprakları, her kareyi adeta bir tabloya dönüştürüyor. Otelin restoranı, kaliteli ve taze malzemelerle hazırlanan yemekleriyle dikkat çekiyor. Burada yemek yerken, sanki gölün içinde bir masada oturuyormuş gibi hissetmek mümkün; geniş pencereler ve huzurlu dekorasyon, deneyimi daha da özel kılıyor. İç dekorasyonun dinginliği, günün yorgunluğunu unutturacak bir rahatlama sağlıyor. Akşam yemekleri şömine ışığında, sabah kahvaltısı ise göl manzarası eşliğinde servis ediliyor, her anınız fotoğraf karelerine değer bir sahneye dönüşüyor. Abant Köşk Hotel, huzurlu atmosferi, göl kenarındaki konumu ve dingin dekorasyonuyla sonbaharda hem doğanın renklerini yakalamak hem de konforlu bir konaklama deneyimi yaşamak isteyenler için ideal bir durak. Her adımda yeni bir fotoğraf hikayesi oluşturabilir ve doğanın sunduğu güzellikleri doyasıya yaşayabilirsiniz.
Babil Bungalov Hotel
Kartepe’nin doğayla iç içe alanında yer alan Babil Bungalov Hotel, sonbaharda fotoğraf tutkunları için sakin ve huzurlu bir kaçamak yapabilirsiniz. Yeşillikler arasında konumlanmış otel, bol oksijen ve kuş cıvıltıları eşliğinde dinlenebileceğiniz bir ortam yaratıyor. Ortak havuz ve açık alanlar, doğayla iç içe vakit geçirmek için harika bir seçenek. Merkeze yakınlığı ise konaklamayı daha da pratik kılıyor. Bungalovlar, konforlu olmasıyla birlikte doğayla bütünleşmiş bir atmosferi var. Sabahları gökyüzünün renkleri ve çevredeki ağaçların altın sarısı ve turuncu tonlarıyla dolu manzarası, fotoğraf kareleri için eşsiz fırsatlar sağlıyor. Kahvaltılar serpme olarak servis ediliyor, özellikle kiremitte sunulan sıcaklar favori seçenekler arasında. Her lokma, doğanın içinde, keyifle tadını çıkarabileceğiniz bir deneyim yaşatıyor.. Babil Bungalov Hotel, sadece konaklama değil, aynı zamanda anıları ölümsüzleştirebileceğiniz bir yer. Sonbaharın renklerini yakalayabileceğiniz yürüyüş yolları ve manzaralı alanlarıyla her köşe fotoğraf karelerine dönüşüyor. Buraya gelenler, doğanın huzuru ve görsel zenginliği içinde unutulmaz anlar biriktiriyor.
Falez Cafe & Restaurant & Pansiyon
Arhavi’de denize sıfır ve 55 metre yükseklikte konumlanmış olan Falez Cafe & Restaurant & Pansiyon, sonbaharda doğa ve manzara tutkunları için adeta bir keşif noktası. Terasından izlenen gün batımları, ahşap el işçiliğiyle yapılmış odaların sıcak atmosferi ve çevresindeki yemyeşil doğa, fotoğraf karelerine değer sahneler yaratıyor. Manzarası gerçekten büyüleyici; deniz ve dağların birleştiği noktada, her açıdan farklı bir güzelliğe tanık oluyorsunuz. Kahvaltısı ise mekanın doğal ve samimi atmosferine uyumlu, taze ve özenle hazırlanmış ürünlerle serpme kahvaltı keyfi, güne muhteşem bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Akşamları ise terasta gün batımını izlemek, sakinliği ve sessizliğiyle ruhu dinlendiren bir deneyim yaşayabilirsiniz. Falez, sadece konumu ve manzarasıyla değil, aynı zamanda otantik dizaynı ve huzurlu atmosferiyle de etkileyici. Yemekleri, odaları ve doğal dokusuyla her detayda kalite hissediliyor. Sonbaharda buraya gelmek, doğanın tüm renklerini gözlemlemek ve unutulmaz fotoğraf kareleri yakalamak için ideal bir tercih.
Nadas Kazdağları, 18+
Kazdağları’nın kalbinde, deniz ve dağ manzarasının kucaklaştığı, doğayla iç içe bir kaçamak arayanlar için Nadas Kazdağları tam anlamıyla huzur dolu bir yer. Buraya adım attığınız anda şehir hayatının koşturmacasından uzaklaşıyor, tuzlu deniz kokusu ve yosunlu taşların ferahlatıcı etkisiyle nefes alıyorsunuz. Mekan, hem denize sıfır hem de yeşilliklere bakan konumuyla her açıdan büyüleyici bir manzarası var. Kazdağları’nın selvi ağaçlarıyla sarılmış doğası, odalardan başlayan bu görsel şöleni bütün tesis boyunca devam ettiriyor. Sonbaharın bu dingin anlarında, odanıza çekilip mum ışığında yumuşak bir akşam geçirirken, doğanın ritmiyle uyumlanıyorsunuz. Taze ve özenle hazırlanmış yemekler, Caprese’den pancar carpaccio’ya, Levrek tapenade’den kırmızı şarapla poşelenmiş armuta kadar, her lokmada doğanın lezzetini ve mevsimin ruhunu hissettiriyor. Mekanda sanat ve müzik etkinlikleri de ruhu besleyen ayrı bir detay; koyu caz severler için küçük sürprizler saklı. Yakın çevrede fotoğraf meraklılarını bekleyen pek çok keşif noktası var: Şahindere Kanyonu’nun dramatik doğası, Antandros Antik Kenti ve Troya Müzesi’nin tarihi dokusu, Adatepe’nin sessiz sokakları, Hasanboğuldu ve Taş Köprü’nün doğal güzellikleri… Her biri, sonbaharın renkleriyle birleşerek unutulmaz kareler yakalamanıza olanak tanıyor.
Cunda Despot Evi
Cunda Adası’nda tarihin ve Ege taşrasının dokusunu hissetmek isteyenler için Cunda Despot Evi özel bir yer. Cumhuriyet öncesinin uygar ve kozmopolit yaşamından izler taşıyan yalı, özenle restore edilmiş ve her köşesinde kendine has bir ruh var. Caddeye açılan büyük kapısından içeri girdiğinizde ferah bir bahçe karşılıyor sizi, yüzyıllık zeytin ağaçları ve bakımlı bitkiler sonbaharın renkleriyle birleşiyor. Oteldeki ahşap ve ampir tarzı mobilyalar, yüksek tavanlar ve geniş pencereler odalara benzersiz bir zarafet kazandırıyor. Yemek yemek, havuza girmek veya sadece odada vakit geçirmek bile keyifli bir deneyim haline geliyor. Kendi havuzu ve tekneyle ulaşılabilen özel plajı, fotoğraf kareleri için harika bir fon oluşturuyor. 1862 Restoran’da Ege’nin yerel lezzetleri ve dünya mutfağından seçmeler bir araya geliyor, sonbahar akşamlarında deniz manzarası eşliğinde yemek yemek unutulmaz bir deneyim. Cunda Despot Evi sadece konaklama değil; tarih ve doğa ile iç içe, huzur veren ve estetiği her an hissettiren bir mekan.